• aslen chicago'lu olan, 1955'te henüz 14 yaşında iken mississippi'de segregasyon* yanlısı beyazlar tarafından öldürülmüş zenci çocuk.

    chicago'da daha rahat davranmaya alışıkken, mississippi'nin faşist kurallarına uygun olmayan en ufak bir hareketi sebebiyle (çiklet satın aldığı dükkanın sahibinin karısına gülümseyerek, gözlerine bakarak "hoşçakalın" gibi bir laftır bu hata da, başka bir şey değil. geri bazıları "bye, baby" dediğini söylese de, en ağır söylediği laf bu olsun), dükkan sahibinin nefretini kazanmıştır. bunu yapma sebebi de ordaki arkadaşlarına chicago'dan resimler gösterip, "bakın ben bu insanlarla arkadaşım" derken resimdekilerden birinin beyaz bir kız olması, mississippi'dekilerin de "hadi len ordan, git o zaman şurdaki dükkandan alışveriş yaparken kadınla konuş" tarzında gaz vermeleridir. tabi çocuk akıllarıyla onların hiçbirisi bunun ne kadar vahim olduğunun farkında değillerdi herhalde.

    bu olaydan iki-üç gün sonra dükkan sahibi başka bir arkadaşıyla gelir, "emmett'la işimiz var bizim" diyerek alır götürürler çocuğu. bir kaç gün haber alınamaz, sonradan nehrin kıyısına harap edilmiş bir zenci bir çocuk cesedi vurur - sadece taktığı yüzükten teşhis edebilirler onun emmett olduğunu. kafatası içine göçmüştür, bir gözü oyulmuş, ayrıca da kafasına kurşun sıkılmıştır. nehirde bir kaç gün kalmasının sebebi de boynuna dikenli tel ile ağırlık bağlanmş olması.

    annesi cenaze töreninde açık tabut olmasını ister, herkes emmett'a neler yapıldığını görsün diye. ülkenin her tarafından insanlar gelir, hatta amerika sınırlarının dışında da haber olur.

    mahkemede bu iki beyaz adamın (insan değiller ya, neyse) savunması cesedin emmett olmadığı yönündedir, "biz bıraktık onu, bir şey yapmadık. o çocuk da emmett değil zaten, kanıtlayamazsınız"dan ileri gitmeyen bir savunma; bu adamlarla aynı yerde doğmuş büyümüş, karar vermek için sadece bir saat kadar düşünen (o kadar uzun sürmesinin sebebi de arada birşeyler içmeleriymiş, bak bak), sadece beyaz adamlardan oluşan bir jüri; ve de "babalarınız mezarlarında ters dönerler, ona göre ha" diyen bir yargıç sayesinde ellerini kollarını sallaya sallaya çıkmış, beraat etmişlerdir bu iki adam.

    1956'da, bir dergiye 4000 dolar karşılığında itiraf eder bu iki adam (bryant ve milam): ilk önce çocuğu bir güzel dövmüşler, sonra nehir kıyısına götürüp vurmuşlar, boynuna dikenli telle ağırlık bağlayıp nehre salmışlar. kıyafetlerini ve ayakkabılarınıysa yakmışlar.

    bu iki adama daha sonra başka hiçbir şey yapılmamış, aynen hayatlarına devam etmişlerdir. bir tek farkla - bu olaydan sonra dükkanları boykot edilmiş, ikisi de iş yapamaz hale gelmişler en azından o dükkanlarla. milam 1980'de, bryant ise 1990'da kanserden ölmüş.

    emmett till cinayeti, rosa parks'ın otobüste yer vermemesinden aşağı yukarı 100 gün evvel yer alır.

    ayrıca, (bkz: the death of emmett till)
  • içinde bir gram vicdan sahibi herkesin fotoğrafları görünce gözünden yaş gelmesine sebebiyet veren bir ölüme sahiptir emmett till. amerikada hala ayrımcılık devam etmekte hala siyahiler sebepsiz yere öldürülmektedir.
  • the body of emmett till (hassas içerik)

    time dergisinin olayla ilgili videosu. (hassas içerik)
  • biden'ın bugün onuruna federal linç yasasını imzaladığı kurban. ırkçılığı önlemek amacıyla federal düzeyde hazırlanmış en önemli yasalardan biri olarak görülüyor. böylece ırkçılığa dayalı linç suçu federal olarak düzenlenmiş oldu.
  • 1955 yılında, henüz 14 yaşındayken çok feci bir lince uğrayip olmesi nedeniyle, tam 67 yıl sonra ismiyle linci nefret suçu olarak gören yasa çıkarılan talihsiz amerikalı siyahi kardeşimizdir.
  • babasının askerken ıtalya'da tecavüz ve öldürme suçlarından asılması ayrı bir kontrast olmuş
  • 1950'lerde henüz 14 yaşındayken beyaz bir kıza selam verdi diye linç edilerek feci şekilde katledilen ve abd'deki sivil haklar hareketinin kıvılcımı haline gelen zenci çocuk.

    mississippi'de linççileri yargılayan tamamen beyazlardan oluşan jüri sanıkları suçsuz buldu ve serbest bırakıldılar.
  • (bkz: till)
hesabın var mı? giriş yap