• devamı def-i bela olan bir deyimdir.
  • (bkz: işemek)
  • (bkz: defekasyon)
  • girdilerin çıktıya dönüşmesi.
  • (bkz: sıçmak)
  • (bkz: çöğdürmek)
  • istanbul ağzında küçük abdesti bozmak anlamına gelir. diğeri ise def-i tabiidir
  • bu ay sonunda birkaç amatör edebiyat tutkununun biraraya gelerek çıkaracağı yayın. uzun ömürlü olmasını diliyorum.

    bu da alt - üst kültür manifestosu:

    1- her şey önce analiz sonra protesto edilebilir.

    2- dil, mekaniktir. duygu, saklı; anlatım biçimi yazarın ya da yarattığı karakterin öznelliğindendir.

    3- orta yoktur. alt ve üst'ün tabakalarında verdiğimiz her sanat yapıtı aşırıcılığın resmedilişidir.

    4- bu oluşum mevcut olan akımlara alternatif getirmek için değil, alternatif olarak tutulan her "şeyi" mevcut kılmak içindir.

    5- yöntem olarak taşlama, alay, tahkir etme, yok sayma, tenkit, mübalağa, iç sesler, hiciv ve mizah kullanılabilir.

    6- dahili olduğumuz üretim negatif sanattır. çıkış noktası olarak acı ve şekil değiştirmiş türevleri temel alınır. ancak bu, acıya hayranlık ya da acıdan beslenmek değildir. daha çok, acı, araştırılması gereken bir bilim dalıdır.

    7- amaç, tuhaflığı, kasıtlı karmaşayı, gülünç deliliği, hastalığı, gözlemlenebilir saçmalığı, maruz kalınan ve uygulanan şiddeti, güleç karamsarlığı ikili ya da toplumsal ilişkilerin çeperinde göstermek; gerekirse onarmaktır.

    8- güttüğümüz siyaset -izm- dışıdır; tanımlanamaz.

    9- ortaya çıkarılacak her ürün topluma dair kişisel metinlerdir. sorgu ve cevapları bünyesinde barındırmasıyla fısıltılı bir sayıklama halinde bile toplumla dolayısıyla çevresiyle dolayısıyla kendisiyle diyalog içindedir.

    10- sanatımızda kıyamet kopmuştur. aktarılanlar kıyamet sonrasına aittir. hissizlik de fazla duygululuk da bu tempoda akar. orta yoktur.

    11- evrensel olana değil hücresel olana inanırız. tek bir hücrede olup biten her şey konumuz olma ihtimalini taşır.

    12- bu kurallara uymak kesinlikle zorunlu değildir. reddetmek buradan başlasın...
  • sıçmak yönünde anlam kaymasına uğramış fakat özü erkeklik organı* ile ilgili hacet sözcüğü olduğu için dip anlamı işemek olan, hacetini gidermek biçimini de alarak yarı türkçeleşmiş, fiilleşmiş sözcük.

    beytül-ferağ ayakyolu, kenef, hela anlamlarına geliyormuş.

    "caco, cannus veya futuo kadar ayıp bir kelime değildi, çünkü romalıların dışkılamaya karşı tabuları, cinsel davranışlara karşı olanlar kadar güçlü değildi. cacare'nin yapılabilecek en mahrem eylem olduğu düşünülürdü, fakat çoğu romalı, hatta soylu vatandaşlar bile, en azından bazen, neredeyse umuma açık alanlarda defi hacet ederlerdi." melissa mohr - küfür etmenin kısa tarihi

    (bkz: hela/@ibisile)
  • dünyadaki yükselen popülizmin ülkemizde sokaklarda ve umuma açık yerlerde giderilmesi olarak yansıyan ihtiyaç.
hesabın var mı? giriş yap