• kişinin kendi hayatının kontrolünün kendi elinde olduğuna değil de kader, şans vs. gibi dış faktörlere bağlı olduğuna inanması durumu.

    tam tersi için (bkz: internal locus of control)
  • hakkında yazanlardan biri (bkz: nicolai sennels)'dir. ayna sizi aynen yansıtır, lütfen aynaya kızmayınız. aynada gördğünüz kendiniz hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışınız.

    maalesef ingilizce, eşek değilsiniz ya, artık öğreniniz.

    --- spoiler ---

    the locus of control is central to our understanding of problems and their solutions.

    ıf we are raised in a culture where we learn that "…ı am the master of my fate: ı am the captain of my soul," as william ernest henley wrote in his famous poem ınvictus in 1875; we will, in case of personal problems, look at ourselves and ask: "…what did ı do wrong?" and "…what can ı do to change the situation?"

    people who have been taught throughout their entire lives that outer rules and traditions are more important than individual freedom and self reflection, will ask: "who did this to me?" and "who has to do something for me?"

    --- spoiler ---

    similar minds'dan 30 soruluk test : (bkz: http://similarminds.com/locus.html)(71)

    psychology today'in 47 soruluk testi : (bkz: https://www.psychologytoday.com/…utional-style-test)(82)

    edit : ingilizce diye sızlanmayınız, google çeviri yeteri derecede bilgi veriyor. işte google çeviri :

    "kontrol odağı problemlerimizi ve çözümlerini anlamamız için merkezi bir noktadır.

    biz, william henley 1875'te ünlü şiir kitabında yazdığı gibi; “… kendi kaderimin efendisiyim: ruhumun kaptanıyım” diyen bir kültürde yetiştirilirsek, kişisel problemler halinde kendimize bakacağız ve şu soruyu soracağız: "… neyi yanlış yaptım?" ve "… durumu değiştirmek için ne yapabilirim?"

    tüm yaşamları boyunca, dış kurallar ve geleneklerin bireysel özgürlük ve kişisel tefekkürden daha önemli olduğunu öğrenen insanlar şöyle soracaktır: “bunu bana kim yaptı?” ve "benim için bir şeyler yapmak zorunda olan kim?"

    "belirgin özelliklerinden biri yaşlılara toplum üzerinde otorite ve yetki tanımasıdır. bunun sonucu ise toplumun durağanlaşmasıdır. "

    kısa bir özet için: https://restaurantkyoto.dk/…d-low-context-cultures/

    ek: ürettiği kültür "high context culture" gibi duruyor. lütfen inceleyiniz. (bkz: #68393741)

    "another related aspect is the perception of time. high context cultures typically use a polychronic perception of time while low context cultures use a monochronic perception. monochronic people see time as tangible and sequential –"

    ek okuma (bkz: https://www.pmi.org/…-polychronism-orientation-6902)

    ----------------

    external locus of control yahut internal locus of control'un geliştirdiğimiz safhaların bunlar olduğu konusunda izlenimlerim var.

    1- güven - güvensizlik
    2- bağımsızlık - şüphe
    3- girişim - suçluluk
    4- beceri - aşağılık duygusu

    (bkz: erik erikson)

    tabii daha çok okumak lazım.

    özellikle bu :

    (bkz: https://www.verywellmind.com/…s-inferiority-2795736)

    ayrıca konu kişiliğe girince erikson'u fromm ile karşılaştırmalı okumak gerekir sanıyorum.

    http://webspace.ship.edu/cgboer/perscontents.html buradan faydalanabilirsiniz.

    http://webspace.ship.edu/cgboer/fromm.html
  • deistim amerikada dogdum turkiyede yasamam imkansiza yakin cunku maddi sebepler yaptigimnisten dolayi ve uyum sorununolacak bunun farkindayim.

    27 yildir bir tane amerikali arkadasim olmadi. zaten amerikalilarda dostluk kavramida yok. bilmiyorlar cunku ihtiyac duymamislar. akraba iliskileri yok cunku ihtiyac duymamislar.

    dunyada 210 ulke falan var her ulkede cesitli etnik ve dini gruplar var. toplam 700 cesit insan diyelim. bu 27 yil boyunca bu insanlarin cogunu tanidim. beyazida var zenciside. zerdust de var ateistte var budistte var muslumanda var.

    bu 700 cesit insana bakiyorsun ayni turk gibi. yemesi icmesi konusmasi kari kiz muhabbeti para meselesi kaygilari sevincleri zevkleri begenileri aile iliskileri hersey tipatio ayni. evine gidiyorsun kizkardesi evde mesela sacini taramis bacaklari agdali. konusmasi diksiyon ayni turk kizi gibi. annesine bakiyorsun ayni turk annesi gibi ses tonu davranis sekli anne ogul arasindaki saygi muhabbet hersey ayni turk ogul turknana arasindaki gibi. mesela madagaskarli bir aileye git ne bilin cinlinin evine git yada sili li bir ailenin evine git size hep turkiyedeki bir evi animsatacak seyler bulursunuz.

    ama amerikali boyle degil. 27 yil boyunca cok cok nadirde olsa amerikalinin evine girdim. amerikali kadinlarla ister istemez muhabbetimuz oldum. ya kardes o kadar tuhaflarki yani evet insana benziyorlar ayaklar goz agiz burun vucut yani galiba insan denebilir. ama baska hicbirseyleri bize benzemiyor. hicbirsey.

    ıckiye tapmalari, kediyi kopegi agzindan opmeleri kedi kopekle ayni tabaktan yemek yemeleri. ama en onemlisi kadinlar. erkeklerle erkek gibi konusuyorlar. agresif cok yuksek ozguven sesler ince zarif kadin sesi gibi degil. hareketler oturup kalkma hitap sekli ana baba ile konusma tarzi cok kaba ve sert. zerafet nezaket sifir. sabah dus aliyor olabilirler ne bilim havluyla siliniyor olabilir ama son derece bakimsizlar. bakimli olmak zorunda degil cunku ana baba baskisi yok koca baskisi abi baskisi toplum baskisi mahalle baskisi yok. hersey menfaat ve para odakli.

    ama bunun sebebi bariz ve acik. sebep kapitalizm. herkes mutlaka para kazanmak zorunda. cunku herkesin borcu var bankaya okula kredi kartina devlete vs vs. borclu erkek essek gibi calisip borcunu oder peki kadin? namus kavrami yok ahlakli ahlaksiz ici desilmis kavramlar olmus. ısini kaybettigi anda yada kansere yakalandiginda esi tarafindan terkedilenlerin istatistigi vardi devamli artiyor. sadakat sefkat sevgi kelimelerinin ici oyulmus. anlamsizlasmis.

    sirkette calisan bi amerikaliya sormustum. cocuksuz yasam tuhaf ve tatsiz tutsuz degilmi demistim. kopeklerim var demisti. ama kopek 15 sene yasar gibi sacma bir cevap verdim aynen sunu soyledi. soylerken suratindaki buz gibi ifadeyi hicbir zaman unutmuycam. oldugu zaman arka bahceye gomuyorum sonra yenisini aliyorum.

    beyaz amerikalilarin cocuk sahipligi rekor dusuyor evlilik orani rekor duserken bosanmalarda tavan ayni zamanda kedi kopek besleme orani rekor tavan. hersey bencillik ve sahsi menfaat uzerine olunca bunlar normal. cocuk olsa bakmak buyutmek kulfet. oysa kopek cok kolay. oldumu arka bahceye gom masraf sifir.

    cok kolay yalan soyluyorlar. yalan onlar icin gayet normal ve hayatin bir parcasi. sex te oyle. duygusuz mekanik ve istek odakli. gece klubune git bmw 8 serisi salliyorum 15 serisi hangisi en pahaliysa saatlik kiralaniyor al kapinin onune koy klup cikisi kesin bir kadini eve atiyorsun. turklerin sik yaptigi birsey.

    mesela turk doktorlara bak. ahmet mehmet mustafa abdullah isimleri salliyorum. normal sartlarda asla amerikali beyaz vir kadinin ilgi odagi olabilemez. ama nasil oluyorsa doktorluk kutsal meslek ussiz kalmasi imkansiz tipi mipi hic onemli degil kadinlar bi yapisiyor hemen iki cocuk. zaten garanti 4-5 seneye bosanma.

    amerikada yasayan turklerin hep konustugu konular bunlar. ama siz bunlari nereden bileceksiniz? netflixte yok bunlar.

    kapitalizm gercekten igrenc bir sistem. ama daha iyisi yok. kotu olan amerikalilar degil. 70 80 yasindaki amerikalilardan eski amerikayi dinleyin ki anne babamda eski guzel amerikayi anlatirlardi. komsular arasinda yardimlasma ve samimi iliskiler kapilarin hic kitlenmemesi sokakta oynayan cocuklar ince belli zarif ince sesli kizlar icinde antibiyotik olmayan hormonsuz tavuklar. herseyin bedavaya yakin olmasi devlet sosyal yardimlarinin yuksek olmasi disaridan gocun cok az olmasi vs vs. bambaska bir amerikaymis o.

    gercek bir kadin gormeyeli 27 yil gecti ona yanarim. evet bankada bir kac milyon dolarim var ama zaten allahin en zibidi beyinsiz adamini koy bir petrol sirketine 20 sene calissin onunda olur bu kadar parasi marifet degil yani.

    eger bugune kadar akil sagligimi koruduysam kafayi siyirmadiysam bunun tek sebebi bu malum irktan uzak durdugum icindir. ben deist olarak bu kapitalist sistemden nefret ediyorsam dini butun bir musluman olsaydim ne tur bir ruh halinde olurdum bilmiyorum.
  • arabaların yoldan çıkıp şarampole yuvarlandığı, son bilmem kac yılın en çok yağmuru yağdı diye insanların sele kapılıp gittiği, çok kar yağdı diye çatıların çöktüğü, önüne birden bire bir şey çıktı diye insanların kaza yaptığı insanlara bunu anlatmak açıklamak zor.
    yinr ama bla bla diyip duracak milyonlar var. nedensellik , neden sonuç ikiskisini anlamlandıramayan milyonlarla bir arada yaşıyoruz.
    milyonların işine sorumsuz ama sorunlu yaşamak ta geliyor olabilir. ben yapmadım o yaptı, o ne dediyse o yapıldı. mazallah ben bir şey derim o yapılırsa ihale bana kalır. genişletilabilir bir tanım.
    özü ben neyim ki. çokca da kadere bakış açısının önemi olduğunu düşünüyorum. ben gazı köklerim kaderimde kaza varsa olur yoksa olmaz. yada evden çıkarken fiste ütü var mı, ocakta yemek var mı kontrolünü yapmama gerek yok olacağa nasılsa care yok.
    daha da geniş bir kavram aslında.
hesabın var mı? giriş yap