• türk gölge oyununda matiz ve külhanbeyi tarafından "gözetlemek" anlamında kullanılan argo sözcük.
    (bkz: gölge oyunu)
    ayrıca (bkz: gel dikiz ki) (bkz: ferhan şensoy)
  • yedi sekiz yaşlarındayken bu kelimeyi küfür zanneden bir arkadaşım vardı. "seni dikizlerim", "gel de dikizleyeyim seni" gibi cümlelerle insanlara sataşırdı. onun yüzünden sınıfın geri kalanı da bu fiili küfürlü bir söylem olarak benimsemişti.

    bir gün sınıftan biri bunu öğretmene şikayet etti.

    -öğretmeniim bana küfür ettiii!
    -küfür mü etti?
    -evet öğretmenim. çok terbiyesiz söz söyledi!
    -ne dedi sana?
    -söyleyemem öğretmenim. terbiyem müsade etmez.
    -söyle yavrum bir seferlik. ona göre kızayım ben de.
    -ayıp söz ama.
    -olsun.
    -dikizliyorum dediii.
    sınıfın geri kalan kısmından büyük bir bölüm:
    -hiiii!
    öğretmen şaşkın.
    -dikizliyorum dedi yani.
    -evet, hep bize küfür ediyor.
    -tamam. pekalaaa. bölme konusunda kalmıştık çocuklar.
  • 'cinayeti dikizlemek'
    http://wp.me/p1osf1-1w
  • sadece şundan emin olabiliriz: "dikizleme kültürü" bulaşıcıdır. bir kez temas ettikten sonra, diğer insanların her şeyini görme arzumuz doruğa çıkıyor. karşılığında bizim her şeyimizin görünmesini istiyoruz. dikizleme alışkanlığı edindiğimizden beri özel hayat, bireysellik ve hatta toplum gibi kavramları sürekli yeniden tanımlıyoruz... "dikizleme kültürü 21'inci yüzyılın teknoloji toplumu adına ister eğlence, ister kişisel gösteri, ister dikkat çekme diyelim bedenleri, ruhları ile soyunan ve bu bitmek bilmeyen striptizi izleyen bir büyük kalabalığa çeviriyor. dikizlemek, giderek toplumsal bilinci dönüştüren bir mekanizma olarak anlam kazanmaya başlıyor. bu mekanizmadan bir kez geçen zihinler, artık bir kenarda oturup izleyerek tatmin olmuyor; çabucak "biz de yapmak istiyoruz" aşamasına geliyor" (hal niedzviecki, 2010:27-28).

    sosyal medya ve ağ toplumu-ıı: kültür, kimlik, siyaset.
    editörler: can bilgili, gülüm şener
  • yapması tatlı, sevgiliye hesap vermesi acı eylem.
    http://bit.ly/1q5jslu
  • a clockwork orange'ı okuduktan sonra bıktıran, uzun bir süre duymak istenmeyen bir fiildir. çünkü baş karakterimiz alex kitap boyunca olur olmadık her şeyi dikizlemektedir.

    (bkz: rüya dikizlemek)
  • seni dikizlemesi, seninle ilgilendiğinden değil. kendinden sıkıldığından, kendini dolduramadığından. ilgilendiğinde kolay kolay bakamaz, kolay kolay göremez; dürüp büküp içinde, kafatasında gezdirdiğinden.

    eski röntgencilik, komşu gözetleme dışında sadece dansöz seyretmekten ibaretmiş.

    kitakse (kitaksi) etmek: argoda gözetlemek, kontrol etmek, dikizlemek.

    dost körpe çevirisi olan otomatik portakal da ciddi bir argo kitabı olduğundan cıvır sözcüğüne sıkça rastlanılıyor. bir blogta ingilizcesindekinin nadsat argosu olduğu yazıyordu. moruk, lavuk, görmek anlamında dikizlemek (çok iyi oturmuş, yabancılaştırıyor), sigara karşılığı kanser/kanserler, oha filan olmak değilse de filan olmak ve benzeri filanyabancılaştırmalar çeviri kitabın öteki sürpriz çözümleri.

    (ilk giri tarihi: 22.9.2017)

    (bkz: dikiz)
    (bkz: dikiz aynası)
    (bkz: korku filmi/@ibisile)
    (bkz: göreslemek)
hesabın var mı? giriş yap