• arapça olan bu deyim, üç uknum, üç esas anlamına gelir. tanrıyı hem üç, hem bir sayan teslis anlayışı. hıristiyanlığın temel ilkesi olan bu inanç, tanrı kavramını baba, oğul ve kutsal ruh olarak bir üçlükte teklik anlayışı olarak kabul ederler. bu anlayışa fransızca trinite, arapça teslis adı verilir.
  • latincesi trinitas, arapçası teslis, türkçesi üçleme ya da üç kaide olan ve ortodoks, katolik ve kıptî hıristiyanlığın inanç felsefesinin temelini teşkil eden ifade.

    hıristiyanlıktan evvelce muhtelif pagan ya da politeistik kültürlerde ekseriyetle üç esas tanrının varlığından söz edilen coğrafyalar hep olagelmiştir. hint mitolojisi'nde brahma, şiva ve vişnu, roma panteonunda da jüpiter, juno ve minerva kutsal olarak addedilemese de ilgili panteonların en merkezinde bulunan üç tanrı olarak dikkat çekmiş ve bağlı bulundukları inanç sistemi mertebesinde, bir nevî kendi teslislerini terkip etmişlerdir. hıristiyanlığın greko-romen paganizmiyle arasındaki senkretik ve geçişli ilişkiyi dikkate aldığımızda, esasen bu durumun şaşırtıcı olmadığını kabul etmek gerekmektedir diyebiliriz.

    ekânim-i selâsenin ya da teslisin hıristiyan anlatısında bir ifade olarak değil, lâkin kavramsal olarak ilk geçmekte olduğu yer ise aziz pavlus'un korintliler'e hitaben kaleme aldığı mektupların birisini sonlandırırken kullandığı bir cümlede saklıdır. mektubunu "isa mesih’in lûtfu, tanrı’nın sevgisi ve kutsal ruh'un yoldaşlığı sizinle olsun" ifadesiyle nihayete erdiren aziz pavlus, bilinen ilk teslis göndermesini de bu şekilde yapmış olmuştur.

    m.s. 325 senesinde roma imparatoru 1. constantinus'un himayesinde nikaia'da toplanan iznik konsili'nin sonunda "her şeye gücü yeten, görülen ve görülmeyen her şeyin yaratıcısı olan bir tek baba tanrı’ya inanıyoruz; bir tek rab isa mesih’e inanıyoruz: tanrı’nın oğlu, baba’dan doğan biricik oğul, yani baba’nın öz varlığından oluşan tanrı’dan tanrı, nurdan nur, gerçek tanrı’dan gelen gerçek tanrı, yaratılmış değil, doğurulmuş, baba’nın aynı öz varlığına sahip olan, kendi aracılığıyla gökteki ve yerdeki her şey yapılmış, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan o’na; ve kutsal ruh’a da inanıyoruz" ifadelerine konsil sonunda ulaşılan itikâdi deklarasyonda yer verilmesiyle birlikte ekânim-i selâse, trinitas, üçleme ya da teslis net bir şekilde hıristiyanlık inancının çerçevesini teşkil eden bir doktrin hâlini almıştır.

    m.s. 381 senesinde konstantinopolis'te toplanmış olan ikinci konsil ise kutsal ruh'a da sarih bir atıfta bulunmak suretiyle tıpkı baba ve oğul gibi bu ruhun da ilâhi bir doğaya sahip olduğunun kabul edilmesi anlamında önem arz eden bir kararın alındığı bir birleşme olarak hıristiyanlık tarihindeki yerini almıştır.
hesabın var mı? giriş yap