• yine elli karakter limitine takılan başka bir gereksiz gözlemimdir efendim. doğrusu "güneş gözlüğü takar takmaz holywood yıldızlarına dönüşen insanlar" olacaktı, hatta olmalı da.

    şimdi gözlere faydalı, kırışıklıkları engelliyor falan orasına amenna. fakat kardeşlerim, bu mereti takanın gencinden yaşlısına kadar herkeslerin aniden bir angelina jolie'ye bir robert downey jra
    dönüşmesi ne menem bir sihirdir anlamış değilim.

    hanım kızımız bir takıyor kelebek gözlüğü sanki ankaranın sıcağında dolmuşta değil louis vuitton çekimindeyiz. dudakları ısırmalar, saçları havalı dağıtmalar yeterince coşsa iki elini de kalçalarına götürüp şaplağı basıp yavaşça beline doğru çekerken "mmmhh" diyecekmiş gibi duruşlar (noluyor lan?!).

    erkeklerde durum daha feci. adam bir takıyor pilot gözlüğünü sanırsın ki yılların f 15 pilotu. böyle ufuğa bakmalar, "canıtın, gökleri ve o demir kuşları herşeyden çok özlüyorum, lanet olsun albaya ve beni görevden alan askeri mahkemeye" tavırları, para uzatınca "off pis sefil güneş gözlüksüz adam benden kirli parasını uzatmamı istedi lanet olsun" bakışları. hayır bakışları falan diyorum da görünmüyor da kim nereye bakıyor.

    netice itibariyle iki cam parçası ve bir çerçevenin yarattığı bir gizemdir, çözebilene de aşk olsun.

    ps: hayatımın hiçbir aşamasında güneş gözlüğü takmadım, tam heves ettim gözler kunduz gibi ağır miyopa bağladı şimdi ise hiç takamıyorum.aslında takarım da sonra evime giden otobüs yerine dodurga otobüsüne binebilirim, olmadı değil. özeniyorum ulan anlayın.
  • sırf bu dönüşüm geçiren abilerimiz ablalarımız yüzünden benim gibi güneşe karşı aşırı hassas gözlere sahip olanlar "özenti, sonradan görme" muamelesi görecekler diye takmazlar gözlük filan. böle gözlerimizi japonlar gibi kısa kısa yürürüz bu güneşin altında. allah süs olsun diye gözlük takanların belasını versin sözlük.
  • insan yuzunun guzelligini ya da farkliligini belirleyen en buyuk etkenin gozler oldugu tezinin ispati icin kullanilabilecek deneysel olay. muhtemelen goz kismi aksi sekilde dusunmeye ihtimal vermeyecek bicimde kapatilmis bir insan goruldugunde goz kismi icin o yuze en guzel uyacak bir yapi hayal edilerek karsidakinin yuzu oyle algilanir. genelde bu akildaki diger imgelerden secilen bir hayal olur ki angelina jolie'nin, arzum onan'in akla gelmesi de denegin bu tip kimselerle o aralar ya da genelde hayal dunyasinda pek fazla hemhal olduguna delil olabilir. bu teoriden cikarsanmayacak noktalardan birisi gozlerin guzel olmasinin tek basina yuz guzelligini belirleyici olmasi meselesidir.
    not: lutfen at gozlugu takmis atlara bakip angelina jolie hayal etmeye kalkismayiniz. bu tip deneyler ancak laboratuvar ortaminda yapilmalidir. aksi halde beklenmedik yan etkiler ortaya cikabilir.
  • bu sendromun en güzel örnekleri gap turuna çıkan insanlarımızda görülmektedir. zinciriye medresesi'nde ya da hasan keyf'de güneşin altında takınca güneş gözlüklerini bir anda kamboçyadaki angelina jolie'ye, suriye'de set arası vermiş george clooney'e dönüşürler. hele bir de sevimli ve yoksul bir çocuk sıkıştırdılar mı kadraja o zaman yüzdeki o ifadeler vay bana vaylar bana dedirtir.
hesabın var mı? giriş yap