• (bkz: facebook)
    (bkz: amazon)
    (bkz: apple)
    (bkz: netflix)
    (bkz: google)

    yillar sonra editi: hey gidi, alibaba apple'dan buyuk demisim... apple sen nelere kadirsin.
  • 2018 q2 bilançolarından sonra facebookla başlayan sürecin sonu 70'lerde nifty fifty'nin akıbeti gibi olacak hisseler topluluğu.
  • faang hisseleri, nasdaq’ta işlem gören ve s&p 500 endeksi içerisinde yer alan 5 teknoloji şirketinin baş harflerinin kısaltmasıdır. bu şirketler sırasıyla aşağıdaki gibidir. alphabet, google’ın çatı şirketinin ismidir.

    facebook (fb),
    amazon (amzn),
    apple (aapl),
    netflix (nflx),
    alphabet (goog)

    5 büyük teknoloji şirketini, diğer şirketlerden ayıran ve birlikte değerlendirilmesine neden olan maddeleri şu şekilde sıralayabiliriz:

    faang hisseleri, s&p 500'de yer alan şirketlerin toplam değerlerinin %13.5‘unu oluşturur.
    faang hisseleri, s&p 500'de yer alan en küçük 252 şirketin değerine eşittir.
    faang hisseleri, normal bir hisseye göre s&p 500 üzerinde 13 kat daha etkilidir.
    faang hisseleri, nasdaq 100 toplamının %39‘una eşittir.
  • tech sektorunde bulunan cogu kisinin calismak icin hayalini kurdugu sirketlerin bas harflerinin kisaltmasi.

    faangmulla vardir birde:
    facebook
    amazon
    apple
    netflix
    google
    microsoft
    uber
    lyft
    linkedin
    airbnb
  • coronavirus lockdown’indan en az etkilenen hisseler.
    karantinanin bitmesini isterler mi acaba?
  • bu şirketlerde mülakata girmiş olan sözlükteki abilere sorularım olacak.
  • bu yazida neler var:

    *big tech giants
    *big tech'in piyasaya verdigi zararlar
    *big tech'in demokrasiye verdigi zararlar
    *antitrust laws (eu) (piyasa ici rekabeti dengeleyen kanunlar)
    *filter bubbles (anlatacagim)
    *dijital kuratorluk kavrami
    *tech giantlari gemleme yontemleri
    *middleware (bu yeni bir olay, dikkat edilmesi lazim)
    *cevre-dostu mal ve hizmetler (burasi da cok onemli)
    *cevrimici data tipleri ve yeni yeni-medya

    burada hep bir karmasa vardi once onu bir halledelim.

    big tech, tech giants, tech-behemoths daha onceden big-four, sonra big-five olarak adlandirilan sirketler gafam, famga,faamg 5 buyuk teknoloji sirketini temsil eden kisaltmalar, bunlar neler peki? facebook, apple, amazon, google, microsoft isimli teknoloji devleri diye turkcelestirilmis olan sirketlerinin bas harflarinin cesitli permutasyonlari bir de faang var.

    faang ise, hisse senedi olarak en degerli 5 buyuk sirket, bunlar da facebook, apple, amazon, netflix, google denen sirketler. o yuzden bu ayrimi yapmak onemli. bir de arap mazotcular var saudi aramco, o da cok degerli bir sirket, zaten araplara kazandirilan dolarlarin geri alinmasi araplarin elinden bu sekilde oluyor. siz gelin abd borsasinda ipo (initial public offering), halka arz edin, yani satin, biz alalim, sonra siz kendi dolarlarinizla kendi sirketinizi geri alin, super tezgah ya. neyse bunlar kapitalizm 101 yani.

    simdi bu teknoloji sirketlerinin actigi sorunlar var. bunlari noah yuval harari zaten yillardir anlatiyor. algoritma ve biyoteknoloji basimiza bela olacak filan diye. yine burada biz de bu insanligin gozbebegi olan liberalism'in aslinda yavas yavas islevini yitirmeye basladigini, bunun yerin de yeni bir ideloji koyamadigimizi konu edinmistik. hatta daha sonra bu isin en guzel kisa-orta vadeli cozumunun de insan haklari etigine daha fazla onem vermekle iyi vakit kazanabilecegimizi konusmustuk bu noktada da ioanna kucuradi hocamiza referans vermistik.

    simdi konunun biraz daha icine girip yine daha derin noktalari basit sekilde ele almak gerekiyor. gercekten bu teknoloji devlerinden kendimizi ve demokrasimizi nasil koruyabiliriz? bu noktada turkiye tarafina da deginecegiz elbeltte. turkiye gercekten en az 10 sene geriden geliyor bu konularda. ulkenin bugunku ekonomisi cok kotu. gelecegi hakkinda da en azindan kisa vade icin (ulkeler nezdinde kisa vade) olumlu seyler soylemek cok zor. yoneticiler kesinlikle kendi lukslerinden ve satafatlarindan odun vermiyorlar ve halk cephesinden de buna karsi bir reaksiyon goremiyoruz. bosa harcanan, israf edilen paralar ile 15 sene sonrasinin dev sirketlerinin temelleri bugunden atilabilir, devlet erkani 1 saray eksik yapsa, filosundan 2 ucak azaltsa turkiye toplam yurtici hasilasinin %3ui ile %5'i buyuklugunde bir sirket buyutme imkani neredeyse kesin. fakat nedense bunlar tercih edilmiyor. bu sadece isin gida tarafinda. hele ki teknoloji tarafindan bakildiginda belki toplam hasilanin %10'u ile %15'i arasinda bir degere ulasacak bir sirkete sahip olmasi onumuzdeki 10-15 sene icerisinde bu da cok olasi. bunun ne oldugunu da soyleyecegim zaten. rakamlar abarti degil unutmayin ki bugun faang denen sirketlerin toplam degeri 3 trilyon dolarin uzerinde. turkiye ekonomisi ise 0.7 trilyon dolar.

    bu buyuk teknoloji sirketlerinin cok fazla paralari var. o yuzden kendilerine rakip olarak belki de cikacak teknolojileri daha cok fazla buyumeden satin aliyorlar. satmayanlari da zaten ezip olduruyorlar. ayni zamanda sadece kendi asil faaliyet alanlarinda yatirimlar yapmadan kendi hisse senetlerinin borsada manipule ederek de fazladan kazanc saglamalari da ayri bir problem. bunun 2008 abd ekonomik krizinde hepimiz yasadik. fed'in bastigi milyarlarca dolar sadece piyasalarin dolmak bilmeyen cukuruna gitti ve dunya'da muthis bir tokatlama operasyonu yapilmis oldu. para dondu dolasti bu borsa kurtlarinin cebine girdi. 2019 pandemisi ile beraber de benzer senaryo ile karsi karsiyayiz. dunya bu sefer ayni dolandiriciligi finanse edemeyecek kadar zor durumda. yani bu para bu sefer birkac kisinin kisisel servetinin artmasina vesile olmamasi gerekiyor. onumuzde cok daha buyuk global problemler var. bunlar cok fazla dile getirilmiyor, en azindan turkiye'de konusulmuyor fakat gercekten cok ciddi problemler. buyuk ekonomik sorumluluklari olan isler ki abd'den onumuzdeki 10 yil boyunca toplam 100 trilyon dolar harcanmasi gerektigine dair kongrenin yaptigi arastirmalar var. bunlari yakinda duymaya baslayacagiz. ozellikle de biden doneminde cok daha aktif global dusunen bir abd ile karsi karsiya kalacagiz. dunya bu yolda gitmeye deger gorurse bu sekilde devam edecek, eger bunu erteleme yoluna giderse de bu sefer trump geri gelecek belki de.

    bu problemlerin temelinde kuresel isinma ve ekoloji sorunlari var. bunu zaten ilerideki paragraflarda tekrar konusacagiz fakat abd sirketleri gectigimiz 10 yil boyunca bu yeni tarz uretim metodlari uzerine hazirlik yapti gecislerini tamamliyorlar. bu konuda dunya'da cogu ulke ihracatci konumundan mecburen dusmek zorunda kalabilir bazi standartlari saglayamadigindan oturu. sonucta bu standartlar 1-2 kanun ile duzenlenen seyler. turkiye'yi bu konuda hem buyuk firsatlar hem de buyuk riskler bekliyor. acikcasi bu ekoloji konusunu kabaca "so gay" diye nitelendiren her insan bunun cezasini cekecek. once ulkeler cekecek sonra o ulkenin insanlari cekecek.

    bir digeri gida guvenligi konusu. bu gercekten cok ciddi bir problem, bir taraftan hem guvenli gida arzini nasil saglariz konulari varken ote taraftan da ekoloji dostu uretim ve hizmetler nasil yapilir konusu var. yani kisacasi o cok lezzetli canakkale domatesi, yetistirme sirasinda cok fazla su tuketerek uretildigi icin belki avrupa'ya satmak imkansiz olacak. bunu butun tarim mallarina integre ettiginiz zaman turkiye ekonomisinin bu isten gorecegi zarari bir dusunun. bu sadece bir ornekti, sadece sulama teknolojisi ile bunu yapmam mumkun degil. toplam tuketilen enerji ve net karbon emisyonu gibi sinirlar konulmak uzere. bunu anlmak icin almanlarin abd'ye ihrac ettikleri arabalarin dizel motorlu olanlarinin emisyon degerlerinin yuksek oldugunun anlasilmasi ile neler oldugunu bir hatirlamak gerekiyor. ihracat ciddi derece dusebilir turkiye'de eger gerekli aksiyonlar alinmaz ise. bu konulari konusan siyasi ne yazik ki turkiye'de yok. halk ise varsa yoksa dolar duser mi, altin cikar mi? yakinda dolar alabileceginiz geliriniz olmadiginda o zaman baska bir kuresel problem olan noktaya geliyoruz.

    bir diger kuresel problem ise goc. onumuzdeki 10 yil icerisinde yuzmilyonlarca insan bir yerden baska bir yere goc halinde olacak. turkiye bile suriye olayinda sadece 5 milyon multeci aldi. bu insanlar geri donmeyecek. 5 milyon fazladan insana bakmak turkiye icin cok ciddi bir problem. hem sosyal hem de ekonomik acidan cok ciddi bir problem. bunu cogu insan "benim evim levent'de buraya gelemiyor nasil olsa o fakirler" diye dusunuyor olabilir. bu bir sigisma meselesidir. suriyelilerin gelmesi demek levent'deki kiralarin %30 fazladan artis gostermesine sebep olabilir. acaba levent'de oturan herkes kendi gelirini gelecekte%30 (minimum bu, aslinda %40 arttirmasi gerekir) arttirma kapasitesine sahip mi? zaten turkiye'de yakin zamanda tekrardan konut fiyatlarinin ve kiralarin buyuk yukselisler yasanacagini gorecegiz. 400 bin liralik siradan bir otomobile "hakediyor bu parayi" diyen bir halk 800 bin liralik bir eve eger "pahali diyorsa" hic supheniz olmasin, o pahali dedigi evin fiyati iki katina ciktiginda otomobile odedigi o para icin pisman olacak demektir. bunun cok kolay bir hesabi var aslinda. gelismis semtlerde maslak, macka, levent filan gibi is merkezi olan yerlerde kiralar, yani en siradan evlerin kiralari, o plazalarda calisan beyaz yaka maasinin %40'i olmalidir minimum. bunun silicon valley icin %55 civarinda oldugunu goruyoruz. fakat orasi silicon valley. eger 10 bin lira maas alan birinin kirasi 4500 liradan az ise ucuza kaliyor demektir o evde. bu fark ise yakin zamanda hissedilecek ve ev kiyatlari mecburen artacak dolayisiyla kiralar da artacak. benim tahminim bir sene icerisinde %30 uzerinde uc yil icerisinde de %100 artis olacagi yonunde. beraber gorecegiz zaten.

    global problemleri bir kenara koyup devam edelim.

    bu teknoloji devlerinin demokrasi uzerindeki buyuk etkilerini, 2016 yilinda trump'in baskanlik yarisini peter thiel'in yardimiyla nasil kazandigini cok kereler telaffuz ettik. daha gecenlerde temmuz 2020'de mark zuckerberg capitol hill'de savunmasini verdi. durusmaya cikti. bunun sebebi de facebook'un insnlari yaniltici politik haberleri engellememesi idi. benzer sekilde twitter trump'in tweetlerinin altina "bu dogrulanmamis bir bilgidir" gibi ibareler koydu. kisacasi bu sirketlerin bu tur aksiyonlarini denetleyen bir mekanizma yok. istediklerini yapiyorlar. daha sonra bunu cok daha kotu amaclar icin kullanmayi tercih edebilirler. bu da aslinda kisacasi abd'de cok onemli olan daha dogrusu butun demokrasilerin en temel dayandigi yer olmasi gerken gucler ayriligi ilkesine ters bir durum. dusunsenize, herhangi bir siyasinin tweetinin altina istediginiz seyi yazabiliyorsunuz. cok ciddi bir manipulasyon alani sagliyor bu insana. bunun demokrati ya da cumhuriyetcisi yok. abd uzerinden ornekler veriyor cunku turkiye icin de cok gecerli bu ornekler. turkiye zaten biliyorsunuz bir nevi kucuk abd, ama olumsuz yonleri bakimindan kucuk abd. yoksa ticari yonden abd'ye benzer bir tarafimiz hicbir zaman olmadi. burada da halk denen kitle devreye giriyor. siz dusunebiliyor musunuz abd'de sorgusuz sualsiz urun iadesi alan amazon'un turkiye'de ayni seyi yaptiginda basina gelecekleri? turk halki bu tur seyleri enayilik olarak gorur ve bundan faydalanir. bu bir kultur meselsidir. dedigim gibi haddini bilen, konusmasini ve susmasini bilen birine de sunepe muamelesi yapildigini belirtmistim. ayni mantik ticarette de boyle.

    avrupa birligi bu tech-giantlarin bu monopol davranislari yuzunden hem ekonomik hem de politik, antitrust law denen kanunlar cikardi. basta cezalar kesildi daha sonra da rekabete ortam hazirlamak adina bu buyuk sirketlerin operasyonlarini rahatca yapmalarini engelleyen bir takim kurallar koydu. bu durum butun dunya uzerinde de bu sekilde yapilabilir fakat bu sefer de bu dev sirketler "tamam" demeyecekler ve bu sefer de onlar savas konumuna gececekler. bunun sonunda pek kazanan olur gibi gorunmuyor.

    bu bilginin tekel konumunda olan sirketler sadece politiklerin konusmalarini egip bukmekle kalmiyor, siradan bireysel kullanicilarin da nelere maruz kalacagini belirledigi icin ciddi bir sekilde kutuplasan bir dunya olusturuyorlar. ornegin ozgur demirtas videosu izleyen biri ozgur demirtasi turkiye'nin en iyi ekonomisti sanip adaletten ticarete, egitimden sanayiye, insan haklarindan sagliga butun konularda konusan ozgur demirtasi her seyi en iyi bilen tek kisi saniyor ve onun etrafinda toplaniyor. bu sefer de ozgur demirtas git gide daha da populistleserek gunumuz populist liderlerinin olusmasina sebep oluyor. halk ozu itibariyle kendisine neyin iyi gelecegini anlayamayan bir kalabalik kitledir. populizm denen sey kisa vadede gonulleri ferahlatirken uzun vadede ise kesin kayiplara yol acar. bunun en guzel ornegi, tuketilen iceriklerin neler olduguna baktigimizda anliyoruz zaten. comforming lies vs unpleasant truths sirasindaki insanlarin sayisal acidan ne kadar farkli oldugunu biliyoruz. kendisini gelistirmenin cok onenmli oldugunu bilen ama bunu yapmayan insanlar populizm etrafinda toplanirlar. bunlarin da genel olarak dunya'ya bir katkilari oldugu gorulmemistir. buna sebep olan en temel sey de bu sirketlerin kullandiklari algoritmalar. buna da iste filter bubble deniyor. yani o filtreler bir balon biz fanus olusturuyor kullanicilar da onun icinde kaliyor. daima kendilerine hos gelen iceriklerle karsilasan baska seyi gormeyen aslinda tam manada konservatif bireyler yetisiyor. ciddi bir kutuplasmaya sbep oluyor bu da. zaten sosyal medya lincleri de bundan kaynakli. temelde iki secenekli anketlerin de 50-50 dagilmasinin da sebebi bu. sonra cikip biri "turk halkina imkan verildiginde ikiye ayrilir" gibi bir tespit yapip bunu sadece turk halkina bagliyor. iki secenek varsa dogal dagilim zaten boyle olacaktir ote yandan internet zaten kutuplastirmak icin calisan algoritmalarin oldugu bir mecra.

    peki bu sirketleri nasil kontrol edecegiz. bunun icin birkac cozum onerisi sunulmus simdiye kadar bunlari derlerdim ben de:

    1. regulasuyonlar
    2. sirketleri parcalamak, bolmek, kucultmek, kapatmak
    3. data portability
    4. privacy law

    kisaca bunlar ne demek

    regulasyonlar, iste sirketler ile ilgili bazi taslak kanunlar hazirlayalim sirketler de buna uysun, cok vergi versin vs gibi seyler. meselenin ozune dokunan cok bir sey yok. meselenin ozune dokunan kanunlar cikarilmasi ise bu artik mudahale oluyor o da zaten yapilmaz olmadigindan degil dogru yaklasim olmadigindan ise yaramiyor.

    sirketleri kapatmak ya da bolmek, madem mudahele edecegiz tam edelim mantigindan geliyor. fakat bu sirketleri oyle bolup parcalamak o kadar kolay degil. piyasa saiklerine gore yapalim dense o da zor is. bir sirket kuracaksin da devlet eliyle facebook'u gececek filan zor isler. gittim el koydum da diyemiyorsun, cunku bu sefer de serbest piyasa saiklerine ters is yapiyorsun. olmaz bu. zaten kapitalism bitti manasina gelir boyle bir sey olursa cunku ozel mulkiyet hakkinin bittiginin ilani olur.

    data portability denen sey de, ayni telekom sirketlerinin monopol olmasini engelleyen numara tasima islemi gibi bir sey. fakat ben instagram datami nasil facebook'a tasiyacagim ayri bir zor is bu da. bunun icin yeni yazilimlar yazilmasi zor is degil fakat asil problem metadata kisminda. yani attigim likelar, izledigim videolarin kacinci dakikasinda durdurdum hangi videolari tam izledim gibi bunlara metadata deniyor bunlari nasil tasiyacagiz, cunku bunlari benle bile paylasmiyor zaten o platform. hadi diyelim paylasti bunu ben baska yere nasil tasiyacagim bu sefer data uyumsuzlugu filan da olabilir. bu da ayri zor bir is.

    privacy law bir nevi yine donup dolasip insan haklari kismina geliyoruz. insan haklari etigini oncelleyen bu anlayis is gorur mu? bence gorur ama burada da isi biraz uzun vadeye birakiyoruz gibi bir sorun var sank fakat bence is gorecek bir yaklasim. insan haklari etigi zaten bizi bu yeni dunya duzeninin acimasizligindan kurtaracak belki de tek cikis yolu.

    asil cozum ise middleware olarak konusuluyor kulislerde. nedir bu middleware, bu facebook, instagra, twitter gibi platformlarin uzerine bir middlesoftware konularak bu metadatayi ne platform sahibi ne de biz tutuyoruz. bu arada kalan yerde biriken bu metadata belli olculerde kullanima aciliyor. bu platformun sahibi de olabilir ucuncu parti kullanici da olabilir bundan faydalanmak isteyen. fakat bunlarin hepsi kullanici tarafindan onceden secilmis ve kabul edilmis sekilde bir filtreleme ile oluyor. yani siz diyorsunuz ki benim hangi videoyu ne kadar izledigimin bilgisi toplanmasin. ya da toplansin ama bana sorulmadan kullanilmasin. likelarim kullanilsin ama o fotoya ne kadar baktigimin suresi kullanilmasin. zoomladigimin bilgisi store edilmesin filan gibi bir suru secenegin belirlendigi sart icin metadatalar tutuluyor ve bunlarin paylasimi yapiliyor. bir de bu datanin daha sonra bana bir geribildirim olarak mesela tavuk videosu izledim benim newsfeedi tavuk ciftligi videolari ile doldurma gibi secenekler de mevcut. bu tabii ki farkinda olmadan bilgi bombardimanina maruz kalmayi nispeten engelleyen bir durum. guzel bir cozum. buradaki asil sorun bu middleware ile gelir paylasiminin nasil olacagi konusu asil platform sahipleri ile. bir kanun ile middleware kullanmayan platformlar hemen kullanim yasagi getirtilebilir, bunu da insan haklari etigine dayandirmak cok mumkun fakat burada saglanacak faydanin paylasimi konusunda bir konsensus henuz yok. bir cozum modeli de yok.

    ekoloji dostu uretim konusunu yukarida aslinda nispeten isledik. burada turkiye gercekten cok dikkatli olmali. butun ihracatini bir anda kaybedebilir. cunku bu kanunlar cok hizli gelecek. biden sadece bu tur global problemler uzerine calisacak gibi gorunuyor. bir diger konu da jeopolitik konular ama bu artik bu yazinin kapsamina girmiyor. aylar oncesinden soylemistim, irana dikkat diye nisan ayiydi, hala daha diyorum iran'a dikkat. iran gercekten ayakta kalamayabilir.
  • kürtaj ile ilgili, bizim elemanlardan kürtaj olmak isteyenler olursa biz serbest olan eyaletlere gönderir masraflarını karşılarız demiş.

    zihniyet farkı gerçekten inanılmaz egitimli ve egitimsiz arasindaki.
  • birkac hafta once bu sirketlerden biri tarafindan arandim, teknik gorusmeler sonrasi, offer verdiler. background icin beklemedeyim. daha once de buyuk sirketlerde calistim ama galiba bu biraz farkli olacak. ilk defa heyecan yaptim ve ilk defa bir interviewde bu kadar zor sormuslardi. birkac yil icinde bakalim zevkli mi yoksa birakip gider miyim goruruz.
    ilerde birileri interview surecine girerse diye sunlari ekliyorum. behavioral questionlarda tectubenizi ve gercek durumlara karsi tepkinizi olcuyorlar. interviewde sadece teorik onu nasil bunu nasil yaparsindan ziyade, biraz teori, daha sonra hadi simdi bunlari kodluyoruz ac ekrani, istedigin gibi googledan bakmak serbest, su sorunu hile yapmadan cevaplarini gormeden ama diger seyler serbest olarak coz bize calisan bir prototip yap tarzinda bir gorusme yapiyorlar.

    edit: sonunda bu hafta ise aldilar. 1 ay bosa beklettiler, sinirlendim ve bir hafta ben de hic haber vermedim. en son birileri neden hic sesini cikarmiyorsun dedi. ben de sorunlar vardi sistemde sizin hataniz dedim. cok rahatladim. o kadar adam yonettim boyle salak is gormedim. cok duracagimi sanmiyorum. isi de inadina yavaslatacagim. hic umrumda olmaz. cok bekledik, fos cikti.
  • yukaridaki yazarin soyledigini aslinda biraz “rephrase” edelim: faang'da calismak tamamen beklentilerinize, onceliklerinize bagli. dogru, piyasanin belki de 3-4 kati ucret kazanirsiniz (swe icin), ama ote yandan beklentiler oldukca da yuksektir - ozellikle senior pozisyonlarda. bir yerden sonra diminishing returns'e giriyor egri bence. staff+ seviyesi cok da surdurulebilir degil.

    ote yandan birkac sene yuksek meblaglar kazanayim, sonra birakirim derseniz gayet mantikli. ortalama sirkette kalma suresi 3 yil civari insanlarin zira. bir ornek - onceki is yerimde insanlarin 10uncu yili kutlanirken (bkz: anniversary), su anki sirketimde her yil kutlaniyor.
hesabın var mı? giriş yap