• (bkz: neuromancer)(bkz: william gibson)
    sadece internet değil, telefon, televizyon gibi iletişim araçlarınıda içine alan, bir subspace.
  • ilk kez unlu bilim kurgu yazari william gibson'un "neuromancer" adli romaninda kullandigi, bilgisayar destekli iletisimin insan beyni ve bilgisayar ile tanimlandigi bolge.
  • ünlü bilim kurgu yazarı william gibson tarafından neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. ilk kez ünlü bilim kurgu yazarı william gibson'un "neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge.
  • insanların coğrafi konumlarına bağlı olmaksızın aynı ortamda bulundukları ortamları ifade etme biçimi
  • ing. siberuzay
  • 82 de w. gibson'un omni dergisindeki burning chrome isimli öyküsünde ilk olarak kullanılmıştır. daha sonra neuromancer la populer olmuştur bu kelime
  • william gibson dan cyberspace kavraminın tanımı**: "'the matrix has its roots in primitive arcade games,' said the voice-over, 'in early graphics programs and military experimentation with cranial jacks.' on the sony, a two-dimensional space war faded behind a forest of mathematically generated ferns, demonstrating the spacial possibilities of logarithmic spirals; cold blue military footage burned through, lab animals wired into test systems, helmets feeding into fire control circuits of tanks and war planes. 'cyberspace. a consensual hallucination experienced daily by billions of legitimate operators, in every nation, by children being taught mathematical concepts.... a graphic representation of data abstracted from the banks of every computer in the human system. unthinkable complexity. lines of light ranged in the nonspace of the mind, clusters and constellations of data. like city lights, receding. . . '"
  • (bkz: meatspace)
  • cyberspace senin yaşadığın ortamdır. uyanık olduğun sürenin büyük kısmını aptal, parlak bir kare karşısında beynini uyuşturarak geçirdiğin yerdir. içindeki bilinmeyendir cyberspace. senin sen olduğunu sandığın bireysel ya da ortak bir halüsinatif alandır. içerisine diğerlerini de dahil etmek isteyip başaramadığın ve kimi zaman yalnızlığına boyun eğip ağladığın mabedindir. sıfır ile bir arasındaki farka takıldığın ve belki de yetinmeyip bunu idrak edebildiğin andır.
  • şöyle açıklanabilecek bir muamma.
    "geçen kendime mail attım bir dosyayı. sonra da beklemeye başladım gelsin de emin olayım diye. biraz gecikince ben bir çay koyayım gelir o da o sırada, herhalde yoldadır şimdi" cümlesinde adı geçen yol kelimesiyle siberuzay kastedilmektedir.
    ya da " çöpe at çabuk bu resimleri" dediğimizde çöp eşittir siber uzaydır.
    peki bu çöp hiç dolmamakta mıdır acaba? ya da mailler yolda birbirine çarpmaz mı? gibi soruları akla getirir.
    (bkz: kara cahil)
hesabın var mı? giriş yap