• heidegger'in tanımladığı;burda, şu an var olan manasındadır..benlik
  • orada-varlık olarak konuşlanmış bir heidegger* kahramanı..
    dasein, orada-varlık olarak, existentiell-ontik'ten existential-ontoloji'ye geçmiş bütün varlıkları içeren deli bir korniştir efendiciğim; aa hani o perdeleri taktığımız şey değil mi evlât: hani genelde üç perde rayı bulunanlardan; evet evet aynen üç, ay hastayım size valla efendiciğim..
  • pasifik dillerinden bir yar geliyor bize: (bkz: daseinfeld)..
  • almancada "varoluş" için kullanılan ve lafzen 'burada olma' ,'orada olma'anlamına gelen terim jaspers'te,gündelik anlamı içinde sıradan varoluşu ifade etmek üzere kullanılmıştır.heidegger'de, varlığın kendisi için bir problem olduğu,varolmanın ne anlama geldiği sorusunu soran bireyin varoluşu.insan varlığının,temel özellik ya da boyutları.
  • istanbul 2.bolge 6. nesil sozluk yazarlıgı aday adayı,anketler aldatmıyorsa yakında secilmesi olası kişilik.secildiğim takdirde "sozluk yazarlıgında yeni bir ekol yaratacam " diyerek beni gulduren ,secilmediğim takdirde "bunun hesabını senden soracam ayrıyeten onlar kaybeder ben deil" diyerek beni daha daha fazla gulduren sahsiyet. bunuda yazmadan edemem
    (bkz: o olmazsa biz hiçiz)
    (bkz: kalemine saglık)
    (bkz: seminer vermek)
  • cambridge university press'den çıkan ve h.b. nisbet tarafından çevirisi yapılan philosophy of right'ta bu terim existence olarak kullanılmıştır.
  • heidegger'in kullandığı anlamda dasein ingilizceye being there olarak çevrilir. sanırım en manalı türkçe çevirisi buradalaşmak-buradalaşan [varlık] olarak yapılanıdır. dasein'i direk insan olarak çevirmek ise hem hatalı hem de yanıltıcıdır.

    edit: alkolikfedai diyor ki ingilizceye "being in the world" olarak çeviriliyormuş.
  • dışvarlık, belirli varlık, oradaki varlık
  • bu kelimenin çevirisiyle ilgili kafa yormanın, dilin kendisiyle kafa yormak olduğunu düşünüyorum . "dil varlığın evidir!" diye bizleri kendisiyle beraber bir taraflara çekmek isteyen heidegger'in bu kelimeyi bu denli şiirsel(metaforik) kurması da bundan kanımca. belirsizliğin ardına gizlediği varlık felsefesini tutarlı kılan yine bu kelimenin belirsiz kıldığı kavram karmaşasından sıyrılmaya çabalamasıyla ilgili bir şey. belki de olduğu yerde dönüyor "dasein" derken. olduğu yerde dönmeyi istediği için dönüyor da olabilir. bu dönüşün kendi kafasında kurduğu kelimelerle bir başka anlamı taşıdığı varsayılabilir. zira, her kelimenin anlamını deşerek ya da anlamları teker teker unutarak "buradalaşan", "zühur eden", "kelimelerin olmadığı bir yerde açan" bir felsefedir onunkisi. öyle bir muğlaklığın içinden a priori kavramlar kullanarak da dasein'i desteklemiyor. desteklemek kelimesini yok ederek bizleri inandırıyor kendine. inanmak ve tutarlı kelimelerini anlamsızlaştırarak. burada, olmak, var, martin, heidegger kelimelerini baş aşağı ederek ya da aşağı baş ederek... da, sein; çoklaşıp: "bu iki kelimenin yan yana konuşlanması nasıl net bir karşılık edinmez kendine!" dedirtiyor bizlere, "kelimeler anlamsız tuzaklarımız mı yoksa?"yı sordurtuyor bizlere, "e kelimelerle düşünüyoruz, o vakit...!"i yordurtuyor bizlere.
hesabın var mı? giriş yap