• toplum belli bir gelir seviyesine sahip degilse, kimsenin umrunda olmayan degerlerdir.
  • toplumsal düzeni korumak için koyulan yazılı olmayan kanunlar.

    kişisel görüşüm.
  • turkiyede zerre olmayan bir olgudur.
  • ülkemizde çoktan rafa kalkmış olan değerlerdir.
  • gün geçtikçe zayıflayan ve zayıflanması kanıksanan değerler bütünü, aslında etik değerler bana göre yasalardan da , dinden daha üstündür. bunu son zamanlarda daha fazla görüyoruz, bazı ahlaksızlıklara din yada yasallık üzerinden aklama yarışı var. oysa etik değerlerin ön plana çıkmasıyla bazı flu durumlar bile daha kolay anlaşılır hale gelecektir.
  • "yaşamı kaybetmektense, yaşama sebebini yitirmek daha acıdır."

    paul claudel'in cümlesi etik değerlerin ahlakla olan farkını anlayabilmek açısından hayati önemde; ideal şey olarak yaşamı, yaşamın sürdürülmesini ve korunmasını öne süren ahlak sistemleri karşısında etik tavır "yaşama sebebi"nden köken alır.

    yaşamı tehlikeye atabilecek kadar uçlara gidebilecek "yaşama sebebi" bireyin olmazsa olmazıdır, onun korunması uğruna tüm toplumu ve geniş planda da yaşamı karşısına alabileceği, kendi bulduğu ve korumadığı takdirde varolma nedenini de kaybedeceği maksimidir.

    toplumsal bir yapının içerisindeki buyurgan ahlak sistemleri, çok olanların etiğidir, kalabalıklara hitap eder ve kalabalıkları aşkın bir "-melisin/-malısın" kipindeki buyrukla hizaya getirir.

    olmazsa olmazını bulamamış, aramamış bireyleri bir aşkınlık içerisinde kapma, kendilerinin olmayan bir ideal dayatma ve buyurma mekanizmasıdır bu.

    kalabalıkların ahlakına karşı kişinin kendi yaşama nedeni; etiği önemli kılan şey uzlaşmazlık, trajedi noktasına varan karşıtlık, "yapmalısın çünkü emrediyorum" buyruğuna sırt çevirip başka türlü bir yapma, eyleme praksisi icat etme olanağıdır.

    özne olabilmenin yolu da buradan geçer; toplumsalın "çoğunluğun iyiliği" idealinden yola çıkan mekanizmaları içerisinde başka bir şey icat etmek (iyi ya da kötünün ötesinde) ve iyiliğe yüz çevirebilmek, iyinin karşısında fena olanı isteyebilmek, icat edilen ve "kişinin gerçeği"yle bağlantılı olan bu başka şeyi yaşama nedeni haline getirmek.

    etik değerler budur.

    neşeyi abartarak yaşa,

    olumsuzluklara aklın şüpheciliğiyle yaklaş ve hiçbir parçasını yok saymadan didikle *,

    rastlantıları "mutlu rastlantı"lara dönüştürebilmek için çabala,

    dışarıdan gelecek olana her daim açık ol,

    aptallık bulaştırmak isteyenden uzaklaş,

    gündeliğin klişelerinden uzak dur,

    gündeliğin hızında histerikleşen kalabalıklara kapılma,

    eleştirel tavır yaşam alanını küçültmesin,

    bırak diğerleri çekilsin alandan, bırak arayıp sormasınlar,

    yargı halinde kesinleştiğinde eleştirini, asla yumuşatma,

    despot gibi olsun zalimliğin ama tiranın bilmediği şey olan neşe içinde söyle ölüm hükmünü,

    kendine alıkoyduğun başkasıyla paylaştığından epey ileride olsun ki vermekle azalmayasın,

    yol üzerindeki nesneler değişebilirse de,

    yarı yolda bırakabilirsen de onları,

    yürümeye devam etmek konusunda kararsızlık yaşama; yolda bulduğunu yola bırakabilmek lazım...
hesabın var mı? giriş yap