• aragonun elsasi..gün doğarken bülbül susar* ve beyaz at* isimli kitaplarina rağmen adına adanmış şiirlerle * daha bildik yazar.
    "haydi, gözkapaklarının karanlığı ardına gidelim, florida mavisi, gece mavisi, ne istersen düşle, bırak kendini... kadının içinde gece oldu artık. bu gece gördüğü bütün düşler gece’ydiler... bu yıkık düşlerden sadece kırıntılar kalmıştı ona ve bu kadar az kalıntı da güneşteki kar gibi eriyordu. her şeyin her zaman gece geçtiğine dair kesin kanısını koruyordu." *
  • aragon un büyük aşkı. elsa triolet. gün doğarken bülbül öter ve beyaz at gibi leziz romanların yazarı.
  • 1928 yılı itibari ile aragon'un gönlüne düşmüş, bu yıldan sonrada onun şiirlerinde yadsınamaz etkiler bırakmış güzel kadın. aragon'un yangın anıları elsa için anlatılır, yağmur damlaları bir tek elsa'ya değdiklerinde kıskanılır.

    ...ve gözleri derindir elsa'nın; içmeye eğildiğinde kaybolur aragon içlerinde.
  • louis aragon ile tanışınca, sosyalist görüşleriyle onu etkilemiş ve sürrealist hareketten kopmasına neden olmuş, ölümünden sonra da kaybına dayanamayan louis aragon'un biseksüel olmasına sebebiyet vermiş, yeryüzünde adına en güzel şiirlerin yazıldığı kadın.
  • uğruna bir roman bir de şiir düzülen kadın.

    (bkz: viktor şklovski/#6715123)
    (bkz: elsa'nın gözleri)
  • lois aragon'un "sana bir sır söyleyeyim: zaman sensin"... gibi akıllara durgunluk verici dizelerle, mükemmel bir usluba sahip olmasını sağlayan, modern dünya şiirinin, modern leyla ile mecnun'unun yazılma sebebi efsane kadın. (bkz: elsa triolet) kendi yazdıkları da türkçeye çevrilmiştir.
  • 1896 - 1970 yılları arasında yaşamış rus asıllı yazar. 1928 de fransız şairi aragon'la evlenerek fransa'ya yerleşmiştir. beyaz at (le cheval blanc, 1943) adlı romanında yazarıdır.

    sevgilisi aragon onun için şu mısraları yazdığı hanımefendidir;

    "kainat paramparça oldu bir akşam üzeri
    her kurtulan ateş yakti üstünde bir kayanın
    gördüm denizin üzerinde parlarken elsa'nın
    gözleri elsa'nın gözleri elsa'nın gözleri. "
  • yazar olmasından çok, louis aragon'un ilham perisiolarak tanınan elsa, 1896 yılında yahudi bir ailenin kızı olarak moskova'da doğdu. annesi müzik öğretmeni, babası avukat olan elsa çok iyi bir eğitimden sonra moskova mimari akademisini bitirdi. ''mimarlık bana göre değil, ben yazmalıyım evet evet şiiri seviyorum, kitapları seviyorum '' diyen ablamız 1915 yılında vladimir maykovsky ile tanıştı ve bu tanışmanın neticesinde mayakovsky elsa'nın kardeşi lili'yle flört etmeye başladı. elsa bu olaya pek sevinmedi tabi. çünkü kardeşi lili'yi hep kıskanmıştı. onun kendisinden daha çekici olduğunu düşünüyordu. dolayısıyla sindiremedi bu durumu ve fransız süvari subayı andre ile evlendi. yine mutluluğu yakalayamayan triolet evliliğini yürütemedi ve boşandı.

    tahiti'ye yaptığı seyahati mektuplarla anlattı. bu mektupları elsa'nın bir arkadaşı gorki'ye gösterdi ve böylece yazarlığı onaylanmış oldu.

    elsa triolet ve louis aragon'un yolları 1928 yılında kesişti. o tarihten elsa'nın ölümüne kadar 42 yıl beraber oldular ve dolu dizgin bir aşk yaşadılar.

    elsa triolet 1944 yılında fransız edebiyatının en önemli ödülü olan goncourt ödülünü kazandı. elsa triolet bu ödülü kazanan ilk kadındı. buna rağmen: ''ben yazar değilim, sadece mutsuzluğunu anlatan mutsuz bir kadınım'' diyecek kadar mutsuz ve tatminsizdi. belkide kendini hep değersiz hissetmişti. bunların hiçbirini tam olarak bilemeyiz ama bildiğim kendisi kabul etmesede elsa triolet'in büyük bir yazar olduğudur.
  • ablası lili'yi sürekli kıskandığından ilişkilerinde hep tatminsizlik duymuş ve bunalımlarıyla sonunu hazırlamış yazar.

    ''her daim güzel ve bakımlı olmaya özen göstererek herkes tarafından beğenilmeye çalışmış ilgi göremediğinde kısa ama şiddetli bunalımlar yaşamıştır. kendisindeki sakatlığın farkındadır. sakatlık diyorum çünkü elsa tanıdığı tanımadığı bütün erkelerin ilgisini çekmek, onlara kendisini sevdirmek ve beğendirmek istiyordu hatta tek derdi buydu bile denilebilir. yaşadığı bunalımlarıyla buna bir son vermesi gerektiğini kendisine anlatıyor ama sabah yine aynı sevilme açlığını duyan, herkesin kendisine aşık olmasını isteyen genç kadın oluyordu. ne olduğunu bilmiyor ne olmak istediğine de karar veremiyordu. aşık olmayı beceremiyor fakat cinsel aşktan uzak durmuyordu. birinden vazgeçmek için onunla sevişiyordu böylece ondan tiksiniyordu. çoğu zaman kafası karışıyordu.erdemli,güzel ahlaklı, örnek bir genç kız olmak istiyor sonra içinde bulunduğu cinsel perhize daha fazla dayanamayıp edebiyat toplantılarında buluyordu kendini. birkaç yıl sonra da fransız teğmen andre triolet ile evleniyor fakat yaşadığı depresyonlar yüzünden bünyesi iyice zayıflıyordu, sağlığı pek iyi değildi.
    yıllar sonra beklediği adam büyük aşkı aragon'la tanışıp birlikte yaşamaya başlamışlardı. deli gibi aşık olsa da başka erkeklere bakmaktan kendisini alamayan elsa, flört ettiği erkeklerin de bir listesini çıkarıyordu.''

    hiç mi doğru düzgün bir eser bir şey vermemiş bu kadın yahu demiyoruz tabii. rusça ve fransızca dillerinde pek çok eser yazdı ve bunlar arasında özellikle beyaz at'la hatırlandı. 1944 yılında goncourt ödülünü aldı ki bu ödülü alan ilk kadındı. 73 yaşında öldü.

    elsa'nın aşıklarının listesini bir çekmecede bulan adamımız aragon'un halini düşünemiyorum bile. üzüntüden şunları yazmış olacak:

    (...)bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz. her yerde bırakıp gittin beni. yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin(...)
hesabın var mı? giriş yap