• şimdi sen gittin bir 4k tv aldın.
    eve geldin tv'yi kurdun.
    ama içinde bir huzursuzluk var.
    ya keşke acaba öbür markanınkini mi alsaydım? diye düşündün.
    aha da bu cognitive dissonance'dır.
  • cognitive dissonance diye bir şey yoktur, kapitalizm vardır diyebilecek birini tanıyorum. çünkü kendisine göre kişiliğimizin ve davranışlarımızın kaynakları hayatımıza kapitalizmle kodlanmış. bu kodlamalara göre tutum seçtiğimizi düşünüyor. önermesi doğruysa, kapitalizmle dünyamıza sıradanmış gibi sızan değerlere tezat oluşturabilecek bir takım verilerle karşılaştığımız an bilişsel çelişkiler doğuyor.

    şimdi bir de benden dinleyin bilişsel uyumsuzluğu..
    minnoş kız sevdiği adamı şöyle tanımlar: naif, empatik, sevgi dolu .. mükemmel. genelden bakıldığında ise adam son derece donanımlı, saygılı, örnek insan. iyi biri yani..
    evvel zaman içinde bardak kırılıyor bir yerde. kızın kalbi de öyle. adam bunu kasıtlı yapmıyor belki ama yaptığı şey de haksızlığın en büyüğü aslında.. bilişsel çelişki tam olarak burada başlıyor. adama olan aşkı sürüyor kızın, yapabileceği hiçbir şey yok. en büyük öfkesi yarım gün. öte yandan biliyor ki kendisine yapılan şey haksızlık.. bu şekilde davranan biri ancak bencil olabilir. öte yandan kız duygu ve düşüncelerini destekleyecek, çelişkilerini azaltacak şeyler duymak için neredeyse yalvarıyor. adam maalesef konuşabilen biri değil. zaman da ayırmıyor. kız tam manasıyla emin olabilse, iyi veya kötü düşündüklerini destekleyebilse, anında kaçabilir aslında. kaçmıyor. kaçmayacak da.
    gelsin şimdi leon festinger bunu açıklasın.
  • bardağın dolu tarafını manipülatif bir şekilde görme durumu.
  • evde hayvan besleyip, evcil hayvanları sevip, etle beslenmeyi normalleştirmek, cognitive dissonance konusuna iyi bir örnek.
  • beyni fazlaca yoran ve tam performans alamamaya neden olan durum.
  • kendisi kadar fonetik bir havalılığa sahip olmasa da türkçedeki en yakın anlamlı tek kelimelik karşılığı için--->(bkz: vesvese)

    ...ya da dur bilemedim şimdi!*
  • bilişsel uyumsuzluk, çatışma.
    birbiriyle çelişen tutumlar, davranışlar veya inançlar barındıran bir durumu ifade eder. kişide mental bir rahatsızlık duygusu uyandırır. leon festinger'in teorisine göre insanlar mezkur ahenksizliklere karşı hassasiyet sahibidirler ve böylesi durumları -bir derecede de olsa- fark ederler. çelişkinin fark edilmesi sonrasında ise seviyesi kişinin tutum/davranış veya inancının kuvvetine ve aradaki ahenksizlik boyutuna göre değişen bir uyumsuzluk ortaya çıkar ve kişi bu uyumsuzluğu ortadan kaldırma konusunda güdülenir. uyumsuzluk ne kadar büyükse kişi de bu sorunu çözme konusunda o derece güdülenecektir..
    (bkz: cognitive dissonance theory)
hesabın var mı? giriş yap