*

  • arapca'da buyuk divan demek.. (bkz: ranza)
  • divan, şairlerin şiirlerini topladıkları deftere denir.
    kelime itibarıyla “büyük defter” veya “büyük divan” manasına gelir. mevlana'nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin tamamı bu divandadır. divan-ı kebir’in dili de farsça olmakla beraber, mevlana divanının içinde az sayıda arapça, türkçe ve rumca şiire de yer vermiştir.
    divan-ı kebir’in beyit adeti 40.000 i aşmaktadır. mevlana, divan-ı kebir’deki bazı şiirlerini şems mahlası ile yazdığı için bu divana, divan ı şems de denilmektedir.
    nasıl mesnevi bir hikmet ve nasihat kitabıysa divan ı kebir de aşk, sekr ve sema kitabıdır.
  • mevlana nin soyledigi kasideler, divan i kebirden secme siirler adi altinda toplanmistir.

    ilk olarak bu kitap erzincanli hüseyin husameddin'in oglu mevlevi emir sati tarafindan (770-1352) yazdirilip konya'da bulunan mevlevi dergahi kitapligina vakfedilmis, said hemdem celebi zamaninda kopyalanmistir.

    toplamda kirkucbin kusur (43.000 kusur) beyitten meydana gelen eser aslinda bir kebirden cok kulliyattir.
  • her satırı, her beyiti ayrı güzel, ayrı latif, ayrı deruni, ayrı bildiğimiz ve bilmediğimiz kadar sıfat barındıran bu eserin mukaddimesi sonsuz güzellikte;

    bize doğru yolu bulduran, bizi bu nimetlere kavuşturan allah'a hamd olsun. eğer cenab-ı hakk, bize doğru yolu göstermeseydi, biz doğru yolu bulamazdık. allah'ın rahmeti, peygamberi ve peygamberlerin en büyüğü, efendisi muhammed(s.a.v)'e ve onun kerem sahibi olan ve keremlere mazhar bulunan soyuna, sopuna olsun. bundan sonra şunu iyi biliniz ki, bu divan-i kebir'de bulunan sözler ruhani sırlardır. hakk'a gönül verenler için nuh'un gemisidir. kutsal nefeslerdir. ruha hoş gelen esintilerdir. rabbani ilhamlardır. seher vaktindeki feyzlerin gönül gözünü açan keşiflerdir. noksanlardan münezzeh allah'tan gelen varidattır. eşi bulunmaz işaretlerdir. şaşılacak ibarelerdir. bahr-ı ehadiyetin nurlarıdır. gayb denizinin incileridir. bu divan aşıklar divanıdır. manevi zevklerin kaynağıdır. gönüllerin ışığıdır. aşıklara, ariflere makbul olan gerçek sözlerdir. huzur ehlinin anahtarıdır. gayb aleminindeki hür kişilerin makamlarıdır. kalb sahiplerinin kalplerinin kalbidir. gönül bahçelerinin çiçeğidir. bu divan'daki sözler, has kulların meclislerine feyizler ve manevi zevkler getiren akar sulardır. velileri anan ve andıran haberlerdir. olgunlaşmış kimselere saadet kimyasıdır. yakine erişmiş kardeşlerin hutbesidir. allah'ı seven, kötülüklerden sakınan erlerin boynuna gerdanlıktır. bu sözler münafıklara hakk'ın zülfikar'ıdır. büyük ve hayırlı kişilerin ruhlarına iksirdir. hakk yolunda sefere çıkanlara bir yolculuk armağanıdır. ceberut kuşlarının dilidir. melekut alemindeki meleklerin tesbihleridir.
    (divan-i kebir, c.1, sahife 2)
  • ilahi aşk ağıtlarının yer aldığı kırkbin beyitlik bir eserdir. bu eserde şems-i tebriz mahlası kullanılmıştır.
  • ezel'in sezon finali bölümünde ramiz dayı'yı okurken gördüğümüz mevlana eseri. okumak isteyenler, hasan ali yücel çevirisini tercih edebilir.
  • ezel dizisinin sezon finalinde ramiz dayı'nın okuduğu etme adlı $iirin de bulunduğu mevlana celaleddin-i rumi eseridir.

    i$te o $iir sahnesi: http://www.youtube.com/watch?v=bthgbi6ma-u

    i$te masaya atılan o kitap: http://img688.imageshack.us/…ikebir5ciltabdulba.jpg

    ramiz dayı'nın dizide okuduğu kitap 1957 tarihli remzi kitabevi basımıdır.*

    dizideki bu sahneden sonra kitabevlerinde divan-ı kebir soranlar a$ırı derecede artmı$tır. kitabın takım olarak satıldığından habersiz olanlar koca koca ciltleri görünce aynı hızla dükkanlardan çıkmaktadırlar.

    kendi adıma yazacak olursam divan-ı kebir sorup da alana rastlanmamı$ olup bu etkinin yava$ yava$ azaldığını da rahatlıkla söyleyebilirim. böyle olmasa bendeki i$ bankası basımı tam takım divan-ı kebir'i soran 1984 doğumlu ezel takipçisi arkada$ $imdiye kadar almı$ olurdu kitapları. (1 haftayı geçtik neredeyse)

    p.s.: her iki versiyon takımı da bulmaya bulurum ama sözüm kitapları gerçekten arayana.
  • divanı dikkatle okursanız hz.mevlana'nın size özel satırlar bıraktığını göreceksiniz, şaşırmayın.

    bal, kaymak, afiyet, şeker olsun.
  • insanların değerini bilemedikleri eserlerdendir. hoş, kendisini de bilen azdır.
    yılla sonra tekrar elime alınca şu gazelini paylaşasım geldi.

    --- spoiler ---

    cvıı
    bize alış, hiç bir şeyden haberi olmayanlara değil... eşekler gibi her dişi eşeğin kuyruğunu koklama.
    önün de ezeli aşktır, sonun da o olacaktır... artık orospu karılar gibi her gece, başka bir kocanın koynuna girme
    öyle bir hevese gönül ver ki gönlünü alamayasın ondan... a arslan er, gönlünü her mahalle köpeğine verme.
    hani bir yan var, derdi de ondan istersin devayı da... gözünü, gönlünü o yana vakfet, her yana bakma, her yana gönül verme.
    deve gibi her dikenin dibine koşma... şu bağı-bahçeyi, şu bahara yeşilliği, şu arkı, dereyi bırakma.
    kendine gel, hakan padişahlara layık bir meclis kurmuş... tanrı için olsun, şu çöplükte toy verme.
    top-çevken oyunumuzun beyi meydana geldi; atının peşinde gönlünü de top yap, canını da.
    yüzünü iyice yu da aynayı ayıplama... paran geçer akçe olsun da teraziye kusur bulma.
    sana dudak verenden başkasına dudak açma... az-çok sana lütufta bulunandan başkasını yelip yortma.
    güzelleri yüzlerini, kaşlarını, gözlerini yalan bil de ay yüzlü, zıh kaşlı gibi adlar takma.
    kerpiçe verilen yüz de eğretidir, göz de, dudak da... körün karşısında göz-kaş cilvelerine kalkışma.
    aşkın boyu-posu, ölümsüz çalgı-çağanak, kölümsüz sema’ diye sala verdi... onun boyunun-posunun önünden başka yerde sema’etme.
    soluk alma, söz söyleme; söylersen bile dudak altından, yavaşça söyle... söz perdedir, hiç olmazsa bir kat olsun perde, yüz kata çıkarma
    mevlana/divan-ı kebir vıı/s368
    --- spoiler ---
  • ptt genel müdürlüğü'nün 2012 yılında tıpkı basımını yaptırarak miletvekillerine dağıttığı eser. basımının yapıldığını da murat bardakçı'nın programında gördüm. programdaki diğer şahıslara hava atmıştı; "bakın boş sayfalarına varıncaya kadar yapmışlar" gibisinden. ankara milletvekili aylin nazlıaka da hemen soruşturma istemiş. hemen dediğim ise ocak ayında gerçekleşmiş. soruşturma haksız da değil sanki; bayram değil seyran değil eniştem beni niye öpsün?

    kitabın orijinali şöyle bir şey.

    edit: murat bardakçı hava atmıştı dedim, havada kalmış niye olduğu. bir örneğini de kendisine vermişler.
hesabın var mı? giriş yap