• radyoterapi'nin bir alt bölümü olup, radyasyon kaynağını hastanın içine; tercihen ağız boşluğu, rahim boşluğu, burun boşluğu gibi boşluklara yerleştirilmesi ve daha önceden planlanan durum ve sürede kalması sonucu tümör dokusunu ışınlayarak yapılan tedavi şekli. bu iş için kullanılan radyasyon kaynakları genelde ir-192, cs-137, cobalt-60 olabilir, eskiden radyum-226 da kullanılıyormuş fakat açığa çıkan radon gazı öldürücü olduğundan tutulmamış.
  • hastanın vajinasından uterusuna kadar görebileceğiniz uygulamaları vardır.
  • braki: kısa (latince) ve terapi: tedavi kelimelerinin birleşimi olan brakiterapi kelimesi kısa mesafeden yapılan tedavi oluyor, burda kısadan kasıt 2 cm'den küçük mesafedir.
    (bkz: intrakaviter brakiterapi)
  • radyoterapinin bir alt yöntemidir. radyasyon vücuda dışarıdan değil de radyoaktif kaynaklar aracılığı ile vşcudun içinden uygulanır. kaynaklar organ ve dokulara çeşitli iğneler, kateterler ve aplikatörler aracılığı ile yerleştirilir.
  • kanserli hücrelere doğrudan temas eden küçük radyoaktif implantlar yerleştirilerek prostatın etkilenmiş dokusuna radyasyon gönderme şeklinde uygulanan kanser tedavisi.
  • yazılanları okuyunca bana doğrudan radyoterapiyi dayadıklarını hatırladığım başlık. kitle göğüste yemek borusu hizasındaydı, su bile içemiyordun anasını satayım. vay be teknoloji ve bilim gelişiyor.

    ha nerden geldi bu başlığa yazmak şimdi, çapa’da brakiterapi biriminin tam önündeyim. kapısına “dikkat! radyasyon alanı” yazmışlar, kapı bildiğin suntadan :)) bi lavuk da gelmiş yolun ortasında niye duruyorsunuz diyor. kardeş gel sen bekle radyasyon alanının yanında. mal mıdır nedir
  • bir çeşit internal radyoterapi tekniği. eksternal uygulanan radyoterapiden farklı olarak tedavi bölgesine daha yoğun bir doz uygulaması ve çevre dokularda daha az yan etkiye sahip. ülkemizde sıklıkla serviks ve endometrium kanserlerinde kullanılmakla birlikte prostat ve baş boyun kanserlerinde de yeri vardır.
hesabın var mı? giriş yap