• son yarım saatte 2-3 kişinin telefonla beni uyarması ile tekrar ortaya çıkan geyik muhabbeti.konuşması, yapması sevilmeyen bir tür dedikodu.
  • efendim ara ara bu tür söylentilerin olması normaldir. ancak vahim olanı söylentiyi çıkartanın da zamanla dediğine inanmasıdır.

    milliyetin haberi ise:

    "bursa ulucami'de 'sabah namazından sonra, bazı ak sakallı kişiler, deprem olacak diye kefen dikiyorlar' söylentisini yalanlayan din görevlileri derneği başkanı ibrahim aydın, "bu dedikodular, 17 ağustos sonrası da çıkartılmıştı. vatandaşlarımız inanmasın'' dedi.
    bursa'da son bir haftadır insanlar arasında yayılan deprem söylentisine göre: ulucami'de sabah namazını kıldıran imam, camiyi kilitlerken kapattığı elektriklerin tekrar yandığını görmüş. geriye döndüğünde ak sakallı kişilerin dikiş yapıyormuş; bu kişilere ne yapıyorsunuz?' diye sorduğunda isedeprem olacak, kefen dikiyoruz' cevabı alınca, imam akli dengesini yitirip hastaneye yatırılmış.
    vatandaşlar arasında yayılan bu söylentiyle ilgili açıklama yapan bursa din görevlileri derneği başkanı ibrahim aydın, söylentilerin dedikodu olduğunu, bunun bazı irticacı kişiler tarafından kasıtlı olarak çıkartılmış olabileceğini söyledi. ulucami'de halen görev yapan zekeriya şekerci ve tahsin karanfil adındaki imamların görevlerinin başında olduğunu belirten aydın, "vatandaşlarımız bu söylentileri dikkate almasın. imamlarımız görevlerinin başında'' diye konuştu.
    din görevlileri derneği başkanı ibrahim aydın, aynı söylentilerin 17 ağustos depreminden sonra ulucami ve emirsultan camii'nde çıkartıldığını hatırlattı. müftü zeki elturan ise bu tür söylentilerin kendilerine ulaşmadığını belirterek, bunlara vatandaşların inanmamasını istedi.

    benzer söylentiler

    kayseri'de geçen ay halk arasında konuşulan `deprem olacak. 2 büyük camide beyazlara bürünmüş 2 kişi kefen biçiyordu' söylentisine, kayseri müftülüğü, "bu bir hurafedir. aynı söylenti geçen yıl da tokat erbaa'da çıkarıldı. asılsız ve hurafeye dayalı bu söylentiye kimse inanmasın'' açıklaması yapmıştı.
    kütahya'da 2003 yılı şubat ayında da dört direkli camii ışıklarının kendiliğinden yandığı, imam yüksel adıgüzel'in cami içerisinde kefen dikerken gördüğü ak sakallı bir dedenin kendisine "kütahya bayramın dördüncü günü büyük bir felaket yaşayacak. 9 bini çocuk olmak üzere 40 bin kişi ölecek'' dediği söylentisi nedeniyle bayramı tedirgin geçirmişti.
    denizli'de 2002 yılı kasım ayında bir haftadır yayılan benzer deprem söylentisi halkı tedirgin etmişti. ulu camii imamı mevlüt taşdemir'in, camide ak sakallı dört ereni depremde ölecek 40 bin kişi için kefen biçerken gördüğünü söylediği iddiası dilden dile yayıldı. imam taşdemir, iddialarla ilgisi olmadığını açıklamasına karşın kentte deprem tedirginliği doruğa çıkmıştı."
  • şu aralar yine ayyuka çıkan hadise. benim anlamadığım bilim adamlarının binlerce kez "önceden tahmin edilmesi imkansız", "tahmin edilemez" demesine rağmen bizdeki bu söylentiye itibar nereden geliyor hiç anlamıyorum. türkiye zaten deprem ülkesi. 15-20 yılda bir büyük deprem oluyor. her olduktan sonra da "bak söylentiler gerçek oldu" diyoruz. e söylentiler hiç bitmiyor ki! deprem olunca da "bak bildik" oluyor. halkı bu kadar korkutacağımıza önlem almaya itsek ya?

    "abi deprem olacakmış ya çok korkuyorum" diyen adam kağıttan binada yaşıyor. götünü kollasana arkadaşım?
hesabın var mı? giriş yap