• zaman zaman farklı şekillerde tanımlanmış, şu an için genel izafiyet kuramı için pek önemli olan ilke.

    (bkz: mach ilkesi)
  • eintein'ın düşünce deneyi ile bulduğu sonuçtur ve genel görelilik ilkesinde bundan bahsetmiştir. dünya'da cisimler kütleçekim ivmesi yüzünden dünyaya ivmelenerek düşerler(bkz: f=ma). aynı şekilde bir uzayda bir asansörde bulunduğumuzu varsayalım. bu öyle bir asansör olsunki g ivmesi ile yukarı çıksın. bu nedenden dolayı asansörün içerisindeki cisimler g ivmesi ile asansörün gittiği yönün tersi yönünde ivmelenerek düşerler. eğer kişi asansörden dışarısını göremiyorsa dünyada mı yoksa uzayda g ivmesi ile giden bir asansörün içerisinde mi olduğunu anlayamaz. yani kütleçekim ile ivme arasındaki farkı anlayamaz. işte buna eşdeğerlilik ilkesi denir.
  • fotoğrafçılıkta farklı diyafram ve enstantane değerleri ile aynı pozlamayı sağlayan ilkedir.
    örneğin f.16 gibi küçük bir diyafram açıklığı ile 1/15 saniye gibi uzunca bir süre ile doğru pozlama yapabiliriz.
    aynı doğru pozlamayı f.11 diyafram açıklığında 1/30 sn. ile de yapabiliriz. yani çekim süresini azaltmak için, ışığın girebileceği açıklığı arttırırız.
    f.16 1/15 sn.
    f.11 1/30 sn.
    f. 8 1/60 sn.
    .
    .
    .
    hepsi birbirine denk olur.

    çok daha basit bir dille anlatacak olursak...
    bir litrelik bir kovayı suyla doldurmak istiyoruz. bahçedeki muslukla bu işlem birkaç saniye sürebilir. ancak yangın söndürme musluğu ile kova anında dolacaktır. eğer çapı dar borular kullanırsanız doldurma süresi artacaktır.
  • carl gustav jung'a göre ruhsal yapı oldukça kapalı bir sistemdir. bu sistem içinde enerji asla yok olmaz, kişiliğin bir yönüne aktarılmış olan enerji azalır ya da yok olursa eşit miktarda enerji başka bir yerde ortaya çıkacaktır. bu sisteme jung eşdeğerlik ilkesi adını vermiştir.

    örneğin, bir çocuğun küplerle kuleler yapmaya olan ilgisi azalırken top oynamaya olan ilgisi artacaktır.
  • einstein'ın genel görelilik teorisine göre ivmeli hareket ile kütle ekimi aynı şeydir ve dolayısıyla hiç bir şekilde birbirinden ayırt edilemez. yani arabada gaza basıp hızlanmaya başladığınızda sizi koltuğa yapıştıran kuvvet ile yerçekimi kuvveti aslında aynı şeydir.
  • yazının aslı

    newton bir cisme kütle çekim kuvveti uygulandığında cismin kazandığı ivmeyi hesapladı. bu ivme kütle çekimin (f= g* (mdünya*mcisim)/rdünya^2) eylemsizlik kuvvetine (f=mcisim*a) eşitlenmesi ile bulunuyordu. bu denklemi çözerken mcisimler birbirlerini götürüyordu. fakat iki denklemdeki cisimlerin kütleleri farklı anlamlar taşıyordu. kütle çekimdeki kütle, kütle çekimin gücünün ölçütü; eylemsizlikteki kütle cisme belirli bir kuvvet uygulayarak ivmelendirmenin zorluğunun ölçütüydü. einstein birinciye kütle çekim kütlesi ikinciye eylemsizlik kütlesi adını verdi. bu iki kütle birbirlerini götürdüğüne göre aynı şeyi temsil ediyorlardı, işte buna eşdeğerlik ilkesi diyoruz. günümüzde bu iki kütlenin yüz milyarda birlik bir hata payı ile eşit olduklarını biliyoruz. einstein’ın aklına şöyle bir düşünce deneyi geldi: bir cisim asansöre bindirilip kütle çekimsiz ortamda dünyadaki kütle çekim ivmesi olan 9,8 metre/saniye^2 ivme ile yukarı ivmelendirilsin. bir de cisim dünyada bir yükseklikten serbest düşüşe bırakılsın. aslında ikisi de aynı şeydir. kütle çekim aslında eylemsizliktir.
  • (bkz: analitik psikoloji)

    eşdeğerlik ilkesine göre sistem içerisinde enerji asla yok olmaz, kişiliğin bir yönüne aktarılmış olan enerji azalır ya da yok olursa eşit miktarda enerji başka bir yerde ortaya çıkacaktır.
  • genel görelilik teorisinin temellerinin en önemlilerinden olan einstein'ın eşdeğerlik ilkesi kısaca bir kütleçekim alanında iken hissettiğimiz 'yerçekimsel ivme' ile yukarı doğru hızlanan bir cismin içinde iken hissettiğimiz ivmenin birbirleri ile aynı olduğunu söyler.
    einstein'ın yaptığı gibi, k ve k' adında iki referans sistemi hayal edelim. k, kütleçekim alanındaki bir referans sistemini ifade ederken, k' ise düzenli olarak ivmelenen bir referans sistemini temsil etsin. şayet iki sistem de kapalı, dışarıyı hiçbir şekilde göremediğiniz (umarım klostrofobik değilsinizdir!), bir asansör gibi ortamlarsa ve sizi bu hayali asansörlerimizden birinin içine rastgele bir şekilde yerleştirirsek, hangi asansörün içinde olduğunuzu söyleyemezsiniz. iki asansörde de, ayaklarınızı yere sıkıca basmanızı sağlayan kuvvet eşittir. einstein, bu postülesini 1911 senesinde yapmıştır. ayrıca, ışığın, kütleçekim alanında bükülebildiğini de bu postülesine dayanarak açıklayabiliriz. öyle ki, iki sistemimiz olsun. karışmamaları adına, ilk ve eylemsiz, durgun sistemimize l, sabit ivmeli hareket eden ikinci sistemimize l', kütleçekim alanındaki üçüncü sistemimize ise l'' diyeceğim.

    bu sistemlerdeki asansörlere, asansörlerin sol tarafından, sağ tarafa doğru, yatay ve dik bir ışın gönderilsin. l sistemindeki ışın, herhangi bir şekilde sapmaksızın yoluna devam edecektir. l' sistemindeki ışın, ivmelenmenin nedeniyle, her geçen an, aşağıya doğru daha da fazla bükülecektir. l'' sisteminde ise, eşdeğerlik ilkesi'nin ilginç bir sonucu olarak, ışık yine aşağı doğru bükülecektir. l'' sistemimizi sözel olarak ifade edersek, ışığın, kütleçekim alanında büküldüğünü söyleyebiliriz.
  • kapalı bir ortamdaki gözlemcinin, ortamın ivmeli hareketinin ortaya çıkaracağı etkileri, düzgün kütle çekim alanının ortaya çıkaracağı etkilerden ayıramayacağını söyleyen, göreliliğin temeli olan fizik ilkesi.

    genellikle 3 farklı biçimde ele alınır:

    1- einstein eşdeğerlik ilkesi

    tanımda bahsettiğim olaydır.

    2- zayıf eşdeğerlik ilkesi

    bu, galileo'nun yaptığı iddia edilen bir deneyle ilişkilendirilen bir sonuçtur. buna göre galileo, meşhur pisa kulesi'nden aşağıya iki cisim bırakır. bunlardan biri diğerinden ağır olduğu hâlde, ikisi de yere aynı anda ulaşır. çıkan sonuç şudur: bir kütle çekimine maruz kalan noktasal bir cismin izleyeceği yol, cismin yapısından bağımsızdır ve sadece başlangıçtaki konumunun ve hızının belirlediği bir şeydir.

    3- güçlü eşdeğerlik ilkesi

    yerel eylemsiz referans çerçevelerinde, ilk iki ilkenin doğru olmsını gerektiren ancak ek olarak, kütle çekim sabitinin, evrende her noktada aynı olması gerektiği koşulunu koyan ilkedir.
hesabın var mı? giriş yap