• amerikali medyatik siyah entelektuel, akademisyen, sosyalist. afro saclari, siyah kemik gozlukleri, koca top sakali, siyah takim elbisesi ve icine her daim giydigi yelegi ile yuz metreden taninabilir. 1993'de yayinladigi race matters isimli kitabi 400 bin adet satinca, akademisyenligine medyatikligi de ekledi. baslica calisma alani, ilahiyat ve african american studies. harvard'da prestijli african american studies bolumunun kurulmasinda emegi gecti. fakat gecen yillarda harvard dekani lawrence summers ile arasinin acilmasi nedeniyle, burayi birakip, phd'sini aldigi princeton university'ye gecti.
    abd'nin en buyuk sosyalist organizasyonu democratic socialists of america'nin en aktif uyelerinden biri ayrica. daha da ilginci, iyi bir hristiyan. hristiyanligi, amerikan transandantalizmi [ralph waldo emerson vs.] ve marksist soylemle kaynastirmasi ile epey bir insanin tepkisini toplasa da, ilgi de cekiyor. bir de ustune ustluk, hip hop cemaati ile epey siki fiki. her yil, russell simmons, p diddy gibi zibidilerin duzenledigi hip hop summit'ine tesrif ederek, ortama entelektuel bir tad katiyor.
    az once izledigim (tamam vurmayin, aciyin!) matrix reloaded filminde de councillor west rolunde gozluksuz hali ile karsima cikip, comprehension is not requisite for cooperation demeseydi, aklima bu entry'yi girmek gelmeyecekti. sozluk onemli bir entry'den mahrum mu kalacakti? tartisilir..
  • bu adam ayda bir bill maher'in programina cikip duruyorr; zamaninda harvardda "university professor" olmasi gibi hbo'da da "network guest" unvani olsa gerek. akilli ve cok eglenceli biri ama brother x, brother y diye diye, her konuyu el ele tutusup kumbaya soyleyecek kivama getirmesiyle, stil olarak da kilisede vaaz (vaazci denmez de oyle bir kelime vardi neydi? vaazor? vizor?) veriyormus gibi konusmasiyla beni icten ice soguttu (edit: vaizmis).

    yani boyle soyledigi cok derin/muhim olmadigi zamanlarda da o havalara girmesi, sanki yeni peygamber olmus da ilk direktifleri veriyormus gibi bir agirlikta konusmasi ve aralarda es vermesi (ki sen o profundo laflari bir sindirebilesin) bir noktadan sonra yoruyor insani. aslinda bu lider/entelektuel vasifli her insan icin gecerli bir durum; napolyon'un, ataturkun falan hayatinin her dakikasinda tabloya poz verir gibi durup konustugunu sanmak nasil hayalperestlikse, bu insanlarin da surekli ornek teskil edecek sekilde davraniyor olmalarini beklemek, her agizlarini actiklarinda bir hayat dersi vereceklerini dusunmek de o kadar gercekdisi. lakin nedense o insanlarin bazilari kendilerini buna zorunlu hissediyorlar, o role isiniyorlar. 24 saat role model adam. bir insan mutemadiyen esler vererek, gozlerini faltasi gibi acarak, ses tonunu dalgali deniz gibi yukseltip alcaltarak ve konuyu sevgiye saygiya baglayarak konusur mu? bu adamda oyle bir hava var,seviyorum yine de.
  • az önce cnn international'da tiradını izledim, fakirler uyanıyor, izlemesi çok güzel derken hala goraninin yüzü soldu sanki. acele bir sonraki konuya geçtiler.
  • joe rogan ile yaptigi roportaj kisiligi, dunya gorusu ve amerikan siyasi gundemine dair tutumu hakkinda oldukca fikir vermekte. harvard square'de kendisini gorunce yanina gidip "hocam hurmetler" diye elini sikasi geliyor insanin. ayrica:
    (bkz: race matters)
    (bkz: democracy matters).
  • muhabbeti çok iyi ve eğlenceli bir adam, aşırı derecede kutuplaşmış siyasetin yürütüldüğü günümüzde ilaç gibi geliyor, günümüz olayların espritüel bir yaklaşımla yorumladığını, farklı bir pencereden baktığını gördüm. şiddetle tavsiye.
  • 30 mayis 2020 abd olaylari kapsaminda anderson cooper’in cnndeki ac360 programina 30 mayis 2020 gunu konuk olmus ve “we are witnessing america as a failed social experiment” demis ve neden bu sekilde dusundugu nefessiz sekilde aciklamistir. ayrica cooper’a dene, yenil, yine dene yeniden yenil ama daha guzel yenil sozunu de ogretmistir. (anderson zeki demirkubuz seyircisi degil sanirim.)

    ilgili program bolumu icin :

    https://youtu.be/swzrfm7fmsk
  • kapitalist sistemin en büyük temsilcisi abd'nin "başarısız olmuş bir sosyal deney" olduğunu ifade etmiş. bediüzzaman'ın kur'an'dan tespitine göre insanlıktaki tüm ahlaksızlıkların ve ihtilallerin kaynağı iki cümledir: "ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne?" ve "sen çalış, ben yiyeyim". ilkinin tedavisi zekâtın yaygınlaştırılması, ikincisinin ise faizin yasaklanmasıdır. birgün dünya 1450 sene önce yazılan reçeteye gelecek.
  • lisansını harvard, doktorasını da princeton university de tamamlamış amerikalı filozof ve aktivist. hristiyan olması şaşırtan; neopragmatism, varoluşçuluk ve marksizm temaları eserlerinde sıkça rastlanan biridir. israili işgalci ve amerikayı başarısız bir proje olarak gören ve her zaman ezilenin yanında olan bir abimizdir. examined life ve matrix filmlerinde de boy göstermiştir. inanılmaz müzik düşkünü de birisidir. comprehension is not requisite of cooperation deyişiyle kısa sahne de bile akılda kalmıştır. eserleri
  • matrix'de oynamasina ragmen teknoloji ile arasi hic de iyi olmayan brother. he ama oyle unlu havasi da cok yok, isini yapana tesekkurunu eder. ustune bir de wonderful bir insansin diyecek kadar da gormus gecirmis biri. take care brother cornel.
hesabın var mı? giriş yap