• milli mücadele yılları işbirlikçilerinin önde gidenlerindendir, zamanında aşağıdaki laflari gevelemiş :

    "halifenin müttefiki olan ingilizler pınarbaşı'na doğru geliyorlar. onlarla birlik olup kuva-i milliyecileri yeneceğiz". 1920

    "kim kemalci milliyetçilerle birlikte yunana karşı gelirse şer'an kafirdir". 1920
  • bilge umar in yunanlilarin ve bati anadolu rumlarinin anlatimiyla izmir savasi kitabinda genis olarak yer verilen adam, anlatildigi kadariyla kuzey egede(burhaniye-ayvalik) arasinda bir sure teror estirdikten sonra halkin tepkisi yuzunden tekrar konyaya yunanlilar tarafindan olume gonderilmis kisidir.
  • anneannemin annesinden dinlediği bana da anlattığı bir hadiseyi anlattıktan sonra: "asalet orospuluktan kötüdür" vecizesini de eklediği, konya tarihine geçmiş son zorbalardan biridir. normalde de makbul bir kişi olarak anılmazmış, çumra ağasıymış ancak konya'da da evi varmış. ona bunu çöküp haracını yiyen birisiymiş. klasik toprak ağası, ayan olup yine de haytalık yolundan ayrılmayan tiplerden.

    anlatılan olay da şu: anneannemlerin annesinin iki kapı komşuları varmış. zaman 1920'lerin konya'sı, mekan muhacir pazarı hala burada oturan akrabalarımız vardır. komşulardan birisi konya rumlarından bir hanım ile kızıymış. öteki kapı komşuları ise çumra eşrafından delibaş mehmet ağa olarak isimlendirilen mezkur şahıs. isyanı çıkaran kişi. adam asker kaçaklarını toplayıp konya'ya girende muazzam bir yağma ve talan başlıyor. ardında çalıkakıcılarla kemikçilerle evine uğruyor. birçok ev yakılıyor ve ilk yakılan evlerden birisi de, kendi komşusu olan ve komşumuz olan gayrimüslim hanım oluyor. anneannemin rivayet ettiğine göre evin içinde yanmışlar, kadının boyalı tırnaklarını evin demir parmaklarına yapışmış halde yardım çığlıkları atarak yanarak ölmesini görmüş annesi. yangın için "mum devrildi yangın çıktı" dedikleri de olmuş ama kimsenin ecnebidir diye yardıma gitmediğini de görmüş, çok iyi komşularıymış dışarı çıkamamışlar. delibaş'ı da bir yıl sonra kendi adamları vurmuş ama o uğursuz adamın evi "delibaşların evi" olarak mimlenmiş. bu evin olduğu yer günümüze kadar böyle anılmış birisi o yana gittiğini söylemek için "delibaşların evinin oraya gidiyorum" dermiş. bugün konya arkeoloji müzesinin olduğu yermiş. anneannem bunu anlattıktan sonra da "asalet orospuluktan kötüdür, bu sözü bana annem söylemişti, o da kendi ninesinden dedesinden duymuş" diye eklemişti.

    istersen aç tarihi o ayanları, derebeylerini, haydut taifesini oku ahalinin üzerine karabasan gibi çöken zorba tanımını şu özlü sözden daha iyi anlatabilirler mi bilmem...

    (bkz: konya eşkıyaları)
    (bkz: kıran/@songulyabani)
    (bkz: muhacir pazarı/@songulyabani)
  • konya yakınlarında kendi adamlarınca öldürüldüğü rivayet edilir. şerefsizliğin vücut bulmuş halidir. mustafa kemal'in şahsı hakkında sarfettiği cümleler dikkat çekicidir.

    "ileride halkımızın bunca ibret verici tecrübeden sonra gerçek dindarlarla din tüccarlarını birbirinden ayıracağını umarım. yoksa bu acı verici olayları tekrar tekrar yaşarız."
  • neyse, devam edin hanımefendi*.

    - çetesiyle konya'ya geçen delibaş mehmet adlı gerici ekşkiya, dün gece karaman'da adamları tarafından öldürülmüş"

    hepsi doğruldu:

    - ooooo

    kazım paşa meraklanmıştı:

    - niye öldürülmüş?

    - din perdesi altında düşman hesabına çalıştığını anlamışlar.

    ismet paşa, bu hain ve katil yobaz geçen yıl köy köy dolaşıp " yunan ordusu halifenin emriyle geliyor, karşı durmayın" diye telkinde bulunuyordu", dedi. " yazık ki etkili de olmuştu. bu kez yanındaki haydutları bile kandıramamış. bu iyi bir gelişme."

    m.kemal paşa mendiliyle yüzünün terini aldı:

    "bende halkımızın, bunca ibret verici tecrübelerden sonra gerçek dindarlarla din tüccar ve aktörlerini birbirlerinden ayırdedeciğini ümit ederim. yoksa hep böyle geri ve ezik kalırız. başka?"

    "bu kadardı efendim."

    (bkz: şu çılgın türkler)*
  • ilk aşamada gerici veya yobaz bir hareket olmayan, bazı beceriksiz yöneticilerin yanlış kararları neticesinde koca şehirde terör estirmiş isyanın baş rolü eşkıyadır.
    efendim, iç anadolu'da ağalık pek bilinen bir şey değil fakat bu adamı bir ağa gibi düşünebiliriz. kendine bağlı silahlı adamları da var. delibaş işte. bir gün padişah hükumeti tarafından atanmış fakat kurtuluş hareketini destekleyen konya valisi tarafından şehre davet ediliyor. çumra ilçesinden trenle şehre geliyor. hatta burada küçük bir bando takımıyla karşılanıyor. vali, görüşmesinde delibaş'ın asker toplayıp cepheye gitmesini istiyor. biraz da gaz veriyor. gazı yiyen delibaş çumra'ya dönüp cepheye gitme hazırlıkları başlatmışken yanındaki cepheye gitmek istemeyen çakal tayfadan birileri delibaş'ı "seni cepheye gönderip orada idam edecekler" diye işliyor. delibaş da bunu yiyor.
    ertesi günlerde topladığı 100-200 silahlı çapulcu ile konya üzerine yola çıkıyor. önce çumra ilçesi postanesini yakıp yıkıyor ki haber konya'ya ulaşmasın. haber yine ulaşıyor ama ulaşan haberde 100-200 çapulcu oluyor size koca bir tümen. bunu duyan vali, jandarma komutanı ve emniyet müdürü tutuşuyor. kendilerini alaaddin tepesi'ne kapatıyor. o gece sabaha karşı konya'ya ulaşan çapulcular, sadece iki, evet yanlış duymadınız sadece iki polis ile saatlerce çatışıyor. bu iki güvenlik görevlisi yüzünden yollarını uzatarak şehre başka noktadan girmek zorunda kalıyorlar. öyle aciz bir durumdalar. sabah şehre giren delibaş ve çapulcular karşılarında hiçbir direniş görmüyor. alaaddin tepesi'nde bir miktar çatışma yaşansa da önemsiz. günler sürecek yağma, talan ve cinayetler başlıyor. kurtuluş cephesine asker toplamakla görevli sivaslı ali kemal burada kahpece şehit ediliyor. kendisinin mezarı şu an mevlana türbesi karşısında üçler mezarlığındadır. ruhu şad olsun.
    velhasıl mustafa kemal, afyon'daki birliklerden küçük bir grubu konya'daki isyanı bastırmak için yönlendiriyor. yolun bir kısmını trenle gelen askerler, çok iyi ekipmanlara sahip değiller (e haliyle) ve isyancı itleri korkutmak amacıyla at arabalarının da üstünü örtüp top süsü veriyorlar. askerin geldiği ve birçok topa sahip olduğu haberini alan delibaş arazi oluyor. şehre yaklaşan askerler merkeze doğru üç top atışı yapıyor ve isyancılar direniş bile göstermeden dağılıyorlar. isyan böylece bastırılmış oluyor. delibaş, daha sonra istanbul hükumetinin işine yarayabileceği için bir süre korunuyor ve yeni bir isyan için konya'ya gönderildiğinde kendi arkadaşları tarafından başı kesiliyor.
    sonuç olarak bu deyyus, hiç yoktan belki de yüzlerce insanın canına mal oluyor.
    kurtuluş savaşı'na bugün bile ihanet eden, bugün bile kurtuluş hareketine dil uzatan delibaş soylarının da aynı sona kavuşmalarını dilerim.

    not: konuyla ilgili kitabın ismini ve yazarını hatırlayabilirsem editleyeceğim.

    edit: hüseyin oğuz - konya delibaş mehmed hadisesi
  • 1920 yılının sonbaharında, ankara ordusu batıda yunan ordusu ile savaş durumunda iken, yanındaki asker kaçakları ile birlikte isyan ederek çumra'yı basan ve nahiye müdürünü esir alan elebaşı.

    elebaşı delibaş daha sonra yanındaki isyancılarla beraber konya'ya yürümüş ve başta şehrin valisi haydar bey (vaner) ile kumandan avni bey olmak üzere onları yanındakilerle birlikte esir alıp konya'yı işgal etmiştir.

    bunun üzerine, asileri bastırmak için kurmay binbaşı derviş bey kumandasında bir kuvvet ve albay refet bele komutasında demirci mehmet efe'nin kuvvetlerinin bir kısmı görevlendirilmiştir. konya'ya daha önce ulaşan derviş bey horozlu han'a kadar ilerlemiş ve konya'dan gelen heyet tarafından sergerde ve yardakçılarının kaçtığı kendisine bildirilmiştir. hemen akabinde refet bey de konya'ya ulaşmış ve delibaş'a destek vermiş olan köy ve kasabaları yola getirmek üzere kuvvetler göndermiştir.

    bu kuvvetlerden kaçan delibaş önce mersin'e, oradan vapurla istanbul'a gitmiştir. dersaadette, konya'daki isyanların fikri yönlendiricisi olan hürriyet ve itilaf fırkası üyesi zeynel abidin ile görüşmüştür. ardından izmir'e dönerek yunanlardan silah ve cephane yardımı aldıktan sonra yaklaşık 50 kadar firari ile birlikte tekrar konya civarına gitmişlerdir.

    ankara hükûmeti'nin takip müfrezeleri tarafından sıkıştırıldığında, delibaş, aklı başına gelip onun hain olduğunu anlayan adamları tarafından değil, belki affediliriz endişesi içerisindeki iki adamı tarafından kafası kesilerek öldürülmüştür. götürdükleri bu kelle sayesinde kendi kellelerinin affedilmesini de sağlamışlardır.
hesabın var mı? giriş yap