• sinema tarihindeki unutulmaz karakterlerden biri olmaya aday; nazi albayı, yahudi avcısı, dedektifler kralı. şerefsiz piçler'in gerçek yıldızı. christoph waltz tarafından canlandırılmıştır.
  • baya bir zamandir gordugum en guzel kotu adam tiplemelerinden biri. yuzde yuz -alman- kotusu. yok abi boyle bir karakter tebrikler tarantino.

    --- spoiler ---
    daga tirmanirken ayagimi kirdim yalani sahnesinde elemanlara italyanca isimlerini soyletmeye calistiktan sonra son elemanin sirtina vurup "bravo" demesi felaketti. o sahnede tum sinema koptu zaten sonunda da herkes alkisladi pek daha once abd sinemasinda topluca alkislama gordugumu hatirlamiyorum.
    --- spoiler ---
  • film boyunca amen'de ulrich muhe'nin canlandırdığı doctor ile özdeşleştirdim. yer yer o zannettiğim bile oldu. tek kelime ile muhteşem oynamış christroph waltz.

    yönetmenliği bir yana sırf hans aldo için yazdığı replikler için bile önünde eğilmeyi hakediyor tarantino.

    biliyorum işler böyle yürümüyor ama cast'de brad pitt'in adının önce yazılması büyük haksızlık.
  • filmde almanca dışında kullanılan 3 dili (ingilizce, fransızca, italyanca) neredeyse ana dili gibi konuşan tarantino karakteri.
  • süt içerken çıkardığı gluk ve benzeri sesleri ile beni benden almış kötü adam! ne süttü bee...
  • strudel yeyisine hayran kaldigim film karakteri.

    ne iyi ki christoph waltz oynamis bu rolu.
  • kibarlık ve nezaket ile caniliğin kombinasyonu bir karakterde en fazla bu kadar güzel hayat bulabilir. filmin şüphesiz en iyi performansını sergileyen karakter. kötü olup da bu kadar çok sevilen başka bir karakter var mıdır bilmiyorum. aklımdan çıkmayacak en güzel sahne; prömiyer akşamı italyancasına eklediği italyanvari vücut dili ile sözde italyan brad abimizi mal edişidir.

    oscarı eve götürmesi hiç de sürpriz olmamıştır benim için..
  • inglourious basterds filminin en gerilimli sahnelerinin (bar sahnesi hariç) sakin ama psikopat ana karakteri.
  • tarantino'nun anton chigurh'ı. ikisi de filmin bir yerinde sütle görünüyorlar ve boğarak birilerini öldürdükleri debelenme sahneleri var. no country for old men nispeten sessiz bir film ve anton da filmin tonuna uygun olarak gerekmedikçe konuşmuyor, gülmüyor. inglourious basterds ise geveze bir film, bunun yanında landa'nın tüm dilleri konuşabilecek bir auraya sahip olması, yer yer sinir bozucu şekilde kahkahalara boğulması tarantino'nun 'konuşmaya' verdiği önemin önemli bir yansıması olarak görülebilir. aynı şekilde filmin tonuna paralel olarak anton chigurh göründüğü her sahnede ölüm saçıyor; basterds ise bir operasyon(sabotaj) filmi, yani kimliklerin gizlenmesi bu hikayede hayati bir önem taşıyor, işte landa da göründüğü her sahnede birilerinin maskesini düşürüyor ve bu sayede 'öldürmüş' oluyor. sonlara baktığımızda (izlemeyenler bakmasın) ise yine ikisinin akıbeti benzer, tüm kötülüklerine rağmen hayatta kalıyorlar. hem javier bardem'den sonra christoph waltz da oscar alırsa iki karakterin bir ortak noktası daha olacak. bu karşılaştırma aslında yönetmenlerin 'kötü' yorumlarıyla yoğurt tercihlerini de açığa vuruyor, farklılıklarını belirginleştiriyor.
  • inglourious basterds'ın tartışmasız yıldızı, her filme lazım 10 numara kötü adam. tarantino'nun da gözde karakteri olmalı ki filmin en güzel replikleri, en gerilimli diyalogları bu adamın olduğu sahnelerde geçiyor. das leben der anderen'deki ulrich muhe neyse bu filmdeki christoph waltz da odur indimde. kendisinin hem yabancı dillerdeki yeteneğine(!) hem de oyunculuğuna hayran kaldım. neredeydin gözüm sen bunca zamandır?!
hesabın var mı? giriş yap