• sinemanın ikincil teorisyeni. (bkz: eisenstein) bir ulusun doğuşu'nu izleyebildim yanlızca. amerikan şovenistidir, filminde 'gelin beyazlar bir olalım zencileri amerika'dan kovalım' temasını işlemiştir anladığım kadarı ile. filminde de zaten zencileri suratlarını boyamış beyazları oynamıştır.
    iyi sinemacıdır bana kalırsa.
  • griffith teorisyen degil, sadece yonetmendir. hatta basta niyeti oyun yazari olmak oldugu icin, ilk filmlerinde sinemayi daha asagi gorup sahte bir isim kullanmistir. sinemada adam gibi hikaye anlatan ilk kisi kabul edilir genelde. 'birth of a nation'dan baska, 'intolerance', 'way down south' ve 'broken blossoms' gibi anlatimi devrine gore cok basarili, ama gunumuzde bayik ve irkci gorulebilecek filmler yapmis, ayrica united artists sirketinin kuruculari arasinda yer almistir.
  • teknik acidan basarili bir yonetmen olmasina karsin irkci oldugu da su goturmezdir. ilk kez close up ve tilt kullanan yonetmendir. cok yakisikli oldugundan dolayi edwin s porter tarafindan kesfedilerek filminde oynamasi icin sinemayla tanistirilmistir fakat o kendi filmini yapmayi tercih edecektir..
  • dunya sinema tarihinin en cok is yapmis filmi olan birth of a nation i cekmis, eisensteindan once gelmesi itibariyle ikinci olamayacak, teorisyen bir tarafi olmadigindan teorisyen kabul edilemeyecek bir yonetmendir. bugunku alistigimiz anlamda sinema dilini kesfetmis, ritmik editlerden close uplara, editing in oneminden, sembolizme kadar ondan once gorulmemis teknikleri bence sans eseri tanitmistir. sansi erken dogmus, dogru zaman da dogru yerde olmus olmasidir ki, bunun icin kimseyi alkislamaya gerek yok.

    ama 13 milyon dolar hasilat yapan birth of a nation 1975 de 100 milyon dolar ustu hasilat yapan jaws dan daha yuksek bir getiriye sahip imis, onu ogrendim "vay" dedim.
  • kendisi ayrica kendini yonetmen egosuyla halka arzeden ilk kisi olmus. yonetmenin onemi, film sanatinin degeri gibi o zaman kadar pek sallanmayan nitelikleri kabul edilir kilmis. donemin californiasinda mali bir sorun olmadigindan ilk ciddi studyolari, platolari kurduracak gazi vererek bugunku bildigimiz anlamda amerikan sinema endustrisini nickelodeon eglenceliginden kurtarmis.

    yine soylemeden gecmemeli, zencileri bu kadar dislayan bir eser yaptigi icin, zenci yonetmenleri, black voice biy biy sinemasini da fitillemis.

    biz de bu sekilde filminin ismini yonetmeniyle lanse ettiren atif yilmaz vardir ama o da nasil yeteneksizdir, nasil zavallidir belli degil.
  • 1900lu yillarin basinda david wark griffith amerikanin dogusunda kimisi uydur kaydir,kimisi o doneme gore oturakli filmler cekme cabasi icindedir.doguda millet sinemaya lahmacum gozuyle bakmaktadir o siralar,siradan halk destek olmamaktadir yani.ustelik bela bir yagmur,korkunc bir firtina vardir surekli. tum bunlardan illallha eden david abi yandaslarini tuttugu gibi kitanin diger tarafina yol alir. burada ileride hollywoodu temsil edecek herseyin temelini atar.2 tane baba film ceker.birincisi birth of a nation bir irkcinin gozunden irkciligi vermesiyle sinema tarihinde hala benzersizdir(teknik yonunu bir tarafa birakin).
    zaten bitr sonraki projesi,inatla,hirsla,ozveriyle yaptigi,onun yuzunden deli gibi borca saplanacagi intoleranceda bir nevi bu elestirilere cevap verir.anlatim ozgurlugune gosterilen hosgorusuzluk yaninda 4 farkli cagdan 4 epik oyku getirir onumuze.ve aslinda bu filmi cektigi icin kader de hosgorusuz davranir ona...bugun icin komik olan 400.000 dolar gibi bir borc yuzunden hayati kayar,borcunu odeyemez.daha sonra sevgilisi lilian gishin destegiyle cektigi melodramlarla da kendini kurtaramaz.sinemanin ilk dahisi,eisensteinin,fritz langin "o bize ilham verdi" dedigi adam sefil bir sekilde kaybolur gider...
  • (bkz: d w griffith)
  • hal hartley'in the book of life filminde isa'nin otelde rezervasyon yaptirirken kullandigi isimdir. butun bunlarin bir anlami olmali.
  • abd ic savasi bittikten on yil sonra kentucky'nin bir koyunde dogan yonetmen. abd'li film tarihçilerinin göz bebeği.

    "o, bir dolu hadiseyi eisenstein denen adamdan once kullanmistir" gibi denyoluk sinirlarini zorlayan bir argumanin da oznesidir ayni zamanda. ben eminim ki, zamaninda kafasina meyve dusmus her vatandas, "benim kafama seninkinden once dustu" yahut, "benimkine armut dustu sayiliyo mu?" tarzinda bir dizi kelamulzirvayla newton'u da zivanadan cikarmistir.
  • bir suru seyin 'babasi' sayilsa da film tarihinde o donemden kalma cok az film bulundugunu da hatirlamak gerekir. sessiz donem amerikan filmlerinin %80'i yok olmustur mesela, baska ulkelerde de durum daha parlak olmasa gerek. film tarihi arastirmalarinda kimi zaman kesfedilen filmler, griffith'i onceler ve griffith'in 'baba'liktan ziyade 'survivor'lik yetenegi oldugunu gosterir bize. detay icin (bkz: the story of the kelly gang) ve (bkz: cabiria). yine de iyi bir yonetmendir, saglamdir filmleri, ve klasik studyo tarzinin temellerini atmis diyebiliriz kendisi icin. diyelim.
hesabın var mı? giriş yap