• netflix tarafından fifa yönetiminde meydana gelen yolsuzlukların anlatılacağı belgesel.

    link

    1.edit: dizi şeklinde olacağı açıklanmış. 9 kasımda gösterime giriyor.
    2.edit: bu başlığın hala patlamamasına çok şaşırıyorum, şimdi izlemeye başladım ilginç şeyler gördükçe editleyecm.
    3.edit: olum bu ne lan görsel
  • bugün yayina giren 4 bölümlük mini dizi.

    + listeye eklendi.
  • yaptığınız iğrençlikler yolsuzluklar yüzünden koskoca dünya kupasını katarda izliyoruz.
  • sepp blatter' e sanirim belgeselin ana konusundan bahsetmemisler, ondan belgeselde yer aliyor olabilir.

    paralari goturmusler hala cikip sirita sirita ben futbol icin calistim falan diyor herif.
  • iyi hirsizlarin, caylaklari adaletle sinamasinin anlatildigi skindirik belgesel.

    sikindiriktir cunku; konu bu fifadaki avellerin bokluklari, rusvetcilikleri vs degil, dinlerine kufredenlerin adalet abidesi gibi yansitilmasi. ulan dunyada paranin oldugu her ama her konuda yolsuzluk var zaten. zannedersin abd'de adalet, boyle yaldir yaldir goklerden akiyor. asdasdas gotumle guldum izlerken o yuzden.

    gelismis ulkelerle gelismemis olanlarin farki, gelismislerde devlet ve sirketler bazinda, yonetim kademelerindeki orospucocukluklarinin, cok daha profesyonel sekilde yapiliyor olmasi. yani minareyi kilifina oyle guzel uydurup, oyle tatli skertirler ki halklarini, alayi ayy adalet ne bagimsiz, bizler ne ozguruz diye gezer keko gibi. eh dogal olarak da hirsizliklar, kucuk adamlarin degil, kodamanlarin oyun alanidir. yani bu herifler cikip da, ""mahmut, olm ayakkabi kutularini bosalt hallet gotumuze girmesin"" benzeri anektodlarla anilacak hale gelmezler. cok daha temiz ve profesyonel calisirlar.

    diyebilirsiniz ki, ""e iyi de konustugumuz fifa aminyum, bunlar da gelismis ulke seysi degil mi, parasal anlamda desen onlar da milyon dolar cukkalamis, dedigin tutmuyor ameka"". dogru ancak orada gozden kacirdiginiz ince bir nokta var. fifa yonetim kadrosu, uluslararasi bir kadro. yarak kurek bi dunya kulturden gelen keko da mevcut orada. e dogal olarak mal gibi hirsizlik yapiyorlar. kultur tek etken de degil, istirak ettikleri konu da futbol. yani fanatizmin, avamligin, kekolugun cirit attigi bir oyun alani. ne bekliyorsunuz yani bu heriflerden, 3-5 istisna disinda alayi sonradan gorme mallar ordusu. ne zannediyorsunuz sepp blatter cok iyi egitimli, liyakati yuksek bir entelektuel miydi amk? asdasdas

    eh dogal olarak, giderek buyuyen bir sermayenin, boylesine avam tiplerin elinde donmesi, zaten asil hirsizlar icin problem, cunku gun gelecek, bunlar yeterince buyurse, kendi gotlerini kurtarmak icin, liyakat sahibi, daha buyuk ve bilincli kodamanlari got altina atabilirler endisesi doguyor. yilanin basini epey buyumus olsa da eziyorlar iste. cunku isinin ehli hirsizlar, milyon degil, milyar dolar ustunden calisiyorlar kalibre olarak.

    dunyada adalet yoktur. olmayacaktir. sadece cok basarili hirsizlar vardir ve onlarin duzenine inanmis mal kitleler. bunun tek faydasi da, ozelliklle gelismis ulkelerde, cok buyuk orcolar disinda, isleyen bir adalet olduguna dair inanmanizi saglayacak bir duzen calisir durumdadir. siz de artik hirsizlik, kolpacilik, orospucocuklugu ayaga dusmedigi icin, bi nebze kendinizi mutlu ve huzurlu hissedersiniz.
  • futbolla alakasi olmayan, hayatinda topa vurmamis obez para babalarinin elinde futbolun oyuncak edilisine tanik olarak, belgeseli neredeyse basindan sonuna kadar bir tiksinme duygusuyla izledim.

    gerci yapim olarak belgeseli gayet basarili buldum. konuyla alakasi olan neredeyse herkesi konusturmuslar. gerci konusulanlar gercekte olanlarin %1'dir buyuk ihtimalle, o ayri konu.
  • fifa'nın herkesten rüşvet aldığı ama en büyük ortağı coca coladan rüşvet almadığını gördüğüm belgesel ilk bölümde sıkıldım. amerika'nın futbol yönetiminde aktif olmak istediğini herkes biliyor ortada dönen para ve abd'li sponsorlar yüzünden ben olmazsam yönettirmem belgeseli gibi duruyor.
  • henüz açılış sahnesinde "soccer" ifadesiyle dakika bir gol bir dedirtmiştir. fifa'nın ve futbolun ne kadar yozlaştığından ve abd'nin bu müthiş oyunun bekası için ne kadar önemli hizmetler verdiğinden bahsedeceğini düşündürmüştür. nitekim ikinci önerme tam o minvalde olmasa da genel akış abd merkezliydi.

    satır aralarını şöyle okuyorum: 2018 ve 2022 dünya kupasını organize edecek ülkeler tek seferde belirleniyor. 2018 abd'nin yeniden palazlanan eski düşmanı rusya'ya giderken 2022 katar'a gidiyor. 2018 için avrupa ülkesi düşünüldüğü için görmezden gelinebilir ama 2022 için avrupa dışı düşünülüyor. ve en iyi teklifi veren ülke abd. katar ise adaylar arasında belki de en yetersiz kapasiteye sahip ülke. zannımca başkan obama'nın bile propogandasını yaptığı bu kampanya başarısız olunca abd çok bozuluyor ve operasyona karar veriyor...

    fbi talep alıyor, soruşturmalar başlıyor ve bir kurban bulup kıstırarak konuşturuyorlar. ardından malum fifa rüşvet skandalı ve üst düzey yetkililerin tutuklanması. ancak herkes tutuklanırken yıllardır görev yaptığı için artık koltuğu popişine yapışan fifa başkanı sepp blatter'e yönelik hiçbir soruşturma yok. sebep? çünkü 2022 kupası için kendisi abd taraftarıydı. abd'nin bu yolla fifa'da önünü kesen kliği çekip attığını ve yerlerine kendi yandaşlarını yerleştirdiğini düşünüyorum.

    düşüncemi destekleyecek iki mesele var: 1. sarkozy tarafından 2022'nin katar'a verilmesi doğrultusunda "ikna edilen" dünya yıldızı platini'nin fifa'ya başkan olması beklenirken bir anda kendisine yönelik yolsuzluk belgesi patlyor. platini'nin fifa tarafından men edilmesinin ardından başkanlık koltuğuna uefa genel sekreteri, türk takımlarının kurasını çeken kel olarak tanıdığımız gianni infantino geliyor. ne tesadüf ki hemen akabinde yapılan 2026 dünya kupası organizatörlüğü kanada, abd, meksika ortaklığına veriliyor. kanada ile meksika'nın nereden çıktığını soran arkadaşlar olabilir. belgeselde anlatıldığına göre karayipler bu tarz oylamalarda çok kuvvetli bir bölge. karayipler ile abd aynı konfederasyona bağlı. konfederasyonun yıllarca başkanlığını yapan trinidad ve tobagolu başkan ise 2022 seçimleri için kendi konfederasyonuna bağlı abd'den ziyade bir sakal uğruna katar'a oy veriyor, verdirtiyor. zaten yolsuzluk skandalında bu başkanı da eziyorlar. tahminimce abd tek başınayken elini karayipler'e karşı zayıf bulduğundan meksika ve kanada'yı partner olarak alıyor.

    ikinci mesele ise satır arasında geçen fransa-katar ilişkisi. 2022'nin katar'a verilmesinin ardından körfez ülkesinin fransa'da bir anda televizyon ve kulüp yatırımları yaptığını, fransa'dan savunma sanayiine yönelik ciddi meblağda alım yaptığını anlatıyor. yöntem gözüyle bakarsak katar'ın aynı taktiği taylandlı bir üyenin oyunu alabilmek için tayland ile sağlam bir doğal gaz anlaşması yaparak uyguladığından bahsediliyor. avrupa futboluna dönelim. infantino'nun ardından abd para babalarının ve fonlarının futbola bir anda aktığını biliyoruz. eskiden de ingiliz kulüplerine ilgi gösterirlerdi ama son yıllarda bu ilgi biraz arttı. ek olarak başta ingiltere ligleri olmak üzere avrupa futbol dünyasında bir amerikanizasyon söz konusu. yayın gelirleri, oyuncu maaşları gibi konuların yanı sıra bunun en anlaşılır örneği avrupa süper ligi olacaktır. futbolun, özellikle avrupa futbolunun, ruhuna aykırı, tam bir amerikan zihniyetinde projeydi bu. ha önünde sonunda gerçekleşecek, orası ayrı. işte infantino'nun fifa başkanı olmasını müteakip avrupa'ya bir anda artan abd ilgisinin, fifa skandalının abd'nin kendine karşıt kişileri temizleyerek yerine kendi yandaşlarını yerleştirmesi fikrini desteklediğini düşünüyorum. herkes suçlu, yıllardır başkanlık yapan blatter temiz öyle mi? buna kim inanır? 17-25 aralık'ta tüm bakanların yüzde yüz suçlu ama tüm bu işleri abilerinden habersiz yaptıklarına ve abilerinin sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanmak gibi bir şey bu. amerikan hukuku başkandan hiç mi şüphelenmeyecek yani?

    yine de genel olarak güzel belgeseldi. olan biteni net sunuyordu. kronolojik olarak uygun yerden başlattıklarını düşünüyorum. listelerde, şemalarda hep dikkat ettim ama şenes erzik'i hiç görmedim. bunun için çok mutluyum. umarım gerçekten temiz kalmayı başarmıştır. ancak iki kere kürsüde ismi yazılı etiketi görüyoruz. bir sözüm de fifa'ya olacak: yahu siz vakıf gibi bir şeysiniz. hiç mi denetiminiz, kurallarınız olmaz? devlet başkanlarından xx değerinin üstünde hediye alınmayacak, yy seviyesindeki insanlara şu değerin üstünde hediye verilmeyecek gibi hiçbir düzenlemeniz olmaz mı? milyon dolarlar havada uçuşuyor, elden kırkar bin dolarlar teslim ediliyor. organizasyon düzenliyorsunuz, "işin kalanı özel firmaların meselesidir, katar'daki kölelik, ölümler veya lgbti bireylerin can güvenliğinin garanti edilmemesi bizi bağlamaz" diye nasıl işin içinden çıkabilirsiniz? bir nevi ihale veriyorsunuz aslında, o ihalenin arzuladığınız şartlara uygunluğunu hiç mi kontrol etmezsiniz yani? tamam katar raporunu bile okumamışsınız ama bu ve buna benzer kuralları keşke zahmet edip tüzüğünüze ekleseymişsiniz. otur sıfır.
  • kapitalizm ile beraber yozlaşan fifa 'nın gerçek yüzünü katar' ın dünya kupasını nasıl kazandığının anlatılması ekseninde gördüğümüz güzel netflix işi belgeseldir. ayrıca, şenes erzik bu kadar rüşvetçi içerisinde temiz kalan bir kaç kişiden olmuş, şans mı başarımı bilemem. sepp blatter sen de hırslı adamsın, yedin ama çalıştın lakin futbolun diktatörü olmana da gerek varmıydı.
hesabın var mı? giriş yap