• televizyonda tesadufen bir programda konusmasini dinlemistim. sasirip,yahu bu adam cok guzel konusuyor cok bilgili ve mantikli bir asker diye dusunup hemen sevmistim. olayin suikast oldugu odtu bilirkisi heyeti tarafindan ispatlandi diye hatirliyorum. bir cok durust gibi o da gitmistir, ama yine hepsi gibi gercek kahramanlardandir.
  • diyarbakır’a gitmek üzere 17 şubat 1993’-te ankara güvercinlik askeri havaalanı’ndan kalkış yaptıktan yaklaşık 9 dakika sonra, uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybeden jandarma eski genel komutanı. öldürülmeden bir hafta önce suriye, iran, ırak dışişleri bakanlarıyla görüsmeler yapması ve pkk'yı bitirmeye calısması, cekic güc'ün ülkeden cıkarılması için ugraslar vermesi, halen insanları kaza mı-suikast mı diye arada bırakmaktadır.
  • uçağının başkent üzerinde düşürülmesiyle, tüm ülkeye ya da onun karakterinde ve düşüncesinde insanlara toplu ayar verildiğini düşünmemi sağlayan şehit komutan.
  • soner yalçın'ın "binbaşı ersever'in itirafları" kitabının bir bölümünde ele alınmış suikastın kurbanı, saygıdeğer vatansever.
  • ismi ümraniye'de kâzım karabekir ve atatürk mahalleleri'nden geçen bir caddeye verilmiş olan komutan.
  • 1933’de malatya’da doğdu. 1966 kara harp akademisi, 1969’da silahlı kuvvetler akademisi’ni tamamladı. 1973’de alman harp akademisi’nden mezun olan bitlis, 1978’de tuğgeneral, 1982’de tümgeneral, 1986’da korgeneral ve 1990’da orgeneral rütbelerini kazandı.
    abd’nin türkiye’de konuşlandırdığı çekiç güç kuvvetlerinin kuzey irak’ta oluşturulmak istenen kürt devleti’ne hizmet ettiğini, abd’nin pkk’ya doğrudan destek verdiğini savunan komutan bu nedenle büyükelçisi aracılığıyla abd tarafından defalarca hükümete şikayet edildi, helikopteri abd uçaklarınca taciz edilerek inişe zorlandı.
    17 şubat 1993’de ankara’nın göbeğinde şaibeli biçimde uçağı düşen bitlis şehit edildiğinde jandarma genel komutanlığı görevindeydi.
    kazanın, iddia edildiği gibi buzlanma nedeniyle olmadığı ve aslında kaza değil sabotaj olduğu ortalama bir zekaya sahip herhangi birisi tarafından da anlaşılacak açıklıktadır. ömrünü ve mesaisini türkiye’nin bağımsızlığına ve güvenliğine vakfetmiş komutanın, abd hükümetinin direktifi doğrultusunda abd büyükelçiliği , çekiç güç’teki cia yöneticileri ve onların emrindeki özel bir birim tarafından şehit edildiği genelkurmay ve muhtelif araştırmacı/yazarlar tarafından belgelenmiştir.
    (kaynak:eşref bitlis suikasti, adnan akfırat, kaynak yayınları)
  • bu memlekette bir yere doğru varmak üzere olan insanlar bir şekilde birileri tarafından bertaraf ediliyor kanaatinin bende uyanmasına neden olan eski jandarma genel komutanı (bkz: adnan kahveci) (bkz: turgut özal) (bkz: uğur mumcu)
  • emekli tümgeneral osman özbek ile yapılan bir röportajdan...

    eşref bitlis’i kim öldürdü?
    eşref bitlis’in genel sekreteriydim. buzlanmadan dolayı uçağın düştüğünü gösteren raporlar var. bunun dışında bir kanıt yok. ama öylesine büyük bir komutanın başına gelen bir kaza incelenmelidir. oğlu tarık bitlis partimizin kuruluşuyla ilgilendi. memur olduğu için kurucu olamadı. emekli olur olmaz partimizde yer alacak.

    o halde şüphelerinizi benimle paylaşır mısınız?
    ben şüphelenmiyorum. jandarma genel komutanının yaptığı görevin uluslararası bir boyutu da varsa, incelemek lazım diyorum. şüphe biraz daha ileri bir safha. sadece bu değil, mesela gaffar okkan olayı da eşref bitlis olayı kadar önemli. ben erzurum bölge komutanıyken, kars’taydı, orada arkadaşlığımız var. şehit olmadan iki üç ay evvel, bana ‘iran olgusuna çok dikkat etmek lazım’ demişti.

    iran’ı işaret etmek kolay. siz, bir kere gördünüz mü amerika’nın suçlandığını, rusya’nın, israil’in, ingiltere’nin suçlandığını?
    ben amerika’yı suçluyorum kitabımda. diyorum ki aynaya bakması lazım. gaffar okkan’ı 20 tane terörist dizilip öldürüyor. tahkikat yapmıyorsunuz. ben olsaydım, orada üst düzeyde herkesi sorgulardım, sivil–asker.

    eşref bitlis’i sorguladınız mı ki, ‘gaffar okkan’ı sorgulardım’ diyorsunuz? genel sekreteriymişsiniz. hiç değilse soru işaretlerini dile getirdiniz mi? hayır...
    benim boyutumu aşan bir olaydı. benim görevim değildi, o tahkikatı yapmak. eşref bitlis’in faaliyetleri, uluslararası boyuttaydı. birkaç ülkeyi ilgilendiriyordu. incelenmelidir. geçen asayiş komutanlığı yapan bir komutanımız, “eşref bitlis ile beraberken, helikopterimiz, amerikan uçakları tarafından takip ve taciz ediliyordu.” dedi.

    amerika’nın işin içinde olduğunu mu anlatıyor bu?
    ya işin içinde şöyle yani. amerika diyor ki, kuzey irak’ta ben varım, uçacaksan benim haberim olacak. ama bizim sınırlarımızdan itibaren taciz başlıyor. bu uçaklar adana’dan kalkan uçaklar. sizce buna hakkı var mı? orgeneral, ‘helikopter düşebilirdi’ diyor. daha sonra içinde subaylar olan bir helikopterimiz kuzey irak’ta düşürüldü. bu yüzden incelenmelidir. ‘amerika ve ingiltere ile görüşülmeli’ diyorum.

    iyi de bunu kim yapacak?
    çocuklar duymasın dizisinde var, kim yapacak bunu, kim yapacak diye. bir şarkı sözü, bu söylediğiniz.

    http://www.zaman.com.tr/…10/06/roportaj/default.htm
  • şubat ayında yayınlanan ceviz kabuğu programında, olayının bilirkişisinin "bu uçak sabotaj sonucu düşmüştür." açıklamasını yaptığı uçakta öldürülen komutan. yazıktır bu insanlarımıza. olaydan bir gece önce nöbet bekleyen bir asker, bir binbaşının geldiğini parolayı ve işareti söyleyerek uçağın olduğu hangara girdiğini ifade etmiştir. buzlanma deyip geçtiler. ama bilirkişi "kesinlikle ve kesinlikle buzlanma değil sabotajdır" demiştir. bende programın vhs kayıtları da mevcuttur.
  • devletin görevlendirdiği kişiler tarafından, devletin kürt sorununa bakış açısının aksine barışçı bir çözüm getirmeyi düşündüğü için "şehit" edilen komutan.
hesabın var mı? giriş yap