• şo-şa ile şavşat arası bir okunuşu olan ve silah tasarım tarihinde çok özel bir yeri olan fransız hafif makineli tüfeği.

    chauchat, ya da uzun adıyla fusil-mitrailleur modele 1915 csrg, birinci dünya savaşının her ülkece farklı algılanan cephe gereksinimlerine fransızların yaklaşımıdır.

    birinci dünya savaşı bilindiği gibi ağır makineli tüfek, dikenli tel ve siper gibi savunmanın üç asını bir araya ilk getiren savaş olduğundan 1914 yılı sonlarında saldırı momentumu neredeyse tüm ülkelerde tamamen kaybolmuştur. bu üç ası aynı anda kullanan tahkimata oturmuş bir düşmana karşı insan seli yapılacaksa da genel bir taarruzda %60 kadar kaybı (ölü-yaralı-esir) gözden çıkarmak gerekiyor. süvari hücumu yapsanız üstüne bir o kadar da at kaybını ekliyorsunuz. e sene 1914-15 olunca tank yok, zırhlı araç yok, hava indirme yok, helikopter zaten yok ee? sen de mecburen karşıya kendi siperini kazıp dört yıl boyunca bir masada altı aslı bir poker oyunu oynuyorsun.

    makineli tüfek dediğimiz icadın ağababası olan maxim makineli tüfeği. almanya tarafından hemen mg08 olarak birinci dünya savaşı öncesi servise girmiştir. ingilizler bu dizaynın biraz değişiğini farklı bir kalibreyle vickers adıyla servise sokarlar. amerikalılar dizaynın az daha değişiğini m1917 adıyla envantere alır. bütün bu ağır makineli tüfekler su soğutmalıdır. ağırlıkları da 4kg su dahil 69-70 kg kadardır. yani taşınabilecek, acil bir durumda tek bir kişinin sırtlayıp kaldıracağı koşturacağı silahlar değillerdir. nitekim bir kere kuruldu mu çok basit mekanizmalar olduğundan mermi ve su olduğu müddetçe hiç durmaksızın sonsuza kadar ateş edebilmektedir bunlar. birinci dünya savaşında da çok mobiliteyle oynak savunmayla blitzle iş görülmediği için bu ağır makineliler zaten askeri anlayışın merkezindedirler. osmanlı ordusunda bile bu böyledir.

    fransa ise herkesin mersine gittiği bir ortamda tersine, antepe* gitmektedir. ağır makineli tüfek dizaynları olan hotchkiss m1914 hava soğutmalı olduğundan, hafif sehpaya kurulduğundan 24.4 kg gibi daha normal sayılabilecek bir ağırlıktadır. dolayısıyla taşınması kurulması vs diğerlerine göre daha hızlı ve kolaydır. ancak hava soğutması bir yere kadar iş gördüğünden namlu değiştirmesi gibi sıkıntıları vardır ki girmiyorum. fransanın birinci dünya savaşında mobiliteyi kafalarından tam anlamıyla çıkarmadıklarının ilk örneği bu olarak kalsın.

    ikinci ve en başarılı örneği de bu chauchat tüfeğidir. birinci dünya savaşı başladığında fransa seferberliğini tam anlamıyla bitiremediği için otomatik silah konusunda can düşmanı almanya'dan geride kalmıştır. mobilite takıntılarını da gözönüne alınca bir askerin ayakta dururken ya da yürürken boynuna asıp ateş ede ede ilerleyeceği, otomatik, kolay üretilen ve ucuz bir silah bakınmaktadırlar. zamanının ilerisinde bir düşünce olsa da dönemin gerçekleriyle pek uyuşmamaktadır. doktrin olarak ise piyade müfrezesinde bir adet böyle bir tüfeğin olması müfrezenin hareketliliğini çok kısmadan ateş gücünü kendi başına %40 artırmaktadır. bu konuda tek elle tutulabilen dizayn da 1907 yılında louis chauchat'ın yaptığı bir prototip silahtır. fransız ordusu bu dizayna deyim yerindeyse "atlar". daha savaş alanında test edilmemiş, askerin görüşü alınmamışken bunlardan 200 bin tane ısmarlarlar. hem de hemen yapılmasını falan isterler.

    teknik detay verecek olursak chauchat tüm fransız ordusu gibi mermilerin kim kardashian'ı olan 8mm rimli lebel kullanmaktadır. üstüne bir makineli tüfekte görülebilecek tek örnek olarak uzun geri tepme ile çalışmaktadır. uzun geri tepmede mermi ateşlendiğinde namlu geriye doğru hareket etmekte, mermi namludan çıktığında namlu mekanizmayı atalet gücüyle geriye itmekte, mekanizma en geriye geçip kuruluncaya kadar onunla birlikte hareket etmekte, sonra mekanizmadan ayrılıp kendi yuvasına geri dönmekte, onu izleyen mekanizma da şarjörden yeni bir mermi alıp gidip namluya tekrar kurulmaktadır. böyle bir silsile olunca chauchat dakikada 240 mermi ancak atabilmektedir. günümüzde türk ordusunda kullanılan hk mg3 kıyaslarsak dakikada 1200 mermi atmaktadır. buna rağmen chauchat bu atış gücüne kıyasla yalnız 9 kg çektiğinden o ortamda oldukça taşınabilirdir.

    marne savaşı chauchat'nun ilk sınavıdır ve cephede bu sınavı geçemez. mobilite merakı yüzünden silahın ağırlığından kısacağız diye şöyle şarjörlerin yan plakalarını sökmüştür fransız mühendisler. siper gibi tozun toprağın çamurun gırla olduğu bir ortamda tek bir kum tanesi bile mekanizma durdurabilmektedir, o sayede hemen hemen bütün chauchat tüfekleri tutukluk yapar. tabii bunda chauchat dizaynının 200 binlik siparişi hemen karşılayacağız diye vasıfsız iş gücüyle küçük atölyelerde silah parçası ürettirmeye kalkmasının da payı vardır. philippe petain verdun savaşında chauchat konusundaki şikayetleri dinlerken en çok tutukluğu yapan tüfeklerin cephenin en çamurlu ortamdan gelenler olduğunu da birden farkeder. yağlı bezleri şarjörlerin açık kenarlarını kapatacak şekilde sarıp silahları tekrar test ettirir. hiç tutukluk olmayınca genel cephe emri falan verirler şarjörlerin yanları kapatılır.

    amerikalılar 1918'de avrupa batı cephesinde savaşa geldiklerinde otomatik tüfek dizaynı ve yol açtığı üstün ateş gücü doktrini çok hoşlarına gider. 1898 san juan tepesi savaşı'nda ispanyol makineli tüfeklerinin üstün ateş gücüyle amerikalıları biçişinden beri akıllarında zaten öyle bir ateş etmek vardır hep. bu yüzden chauchat'u kullanmaya karar verirler. ancak amerikalılar ordularında .30 kalibre (7.62x63mm) rimsiz mermi kullandıklarından kendi kullanacakları chauchat makinelilerini de bu kalibrede isterler. ortaya çıkan chauchat 1918 dünyanın açık ara herkes tarafından kabul görmüş bir şekilde en kötü silahıdır. nedeni de öncelikle fransızların 30 kalibre mermi örneği bulamadığından kafalarından cetvel falan koyup dizayn yapmaları, 8mm lebel ile 30 kalibre amerikan mermisi arasındaki basınç farkını gözetememeleri, ve siparişi yetiştirmek için en kötü atölyeleri buna ayırmalarıdır.

    bu 1918 model silahlar cepheye geldiğinde askerler ilk savaşta bunları atıp eski model springfield mavzerlerine dönmüştür. parodi gibi chauchat 1918 otomatik bir silahtır ama arka arkaya beş mermiyi zor atmaktadır. bir şarjör atıp bitiren ise yoktur. daha da kötüsü tutukluk yaptığında silahtan yaylar pinler falan fırlamaktadır. dizaynda yapı limitleri falan zorlanmıştır.

    amerikalılar artık bunlardan nasıl çektiyse tarihinde ilk ve son kez olmak üzere bir silah yüzünden delirerek bütün chauchat 1918'leri toplayıp bayağı efor sarfederek hepsini ezip yoketmişlerdir. eski silahları ona buna satıp para veya hibe edip dostluk kazanmak amerikanın ezelden ebede geleneği iken chauchat'ları "düşmanımıza bile böyle kötülük yapmayalım" diyerek yoketmişlerdir. kullanım kılavuzlarını bile yakmışlardır. bugün chauchat m1918 ingilizce kullanım kılavuzu yoktur. bir tane bir yerden çıkarsa koleksiyoncular milyon dolar bastırırlar sanırım.

    son olarak chauchat kurtuluş savaşında anadolu'yu işgal eden yunan ordusunda da 7 bin adet kadar vardır. türk tarafı ise ankara anlaşması ile anadoludan çekilen fransızlar sayesinde 1500 kadarını hibe aldığından kurtuluş savaşında bu silah bilfiil her iki tarafta da hizmet vermiştir. ancak günümüzde ismini cismini ne hatırlayan ne bilen biri kalmıştır. o kadar ki chauchat'lu bir mehmetçik fotosu arayıp bulamadım. artı harbiye askeri müze'de bir örneğini gördüğümü de hatırlamıyorum. o yüzden ben yalancı konumuna düşmeden biriniz bulursa yeşillendirin*

    şu başlığı anlamayanlar için de sanırım karanlığa bir ışık yakmış olduk (bkz: chauchat ile hücum edilirken yengecin yapma demesi)
  • milli mücadele döneminde ingiltere'nin finanse ettiği yunan güçleri tarafından kullanılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap