• bizdeki bit pazari kavramindan bir adim otede biseydir. burda sadece ise yaramayan eski seyler degil ayrica antika esyalar da satilir. cok degerli antika vazolardan tutun da, arayip da bulamayacaginiz koleksiyonlara rastlayabilirsiniz. kartpostallar, para ve pul koleksiyonlari, inci boncuk vs. 1000 euronun da otesinde alici bekleyen parcalarin sergilendigi bir yer iste. bizdekinden farkli olarak burda oldukca iyi durumda bulunan malzemeleri cok guzel bi fiyata kapatma firsatiniz da vardir ayrica. turk dayilarla satici veya alici olarak siklikla karsilamaniz ise kacinilmazdir. gidilesi gorulesi bir yerdir. kesin her seferinde birseyler almadan geri gelemeyeceksinizdir.
  • alm. bit pazarı.
  • soğuk bir haftanın nispeten ılık bir cumartesi gününde bana 50 eurodan fazla para harcatan yerdir.erfurter nachtflohmarkt'ta (gece bitpazarı, 16.00-00.00 saatleri arasında) 10 euroya müthiş bir sunideri ceket,15 euroya dire straits,bob seger, kiss, foreigner, van halen plakları, 3 euroya wishbone ash cdsi,5 euroya 1844 yılından kalma 1.reich jimnastikçileri bilekliği, birkaç euroya da birçok küçük antik kuntik işe yarayan-yaramayan şey satın alabilirsiniz.
  • at hariç her şeyi satılan yer. eğer almanya'ya kısa bir süreliğine geldiyseniz ve bir kere flohmarkt'a gitmişseniz türkiye'ye döndüğünüz de özleyeceğiniz ve aklınızda takılı kalacak olan yerlerden birisi.

    en son 1 euro'ya metal ve şık bir mızıka aldım. geriye çalmayı öğrenmek kaldı.
  • sözlük anlamı ile bile bit pazarı olan bi yer bizimkinden daha iyi..daha kaliteli ve daha ucuz..türkiyede antika diye ikeada satılan bir ürünün fiyatının da üstünde bi fiyatla satan andavallar gördü bu gözler..ikea diyorum ya sezon ürünü bi de..almanyaya giderseniz mutlaka uğrayın.porselen bebekler, antika eşyalar, porselenler içinde kaybolcağınız bi yere dönüşür.pazarlık yapmayı da unutmayın:)
  • ecnebilerin bir pazarı.

    bir türkün satış yaptığı flohmarkt macerası için tık!
  • yıllar önceydi. antika sevgim aynı zevke sahip bir arkadaşa denk gelince, uzun bir süre her pazar viyana'nın ünlü bir flohmarkt ziyaretini adet etmiştik. zamanla daha köşede bucakta kalmışlarına sardık. o kadar ilginç şeyler vardı ki… ama benim ilgimi en fazla çeken fotoğraflar oldu. aile albümlerinden tutun doğa, hayvan, binalar, eğlenceli anlar, hastaneler, iş yerleri vs. kimi son üyeleri de ölmüş bir ailenin dağıtılan eşyaları arasından kimi kaybolmuş bir valiz içinden ya da çalınmış bir çantadan çıkanlar olmalıydı.. giderek bu fotoğrafların o kadar bağımlısı oldum ki her bir karenin kim/ kimler olduğunu, hangi hikayenin kahramanı olduklarını düşünmeden uyuyamaz hale gelmiştim.

    hangi yaşamdan yırtılmış karelerdi ?
    sanki onlara bakınca zamana dağılmış kahkahalar, çocuk ağlayışları, öpüşler, itişler, iniltiler, düşünceler, hırslar, yürüyüşler, mevsimler, şarkılar ve sızılar, piknikler, güneş ışığı, sonbahar esintisi, sarı saçlar arasından yüzüme düşen bukleler, çamur ve taş, şehir ve duvar kağıtları.. ah evet duvar kağıtları .. yaşadıkları hayatın varaklarla süslenmiş duvar kağıtları gibi ellerimin arasındaydılar… ve ben elimdeki tüm ölüleri ölmemişlerle karıştırarak yeniden canlanmaları için müthiş bir arzu duyuyordum.

    bu flohmarktaki adam hangi flohmarktaki kadına aşıktı bir zamanlar ?
    aşk hangi flohmarkt için yitirilmeyi bekliyordu?

    öyle ya .. burası paramparça yaşamların toplandığı yer değil miydi ?

    yeşil valiz içindekiler

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
hesabın var mı? giriş yap