*

  • david wark griffith'in 1919 yapimi melodrami. rivayete gore -ki rivayetten ote olmasi cok olasi- griffith amca bu filmi irkci sifatindan kurtulmak icin cekmistir. cin'den budizmi amerika gibi dekadan bir ulkeye tanitmak icin goc eden 'sari adam'in beyaz tomurcuk adini verdigi genc beyaz kiza asik olup kizcagizi boksor babasinin iskencelerinden kurtarmaya calismasi, ancak adamin irkci saldirilarina hedef olmasinin huzunlu hikayesi. bugun cekilse de gayet ilerici sayilabilecek bir konu aslinda. tabii burada bence melodramin onemi de one cikiyor. simdi irkci filmi bir epikken, ki donemin diger epiklerinin hemen hepsi irkci olmasa da milliyetci karakterler tasir, bunun karsit argumanini bir melodramla kurgulamasi bir tesaduf degil bence. hem sinifsal hem milliyetci catismalarin en buyuk elestirileri en cok melodrama yakisir, zengin erkek-fakir kiz, zenci (cinli) erkek beyaz kadin, vs asklari guzel bir temel saglar vesselam. far from heaven'in hem orijinali hem de yeniden yapimi guzel bir ornek olabilir mesela; ilki bir sinifsal catisma oykusuyken ikincisine bir de irkcilik boyutu katilmistir.

    ekleme: ben filmin amerikada cekildigini saniyordum meger londra imis ventolin'e uyarisi icin tesekkurler.
  • 1919 tarihli david wark griffith filmi. erişkinliğe giren bir kızın babası ile yaşadığı problemleri daha doğrusu babanın kız üzerindeki tahakkümünü çin'den buda öğretilerini, buda'nın barışa dayalı felsefesini anlatmak için avrupa'ya gelmesine rağmen küçük bir dükkan açan yellow man yani çinli adamın paralel kurguyla anlatılan hikayeleri. iç mekan, dış mekan renklendirmeleri olağanüstü. başrol oyuncusu lillian gish müthiş bir oyun çıkarmış. meladroma sırtını çok yaslasa da bugün klişe boyutunda değerlendirilebilecek sahneler barındırsa da kesinlikle zamanının ötesinde bir film. izlediğim ilk griffith filmi. başyapıtlarını izleme isteğim daha da arttı.
  • (bkz: lillian gish)
  • jean-michel basquiat'nın en sevdiği filmlerin başında gelen sessiz sinema klasiği. eski kız arkadaşı jennifer clement'ın kaleme aldığı "widow basquiat" adlı kitapta yazdığına göre filmi birlikte onlarca defa izlemişler. basquiat filmin ara yazılarını* ezbere söyleyebilirmiş. filmi izledikten sonra kendisini "yellow man"*, kız arkadaşını da "lucy" ya da "the girl"* olarak çağırırmış. ayrıca yine kitapta, kız arkadaşı, basquiat'nın karton kutular üzerine "yellow man"in resimlerini yaptığını hatırladığını söylüyor.
  • an itibari ile trt 2'de gösterilen 103 yaşındaki film. the shining'teki baltayla kapı kırma sahnesi bu filmden apartılmıştır. sahne doğaçlama çekilmiştir. çekimler esnasında lillian gish öyle bir çığlık atmıştır ki bu sahne çekilirken, dışardaki insanlar, gish'in başına gerçekten bir şey gelmediğine dair emin olamamıştır. yönetmen ve ekibi dışarı çıkarak sadece film çekildiğine ikna etmesi gerekmiştir.

    "i worked that out myself. i never told griffith what i was going to do. you see, if i had told him, he'd have made me rehearse it over and over again; and that would have spoilt it. it had to be spontaneous, the hysterical terror of a child. when we finished, mr. griffith was very pale."

    https://www.youtube.com/watch?v=kpqnpucm7u4
  • "örselenmiş tomurcuklar* filmini bu kadar sevmesinin asıl nedeninin bütün o afyon içme sahneleri olduğunu düşünüyorum, pek çok boks sahnesi de vardı." jennifer clement - dul bayan basquiat

    broken blossoms or the yellow man and the girl, 1919
hesabın var mı? giriş yap