• en basit açıklamayla, güzel şeyler görmekten duyulan haz/mutluluktur.

    bireyler bir çok farklı şeyden mutlu olabilen, haz duyabilen varlıklardır. kimi zaman yapılan bir aktvite, kimi zaman etkisi altında kalınan bir durum kişiye haz verebilir. başka bir tabirle, insan aktif olduğu veya pasif olduğu bir çok farklı durumdan haz alabilir. dinlenilen bir şarkı, yapılan bir spor, oynanılan bir oyun ve bireysel farklılıklar nedeniyse sonsuz bir liste halinde haz alınan şeylere örnekler verebiliriz. işbu güzel nesneler görmekten de haz alırlar. çoğu zaman mutlu olma, haz duyma amacında olan birey bu nedenle, güzel şeyler görmek ister. yani güzel bir şeyler görmek istemek bireyin en doğal isteklerinden biridir.

    bu yazının temel yazılma nedenini anlayabilmek için, konumuza uygun olarak estetik hazzı ikiye ayırırırsak, bireyin cansız nesne görmekten aldığı estetik haz ve yine bireyin canlı nesne görmekten aldığı estetik haz şeklindeki ayrımda, özellikle ikinci durum tartışma yaratan bir olgudur. çünkü bu tarz estetik haz ilişkisinde özne - özne şeklinde olan durum, ilişkinin doğası gereği ikinci özneyi nesne olarak algılatır ve ilişkiyi özne - nesne ilişkisine dönüştürür. zaten tartışmada bir öznenin nesneye, bireyin maddeye indirgenmesi temelinde karşımıza çıkar.

    bir insan nasıl cansız bir nesneyi güzel bulup onu görmekten haz, zevk alıyorsa, aynı şekilde, canlı bir nesneyi görmekten de haz alabilir. bu apaçık bir şekilde karşımıza çıkan doğal bir durumdur. ve daha önce de dediğimiz gibi, insan mutlu olma/haz alma amacındadır çoğu zaman, bu nedenle güzel şeyler görmek istemesi gayet normaldir. bireyin neyi güzel bulduğuna göre değişen bir şekilde, kadınları güzel bulanlar güzel kadın görmek ister, erkekleri güzel bulanlar güzel erkek görmek ister, her ikisini de güzel bulanlar her iki türden de güzel şeyleri görmek ister. ancak söz konusu güzel kadın görmeyi istemek olduğunda, özellikle kadın hakları savunucuları tarafından, bu durum kadına bir hakaret veya aşağılama olarak algılanıp bir tartışma ortaya konmaktadır.

    görüldüğü gibi, güzel kadın görmek istemek aslında erkek egemen toplumun kadınlara bakış açısı temelinde, kadınları aşağılayıcı bir durum değil, hem kadın hem de erkekler için geçerli olan, güzel nesne görüp estetik haz almayı istemektir. güzel kadın vücudu veya güzel erkek vücudu (unutulmamalı yüz de vücuda dahildir, kısaca insanların maddeleri) görmek istemek, onları birey olma durumundan uzaklaştırıp nesne haline getirmek değildir. bireyler zaten vücutlara, maddeye, yani nesnelere sahip olan varlıklardır. herkesin bir vücudu, başkaları tarafından güzel veya çirkin bulunacak maddeleri vardır. yani burda bir aşağılama veya hakaret hiç bir şekilde söz konusu değildir, tam tersine gayet doğal olan, daha önce açıklanan durumun ortaya çıkardığı bir olgudur.

    ister insanları descartes gibi madde ve ruhtan oluşan bir varlık olarak görün, ister de modern dünyada daha çok kabul edilen sadece maddeden oluşan bir varlık, bir insanın vücudunu güzel bulmak ve güzel vücutlar görmek istemek o insanın kişiliğini yok etmek ortadan kaldırmak demek değildir. o insanın bir kişiliği, bireyselliği vardır aynı zamanda da bir nesnesi vardır ve bu nesne eğer güzel bulunuyorsa, güzel bulan kişi tarafından görüldüğünde o kişiye haz verir. olay bundan ibarettir, yani güzel bir kadın veya erkek görmek istemek, onun kişiliğini ortadan kaldırmak değildir.

    aynı doğada güzel bir manzara, güzel bir çiçek, bir tablo veya heykel görmek gibidir, güzel bir insan bedeni görmek. ikisinin de verdiği estetik haz aynıdır. bu, o nesneleri sadece estetik hazla sınırlandırmak değildir, nasıl ki estetik haz veren bir tablonun kendi simgeselliği, anlamları veya mesajları olabilirse, estetik haz veren bir insanın da kendi kişiliği vardır.

    insanları estetik haz alınan nesneler olarak görmeyi bir aşağılama olarak gören düşünceler, ne yazık ki, bu dünyadaki en büyük mutluluk veren şeylerden biri olan estetik haz almanın önüne taş koymaya çalışmaktadırlar. güzel vücutlar görmek istemeyi, bu talebin yarattığı güzel vücutlar göstermeyi ahlak ve din temelinde kötü bir davranış olarak ortaya koyarlar.

    burda sorulması gereken soru şudur, güzel bir şeyler görmek istemek kötü müdür?

    geleceği görme notu: burda ele alınan konu kadın veya erkek vücudunun ekonomik bir nesne olarak kullanılıp sömürülmesi, veya herhangi bir bireyin sadece vücuduyla var olmasını savunmak falan değildir. ele alınan olgu sadece estetik haz alma durumunun kendisidir.
  • (bkz: stendhal)
  • peşinden gitmek yüce bir eylemdir. nietzsche'ye göre öyledir. bende katılmıyor değilim hani...

    niçin nasıl? nietzsche felsefesinde iki temel kavram var. güç istenci ve yaratma. ona göre insan denilen varlık çok çeşitli anlam bağlamlarında trajik bir varlık türüdür. trajik olmasının temel, başat nedeni ise varoluşunun kökeninde yatan hiçliktir. yani insanlık tarihindeki akla ve inanca dayalı olan tüm tanrılar ölmüştür. insan tanrılarının ölümüyle yüzleşmek ve kendisini yeniden tanımlayıp yaratmak yükümlülüğü vardır. işte bu durum onun trajik halidir. bu yaratım da estetik süreçlerle mümkündür. bu yüzden estetik duygu ve yaratım değerlidir. yazdığı ilk eserinde, (tragedyanın doğuşu) nietzsche bu eserinde, insan için asli uğraşı alanını sanat, özellikle müzik olarak görmektedir. dünyada varoluşumuz ancak estetik, estetik akış olarak temellendirilebilir. nietzsche, eski yunan’dan iki mitolojik figüre başvurur: apollon ve diyonisos. bunlar iki temel dürtüye benzetilir. bilici akıl sahibi apollon ve haz sahibi diyonisos.
    diyonisos’un trajik yaşamı avrupa’da yeniden yeşermiştir. özellikle wagner’in operalarında. bu trajik olanı sabitleyen ve felsefede görünür kılan kant’ın numen ve fenomen ayrımında görünür olmuştur. trajik insan ve onun eylemi de kant’ın “yüce” kavramından esinlenmiştir. üst insan bu trajediyi yaşayan ve ahlakını yaşadığı yüce karşısında kırılganlığından almaktadır. bu trajik durum sanatta da kendisini var edebilir. sanatta ahlaka yer yok ama üst insan ahlakını yaratma olanağını trajik zeminde sanattan, estetikten elde edebilir. akla ve biçime dayalı apolemik yapı ile haz ve akışın yaratılmasından sorumlu diyonizyak duyguların insandaki trajedisi budur. özetle estetik duygular bu trajediyi yaşatan duygular olduğu için üstündürler.
    bu iki sanatsal dürtü, yalnızca insan psişik güçleri değildir. bireysel insanda uzantıları olan doğal güçlerdir. bu anlamda sanat ve estetik deneyim insanın en yüksek “metafizik” etkinliğidir. biri diğerine kısmen üstünlük sağlasa da bu ikilem tüm sanat eserlerinde mevcuttur. örneğin coşkun haz apolemik güzel ile dengelenmeye çalışılır. hristiyanlığın tanrısı ve pozitivizmin tanrısı ölmüştür. üst insan estetik eylemiyle kendini var edebilir. bundan dolayı estetik eylem insan için üstün eylemdir.
hesabın var mı? giriş yap