chrome
-
the walls are painted
different every second
my eyes are of chrome
it is television
can't let go of my leg
it's itching and bleeding
layer by layer
i'm peeling away
burn down my house
and make something happen
stab me in the heart
and make something stop
'cause i am so distracted
i am slightly shocked
by how things can keep going
like a dead man's clock
a mirror is hanging
kinda loose on my wall
i'm passing it sideways
i'm saying hello
my brother is halfways
through a book i've left him
called me today
to see what i'd say
$eklinde geli$en bir katatonia $arkisi.(bkz: lfdgd) -
muhte$em bir azzaro parfumu.
-
-
fotoşop'un güzide bir filtresi. kabartı ve krom efekti verir hesapta.
-
(bkz: chroma key)
-
(bkz: chrome boy)
-
istanbul bilgi üniversitesi zirvesinin yaşça en küçük, nesilce en büyük yazarı. arşivinden otlanacağım yardımsever suser. hayatın bir rengi.
-
fotoğrafçılık jargonunda slayt film (diya) anlamına gelen kelime. slayt filmlerinin adları genelde chrome ile biter; fujichrome, ektachrome, kodachrome gibi.
-
"how things can keep going
like a dead man's clock"
şeklindeki betimlemesini etkileyici bulduğum katatonia yapıtı. -
bütün çabalarına karşın benden intel pocket pc camera driverını alamamış kişi. kendi evimde beni ezmiş büzmüş kişi****
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap