• çocuk edebiyatının anti-terbiyeci yazarı.

    "çocuk kitapları yazmayı hiç düşünmemiştim. çocuklarımı büyüttüğüm yıllarda evde o kadar sıkılıyordum ki, bir çocuk kitabı resimlemek istedim. ama bunun için önce bir çocuk kitabı gerekliydi. ben de kafamdan bir öykü uydurup yazdım. ancak, kitabın resimlerinden çok öyküsü beğenildi. o zaman ben de resim yapmam, yazarım dedim kendi kendime. işte, o gün bu gündür çocuk kitapları yazıyorum. çoğunlukla haftanın yedi günü sabahtan akşama kadar yazarım. bazen de canım hiç yazmak istemez. ben de oturup kazak örer ve bu arada televizyondaki aptal programları izlerim. ama, onları izledim diye kendimi suçlamamak için, ertesi gün oturur gazetenin birine, televizyondaki programları eleştiren bir yazı yazarım."

    demiştir.

    çok sevilen avusturyalı bir çocuk ve gençlik kitapları yazarı olan nöstlinger, 1936’da viyana’da doğdu. viyana uygulamalı sanatlar akademisi’nde öğrenim gördü. günümüzde yaşamını viyana’da sürdüren nöstlinger, çocuklara ve gençlere yazmanın yanı sıra yetişkinlere de, özellikle viyana lehçesinde şiirler ve öyküler kaleme alıyor. çeşitli gazete ve dergilerle avusturya radyosu için de çalışan bu üretken yazar, aralarında çocuk edebiyatı nobeli ve uluslararası hans-christian-andersen ödülü (1984) de bulunan pek çok ödülün sahibidir. “kim takar salatalık kral’ı” ile 1973’te alman gençlik edebiyatı ödülü’nü kazanmıştır.
    yabancı düşmanlığına karşı etkin bir sosyal örgütlenmeye destek veren nöstlinger, çocuk edebiyatına getirdiği eleştirel sosyal tutumuyla ünlü. genellikle orta halli aile çocuklarının gündelik yaşamlarını ele alan ve bu yaklaşımıyla öncü bir nitelik taşıyan kitaplarında, gerçekçi betimlemelerle işlediği geleneksel aile ve okul kurumlarını esprili bir üslupla eleştiriyor.

    christine nöstlinger’in günışığı kitaplığı tarafından yayımlanan kitapları:
    çocuk roman:
    — kim takar salatalık kral'ı, resimleyen gözde bitir, 2003 (2. baskı).
    — konrad ya da konserve kutusundan çıkan çocuk, resimleyen gözde bitir, 2003(4. baskı).
    — konuk değil başbelası, 2003.
    — lollipop, 2003. (2. baskı).

    genç roman:
    — hadi ama baba!, 2004 (2. baskı)

    (bkz: www.gunisigikitapligi.com)
  • (bkz: lollipop)
  • 28 haziran'da sessiz sedasız vefat eden yazar.
  • doğrusu christine nöstlinger olacak, soyadı ö ile yazılıyor.

    tek kelimeyle bayıldığım bir çocuk kitabı yazarı. almanca çocuk edebiyatının hazinesi. ironik, kendini aşırı ciddiye almayan tavrını ve hikayelerinde yetişkin dünyasını gayet zekice bir şekilde itin götüne sokuşunu gerçekten çok seviyorum. bir çocuk kitabı ideal olarak bunu yapmalı zaten: ana babaların gerçek hayata asla uymayan öğütlerini ya da okullarda çocuklara öğretilen gerçek dışı toplum anlatısını tekrarlamak yerine kusurlu gerçekliği çocukların anlayabileceği ve kaldırabileceği bir şekilde onlara sunmalı. türkiye'de bu konudaki algı çok çarpık olduğu için çıkardığımız çocuk edebiyatı anca muzaffer izgü ya da gülten dayıoğlu seviyesinde kalıyor. ki onları okumayı da çok severim, bir çocuğa da çok şey katacaklarını düşünürüm, o ayrı bir konu. ama potansiyelini gerçekleştirememiş, kısır kalmış, hep yetişkin ağzını barındıran ya da yaratıcılığı engellenmiş bir çocuk edebiyatımız var. çünkü ana babalar ya hayal gücü karşısında dehşete düşüyor, ya da biraz "yanlış" kabul edilebilecek hiçbir şey kitapta bulunmasın istiyor. oysaki üç yetişkinden ikisinin cinlere, büyüye vs. inandığı, rasyonel düşünme yetisinin yerlerde gezdiği bir toplumda çocukların zihnini korumak için yapılabilecek en mantıklı şey -bence- onları eleştirel düşünmeye alıştırmak ve gerçeklik ve gerçek dışılık arasındaki farkı anlamalarını sağlamak olabilir. bunun da güzel bir yolu çocuğa üstten bakmayan, onu ciddiye alıp onun dilinden konuşan kitapları okuması. tıpkı nöstlinger'in kitapları gibi.

    ben çocukken konrad'ı bayılarak okumuştum, modern toplumlarda ebeveynlerin çocuklarından bekledikleriyle gayet güzel dalgasını geçen, inanılmaz komik bir kitaptı. apayrı stillerde olmalarına rağmen neil gaiman'ın coraline'ına çok benzetirim, çünkü ikisi de ailelere dair problemleri akıla yerleşen grotesk elementlere başvurarak anlatıyor. anca fabrikada üretilip aileler tarafından konserve içinde satın alınacak mükemmel çocuk fikri ile çocukların gözlerine düğme diken mükemmel anne fikri arasında ciddi paralellikler var. ikisinde de ailelere dair o asla var olmayan ama gerçekte var gibi kabul edilen imajların harika birer eleştirisi, bir çocuğun aklında kalacak kadar net bir imgeyle yapılmış. wir pfeifen auf den gurkenkönigise bir çocuğun politik sistemler üzerine ufaktan düşünebilmesi için harika bir başlangıç kitabı. şiddetle tavsiye ederim. ayrıca almanca öğrenenlere de tavsiye ederim, ama bazı şeylerin avusturya almancasıyla yazıldığını akılda tutmak lazım tabii ki...
hesabın var mı? giriş yap