• prof. macit gökberk tarafından kaleme alınmış, katı bir sofi nin dünyası. ders kitabı; olacak o kadar deyip geçmek lazım.
  • macit gökberk'in son derece yalın ve günümüz türkçesini kullanarak kaleme aldığı, olgun, felsefe tarihi çalışmalarından biri. bu kitap çeşitli ortamlarda ders notu olarak da kullanılıyor. kitabın en önemli özelliği fikri anlamda çok canlı bir üslubu olmasıdır. bir başucu eseridir.
  • "felsefe, felsefe tarihinden mi ibarettir" sorusuna cevap verebilmek için okunması gereken tarih.
  • neyin ne olduğuna şöyle genel bir bakış atabilmek için okunması gereken macit gökberk kitabı. altını çize çize, kenarına notlar ala ala okumak şiddetle tavsiye edilir, ileride dönüp dönüp bakınca pek bi faideli oluyor.
  • hep büyük bir gazla başlanan ama antik yunan felsefesinden öteye gidemeyen kitap.
  • bedia akarsu, afsar timucin, orhan hancerlioglu ahmet cevizci ve macit gokberk'in thalesden gunumuze olan sureci 'felsefe tarihi' adi altinda yorumlamistir. bir kismi yuzeysel, bir kismi özneliginin dozunu kacirsa da (bkz: orhan hancerlioglu/@borges) elde kalan 'nesnellik' bakimindan tartismasiz en 'objektif' olan ve ulkedisinda dahi itibari olan farkli dillere cevrilmesinin yaninda 'en gecerli' oldugundan kaynakli felsefe bolumu ogrencilerin siklikla yararlanmasinin sonucu bir kisim felsefe profsorlerinin nefret ettigi bir isim;macit gokberk'tir. dusunce tarihine kendi görüs ve yorumdan uzak dokunabilmenin imkansizligi ortadadir. orhan hancerlioglu'nun 'yorum katma hakki'ni sonuna kadar kullanip 'marksist felsefe sozlugu' hazirlasa da felfese tarihi adi altinda, 'nesnel olmalisin' gibi bir argumanla karsisina cikamayacaginiz bir ugrastir felsefe ve onun tarihi.

    macit gokberk'in donem olarak uzun, dusunsel bazda verimsiz olan orta cag'in(skolastik donem) yorumu gayet hostur;

    'skolastikgin yontem bakimindan yapmak istedigi, akli(felsefeyi) vahyin dogrularina uygulayarak inanc konularini -olabildigi kadar- kavranilir yapmaktir; bununla da, vahye karsi akil yonunden ileri sürülmüs olan itirazlari karsilayabilmektir. buna gore skolastik felsefenin istedigi temellendirmek ve curutmektir; yeni bir sey bulmak degildir. iste bu yuzden skolastik felsefe daha bastan aristotales mantigina dort elle sarilmistir: temellendirme(kanitlama, kanitlara dayatma) bu mantigin goz onunde bulundurdugu baslica isti.skolastik felsefenin deduktif euklides geometrisine onem vermesi yine bu yuzden.temellendirip sistematik olarak olarak derlenecek dogrular da, kesin olarak formullenmis olan belli onermelerde -otoiteye dayanan, dogmatik onermelerde- daha bastan saptanmis bulunuyordu. 'credo ut intelligam' -anlayayim diye inaniyorum- görüsü, skolastik felsefe yonteminin cikisnoktasi ve eregidir.bu felsefeye gore, yalniz inancin konusu degil, bu konunun dil ile anlatimi da bir dogru olarak saptanmistir. bu realizm skolastigin bir temel gorusudur.bu anlayista bilmek, tanrinin egemen oldugu gercegi onermeler ve sonuc cikarmalar ile yansitmak demektir. bu onerme ve sonuc cikarmalarin form ve yapilarinda gercek upuygun olarak tekrarlanmaktadir.nitekim tanri da acinladigi "söz"ünde bu form ve yapilarla konusmustur.skolastik, bunun icin, yalniz suphecilige karsi degil. bilginin her türlü subjektiflestirilmesi, relatiflestirilmesi ile de savasir. cunku psikolojist ve nominalist ogretiler, icine sizarlarsa, skolastigin cozulmesine yol acarlar. skolastik icinse gecerliligi olan tek bir dogru vardir; ancak tek bir bilgi sistemi dogrudur.

    ortacag filozofu kendini bir dunya gorusunun yaraticisi saymaz; o üzerinde calistigi sistemin bir iscisidir; kisiligi isinin arkasinda silinir.-tipki katedral mimarinin kisiligini sakladigi gibi. skolastik icin tipik olan summa'lar -bu ogretinin temellerini bir araya toplayan, özetleyen kitaplar - onceden cizilmis bir ana plana gore bu sistemi kurarlar... (felsefe tarihi, macit gokberk -syf: 140)
  • (bkz: copleston)
hesabın var mı? giriş yap