• özellikle insanların eş tercihlerinin evrimsel kökenleriyle ilgili yaptığı çalışmalarla popüler olmuş, genel olarak evrimsel psikoloji ile ilgilenen bilim adamı.

    david buss'a göre erkekler ve kadınlar eş tercihlerini hala evrimsel bazı kurallara göre yapmaktadır. erkekler doğurganlık ihtimali yüksek olan kadınları tecih etmektedirler.

    kadınlarda doğurganlığın göstergesi olan belirtiler ona göre evrenseldir. bunlar, geniş kalçalar/basenler, doğacak yavrunun beslenmesini sağlayabilecek göğüsler gibi niteliklerdir.

    kadınlar ise döllenmeyi sağlayabilecek olan yapıya sahip, sağlıklı genler taşıyan, doğuracağı bebeğine sağlıklı genler aktarabileceği ve doğumdan sonra oluşabilecek tehlikelerde yavruyu koruyabilecek erkekleri seçmektedirler. erkeklerde bunun belirtileri kaslılık, sağlıklı görünümlü cilt gibi niteliklerdir.

    fakat son yıllarda buss sosyal kültürel konulara da vurgu yapmakta, erkeklerin kadınlarda aradıklarının değişmediğini ama kadınların erkeklerde aradıkları niteliklerin özünde aynı kalmakla görünümünde değişiklik olduğunu söylemektedir. buna göre artık soyun devamı için gerekli özelliklere erkeğin bakım sağlayacak parasının olması, sosyal gücünün bulunması gibi faktörler de eklenmiştir.

    görüşleri çok sıkı bir tartışma konusudur.
  • 1954 doğumlu prof. halen the university of texas at austin'de the individual differences and evolutionary psychology programının başında. the dangerous passion: why jealousy is necessary as love and sex (2000), evolutionary psychology : the new science of the mind (1999), the murderer next door : why the mind is designed to kill (2005) gibi kışkırtıcı isimler taşıyan kitapları var.
    en dikkat çekeni ise, manitacılığın kitabı da diyebileceğimiz, the evolution of desire : strategies of human mating (2003).

    bu tanımdan sonra kendisinin pek önemli bulduğum, çalışmaları hakkında fikir verebileceğini umduğum bir makalesini anayım:
    david m. buss, "human nature and culture: an evolutionary psychological perspective", journal of personality 69:6, december 2001, pp. 955-978.

    bu makalede der ki, iki populasyon arasındaki farkı betimlemek, o farkı açıklamakla aynı şey değildir. bütün farkılılıkları (evliliklerin istikrarı, barışçı olma savaşçı olma gibi örnekler) "kültürel farklılık" diye etiketlendirebiliriz, hatta çıkıp bu farklılıkları kültürün açıkladığını iddia edebiliriz. ama betimlemekle, açıklamayı karıştırmayalım. betimlemeler ne kadar açık ve net olursa olsun, yeterli değildir; insan doğasının özel mekanizmalarını göz ardı etmeyelim. kültür tek başına bağımsız bir ajan değildir, kültürel öğeler denilen her şey, süreçlerden geçmiş, filtrelenmiş, seçilmiştir (bir kısmı da reddedilmiştir). bu seçme-reddetme süreçlerine bakalım. nedensel açıklama olarak, evrimsel insan psikolojisinden bağımsız "kültür miti"ni gelin terk edelim. bir yüzyıl boyunca kültürel farklılıkların üstünde durduk, evrimsel bir perspektif edinirsek belki benzerlikler, aynılıklar buluruz. ki hiç de fena olmaz.

    demem o ki önemli bir adamdır. ancak iddiaları savunmaya kalkmak tepki çekebilir. "surplus of women" der mesela, anarsınız, kafanıza terlik yemediğiniz kalır.
  • kim ki psikoloji alanına giriş yapmak ister, bu alanın temel dinamiklerini anlamak ister; en önemlisi hayata psikolojinin bakış açısıyla bakmak ister: yapacağı ilk iş ingilizce öğrenip bu herifin evrimsel psikoloji ders kitabını okumaktır.
    edit: ekşi şeylere girdikten sonra-beklemediğim bir biçimde- bu entryi düzenlemeye karar verdim. öncelikle şunu söylemeliyim ki psikoloji gibi henüz çok yeni bir alanın gelişmesi için kimi kuramlara ihtiyaç vardır. bu kuramlar, bizleri hipotezler üretmeye var olan ifadeleri yanlışlamaya götürebiliyor olmalıdır. evrimsel teori, tam olarak bunu yapmaktadır. yayınlarda bu konuya çokca atıf yapılır, çeşitli deney setuplarıyla ifadeler yanlışlanmaya çalışılır. evrimsel psikolojinin en önemli faydası, hayata psikolojinin gözüyle bakarken bu evrimsel mekanizmayı hep zihnimizin bir kenarında tutmamızı sağlamasıdır.
    gelelim david buss meselesine, değerli bir insan fakat evrimsel paradigma ile kafayı biraz fazla bozmuş. hocalarımdan bir tanesi bu adamın konuştuğu bir konferansa katılmış ve söylediğine göre soru cevap kısmı için çok az bir süre ayırmış. soru sorabilen şanslı azınlığın sorularına da doyurucu cevaplar verememiş. (bkz: v. s. ramachandran) ise (bkz: phantoms in the brain) kitabının bir bölümünde evrimsel psikolojinin ne kadar istismar edilebilir bir alan olduğunu göstermek için tamamen kafasındam -yanlış hatırlamıyorsam cinsiyet farklılığı üzerine- evrimsel psikoloji temasını işlediği bir yazı kolpalamış ve yazıyı pazar eki kıvamındaki bir gazetede/dergide/blogda yayınlamış. yayınladıktan sonra bütün arkadaşları, bunun mükemmel bir yayın olduğundan söz edip bir bilim dergisinde yayımlaması yönünde büyük destekler vermiş. olay bundan ibaret, yani her gördüğümüz şeye hemen inanmaktan ziyade o kuramın üzerinden hipotezler üretip, bu hipotezlere bunlara güzel değişkenler atayıp kontrol grubumuzu iyi seçerek deneysel ortamda test edebiliriz. evrimsel psikolojiyi bilimsel yapan şey de tam olarak bu zaten.
  • evrimsel psikoloji denince akla gelen ilk isimlerdendir. evrimsel psikolojiye giriş kitabı bu alanda okunması elzem kitaplardandır. 37 farklı kültürden 10 binden fazla insanla yaptığı cinsel seçilim tercihleri çalışması bu alanda en güvenilir verileri sağlamıştır ve konuyla en ufak bağlantısı olan her çalışmada muhakkak atıf yapılır.
  • yazdiklari su gibi okunan evrimsel psikoloji hocasi.
hesabın var mı? giriş yap