• yiddish dilinde ukalalik ve ondan dogan yavuz hirsiz curetini tanimlayan bir sozcuk. gundelik ingilizce'de de son derece kullanilir bir kelimedir bu.

    edit: hutzpa diye okunur cutzpa degil.

    yillar sonra gelen edit: bunun zamaninin otesinin en tepesinde olmasini son derece ilgi cekici buluyorum.
  • türkçe karşılığı için sözlükte anket açılabilecek yegane kelimedir.
    çünkü dünyada bile tam anlamı belli değildir.

    ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık üstadlarından biri olarak (bkz: #8357032) yılmadım, daralmadım ve hatta hiç bir masraftan çekinmedim gittim buldum.

    ahanda! webster diyor ki "unmitigated effrontery or impudence"
    yani diyor ki(bkz: helluri hazretleri)

    şaka bir yana... bu şöyle örneklerle anlatılabilir.

    1. anasını babasını 165 yerinden bıçaklayarak öldürmüş bir şahıs mahkemede...
    - hakim bey; vicdanınıza hitab etmek istiyorum.. sizi merhamete davet ediyorum... lütfen hakkımda karar vermeden önce bir tek şeyi unutmayın ki ben anasız babasız bir yetimim.
    diyebilendir.

    2. eşşek kadar geniş park alanında park etmeye çalışırken sırf beceriksizliğinden geri geri gelip duran arabınıza çarpıp farı dötü dağıttıktan sonra inip.. sen arkadan vurdun kusurlusun " diyebilendir.

    3. finalde yanınıza oturup yalvar yakar cevapları soran.. sonra sizle beraber düşük not alınca gelip "len hıyar neden çalışmadın adam gibi" diyebilendir.

    4. hiper marketlerin özürlü vatandaşlar için ayırdığı park yerine park edip..sonra görevlilerle tartışıp.. iş polise intikal edince
    özrünüz nedir diye sorulduğunda.. "hemoroidim var benim" diyebilendir.

    5. migros ta 5 parça ve aşağısı gibi hızlı kasalara 165 şişe değişik meşrubatla girip sonra da "e içeceeeeek" diyebilendir.

    6. evlere gündelikçi olarak temizliğe gidip kocca flat tv yi yakıp, canım elbiseyi ütüde unutup, perdeyi yırtıp, son model elektrik süpürgesini çarpa çarpa kırıp vs. vs. akşam giderken " hanımım/beyim haftaya 10 ytl zamlıyım haberin olsun" diyebilendir.

    gerisini siz doldurun diyecem ama... şimdiden sesinizi duyar gibi oluyorum :p

    hakkaten nedir abi bu chutzpah... ?
  • yakın akrabası için (bkz: haspa)

    kavramı tartışan bir elif şafak yazısı için:
    http://www.zaman.com.tr/…-tr/yazar.do?yazino=253296
  • ephraim kishon'un kitaplarinda sik sik boyle bir tipe yer verilir. musluk tamircisi stucks ve simdi adini hatirlayamadigim sinir illeti devlet memuru karakteri buna iyi bir ornek diye dusunuyorum. ucak kaciran hava korsanlari ile pazarlik yapan memurun adini hatirlayan olursa yazsin da hepimizi rahata erdirsin.
  • hem suclu hem guclu beyefendinin ozel kalem muduru, yavuz hirsiz beyin de mesai arkadasidir. zeytinyagi gibi uste cikmak konusunda mahirdir.
  • derler ki chutzpah en güzel şu örnekle anlatılır:

    adamın birisi annesini ve babasını öldürmüş, mahkemede bu suçtan yargılanırken kendisini savunması istendiğinde ''öksüz ve yetim birisinin çok üstüne geliyorsunuz, biraz acıyın be, enpati biraz ya?'' demiş.

    bu anlamda denilebilir ki chutzpah ajit-prop'unda ılımlısına her nevi sağ söylem ve eylem'in kaçınılmaz artı yükü olagelmiştir. sağ görüşün nüvesi olan ''değişim de dahil olmak üzere hiç bir şey değişmemektedir'' evrensel mümin sabiti ışığında inşa edilen ilişkisizleştirme ve tarihsizleştirme süreci her zaman merkez aldığı sınıf, mülk, gelenek, mukaddesat gibi değerlerin raf ömürü sonsuza yakınsayan geçerliliği içinde etki ve tepkileri inceler, eylemleri rasyonelleştirirken bu tip temellendirmeler ışığında meşruiyet kurgular.

    ilk örneğe benzer bir şekilde etnosentrik, etnokrat bir ulus devlet şablonu içerisinde bir azınlığın tepkisinin azınlığı oluşturan ilişkiler bütününe değil, azınlığı yönlendiren lider, azınlık elit ve dış güçlere isnat edilmesi, yargıya getirilen yorumda bu tek taraflılığa don biçilmesini gerektirir. örnekteki ulus devlet azınlığı azınlık kılan çoğunluğa dayalı kurgudaki diyalektiği zıtacak, mağduriyeti onu yaratan ve mümkün kılan kurguda değil, kurgunun yarattığı eylemin kendisine, kendisinden sonucuna yükleyecektir. soykırımından planlı asimilasyona, sömürüden faşizme her türlü olgu bu tip kurguların varlığından doğduğu halde, kurguyu es geçip olguyu temel alarak skorlaştırılacak, onlar da bizden kesmiş, onlar da bize roket atmış, onlar da şunun bunun maşası olmuş gibi biz ve onları ayrıştıran sığ ve bön anlatılara hapsedecektir.

    kanımca chutzpah'ın ederi burada sığlığın ve bönlüğün kendisiyle değil, sığlığı ve bönlüğü kalkan etmesiyle de değil, sığlığı ve bönlüğü kalkan etmeyi mümkün kılan kurgunun bütününe fit olmaktan geçiyor. eğer bir kavga varsa, onda taraf olunacaksa da, hasımlaştırılacak olanı ilk iki şık'ın konu, olgu, aktör ve ajanları değil de 3. şık olarak seçmek, olası bir karşı chutzpah'a dönüşümü engelleyecektir.
  • 48 ve 67 savaslarinda genisledikten sonra sivil araplara yurtlarina geri donme hakki vermemek (az chutzpah), ustune adamlarin suruldukleri yerlere gidip settlement'lar dikmek (orta chutzpah), 40 sene sonra sadece gazze seridindekileri sokerken "bunlar hala roket atiyorlar bizse tek tarafli zeytin dali uzatiyoruz, boyle sahaneyiz" diye magnanimous havalara burunmek (cok chutzpah), ondan iki sene sonra west bankte daha buyuk bir settlement genisleme programina karar vermek (hayvanogluhayvan chutzpah)

    bunlari elestireni de anti-semitist diye etiketleyip, soykirimin duygu somurusuyle isin icinden siyrilmak ise chutzpah otesi.

    nitekim finkelstein'in "beyond chutzpah: on the misuse of anti-semitism and the abuse of history" diye bir kitabi vardir. ben de zaten o kitabin basligini biliyordum, entryi ona gore kurguladim ama sanki tesadufen oraya varmis gibi yaptim. yaptimsa ben yaptim (baba chutzpah)
  • moda dergilerinin amerikan ya da ingiliz sayilarinda muhtemelen 'yazilarimizi toplamda bes kelime ile degil, bir tanesi coook fiyakali olan alti kelime ile yaziyoruz' imajini percinlemek icin bolca saga sola serpilen kelime.

    mesela sophie dahl in fotograflarindan birinin altina 'modern day snow white with a marilyn monroe chutzpah' yazmislardir.
    ya da chris robinson in sac sakaldan ve sapka-gozlukten gozlerinin gorunmedigi bir fotografina 'stones-esque musician with a john lennon chutzpah' falan yazarlar.
  • bunu yapmak israilliler için onurlu bir davranıştır. bu davranış diasporada geçmez. bir şart değildir ancak yapan kişiye itibar kazandırır. yani denilebilir ki yahudi kültürü içinde, sesinin yüksek çıkması, haksız olsan da susmamak bir cesaret göstergesidir.
  • wall street journal'ın bugunku ağır başyazısında “erdoğan's chutzpah” yani "erdogan'in kustahlıgı" diye kullanılan ifade. ‘chutzpah’ kelimesi ibranice’de "inanılmaz saygısızlık, küstahlık, cüret" gibi anlamlarda kullanılıyor.
hesabın var mı? giriş yap