• yahya kemal bu kelimeyi cümle içinde kullanmıştır. oradan öğrenelim anlamını:

    "bila tereddüd inandık ki sendedir ey mey
    ne varsa derde deva çare-i felaha kadar"
  • bir fellah degildir.
  • kurtuluş, onma...
  • efendim vakti zamanında ulu önder atatürk tüm devrimleri yaparken sıra gelmiş ezanın türkçe okunması işine,din alimleri vs görüşülmüş fikir birliğine varılmış herşey çevrilmiş fakat felah kelimesinin tam olarak karşılığı olan kurtuluş kelimesi oturmuyormuş ezanın içine.
    napsak ne etsek tüm hocalar alimler zat lar bir araya gelmişler yok yok yok başka alternatif kelime yok
    paşa'ya gitmişler tabi anlatmışlar durumu atatürk de işin içinden çıkamayınca bırakın felah olarak kalsın demiş.
  • "kurtuluş"
  • kurtuluş, selamet, onma.
  • abdülkadir geylani hazretleri, fethurrabbânî eserinden:

    allah'ın kelamı kur'âna ve resûlüllah'ın sünnetine uymadıkça senin için felâh-kurtuluş yoktur.

    allah'ın rahmeti onun üzerine olsun, büyüklerden biri şöyle der:

    -"kimin ki bir mürşidi yoksa iblis onun mürşididir."

    allah'ın kelâmını ve resûlüllah'ın sünnetini bilen ve onlarla amel eden mürşidlere uyunuz. haklarında hüsn-ü zan besleyiniz. bilmediklerinizi onlardan öğreniniz. onların huzurunda güzel edeple hareket ediniz. onlarla beraberliğinizde usul ve adaba riayet ediniz. işte o zaman felâh bulur, kurtuluşa erersiniz.

    siz, allah'ın kitabına, resûlüllah'ın ahlakına ve bunları iyi bilen ve hükümleriyle amel eden mürşidlere uymadıkça asla felâh bulamaz, kurtuluşa eremezsiniz. işitmediniz mi ki bir sözde ne söyleniyor:

    -"kim ki sırf kendi aklı ile hareket eder ve kendisini başkalarından müstağni sayarsa dalâlete düşer..."

    senden daha bilgili olanların sohbetine iştirak etmek suretiyle nefsini kötü ahlaktan temizle. ruhunu terbiye et. ahlakını güzelleştir.
  • zifiri gecenin ardından doğacak olan güneş.
  • 206.mektup

    mevzuu: dünyayı zemmetmek ve onun geçici nimetlerine iltifat etmemek..

    ***

    not: imamı rabbani hz. bu mektubu, molla abdülgafur semerkandî'ye yazmıştır.

    ***

    allah'ım, ölüm bizi uyandırmadan uyandır. seyyid'ül-mürselin hürmetine.. ona ve âline salâtlar ve selâmlar..

    ***

    uzakta, ayrı bir badiyede oturan bu hakir'in ismine hususî mahiyette yazılan mübarek mektubunuz ulaştı.

    onun gelişi, neşe ve sürür vesilesi oldu. allah-ü teâlâ bizden yana sizi hayırlı mükâfatlarla mükâfatlandırsın..

    ***

    ey kardeş,

    insanın dünyaya gelmesi, yağlı ballı lokma yemek, süslü güzel elbiseler giymek için değildir. nimetlenmek ve mal biriktirmek için de yaratılmadı. keza oyun oyuncak için de yaratılmadı. onun yaratılmasından gaye: tezellül, inkisar, acz, iftikârdır. ki bunlar: kulluğun hakikatidir. ancak, burada anlatılan inkisar ve iftikâr şeriatın izin verdiği şekilde olacaktır. o şeriatın sahibine salât, selâm ve tahiyyet..

    batın ehli kimselerin şeriat-ı garraya uygun olmayan riyazetleri ve mücahedeleri ile hizlan ve hasretten, nedamet ve mahrumiyetten başka bir şey hâsıl olmaz.

    ehl-i sünnet vel-cemaat ulemasının görüşüne uygun olarak; amel ve itikad yönü ile şer'i hükümlerle süslenip bezendikten sonra, yüce sultan allah zikri ile batını mamur eylemek lâzımdır. bilhassa, tarikat-ı nakşibendiye-i aliyye'de telkinini aldığın zikirlerle.. allah onların sırlarının kudsiyetini artırsın..

    bu büyüklerin yolu, nihayeti bidayetine dercedilen bir yoldur. bunlara intisab bütün intisabların üstündedir..

    kusurlu kimseler, bu sözleri tasdik eder veya etmez; önemli değil. asıl maksad; ahbabı rağbete getirmek, arkadaşları teşvik etmektir. buna muhalif olanlar, bahsin dışındadırlar..

    bir şiir:

    her kim efsane okursa efsanedir;
    onda ki keskin nazar var, merdânedir..

    ***

    hulâsa: uhrevî felâh, çokça zikretmeye bağlıdır. bu mânâda, allah-ü teâlâ, şöyle buyurdu:

    — «allah'ı çok zikrediniz: belki iflâh olursunuz..» (8/45)

    bu âyet-i kerime, anlattığımız mânânın şahididir. bundan ötürü, çok zikirle iştigal edip ona aykırı şeye buğzetmek gerekir.. halâsın ilâcı budur.

    — «resul'ün vazifesi ancak tebliğdir.» (5/99)

    âyet-i kerimesi, bu mânâda pek güzeldir.

    bir şiir:

    dikkatle zikrini artırınız rahman'ın;
    cilâdır kalb pasına, gıdası ervâhın..

    ***

    bir âyet-i kerimede şöyle buyuruldu:

    — «dikkat ediniz, allah'ın zikriyle kalbler tatmin olur.» (13/28)

    bu mânâ, kesin bir hükümdür.

    ***

    anlatılan mânâların hâsıl olması için, yüce allah'tan başarı dileriz. bu iş üzerinde sebat ve istikamet vermesini dileriz. zira, asıl mesele bundadır.

    selâm, hidayete tabi olanlara.. mutabaât-ı mustafa'yı bırakmayanlara.. ona ve âline salâtların en tamamı.. selâmların en faziletlileri..

    ***

    güzel vakitlerde giyilmesi tekrar edilen elbiseyi yolladım.
    onu giymelisin ki; sübhan allah bütün işlerin sonunu hayra çevirsin.

    resulûllah ve onun pâk âli hürmetine..
    ona ve diğerlerine salât ve selâm..
hesabın var mı? giriş yap