born too late

• ohio 'lu kizlardan olu$an the poni- tails 'in 1958 tarihli $arkisi.
  
  sozlerinden de anla$ilacagi gibi genc kizin babasi ya$indaki adama a$kini dile getirir.
  
  born too late for you to notice me
  to you, i'm just a kid that you won't date
  why was i born too late?
  
  born too late to have a chance to win your love
  oh why, oh why was it my fate
  to be born too late?
  
  i see you walk with another
  i wish it could be me
  i long to hold you and kiss you
  but i know it never can be
  
  for i was
  
  born too late for you to care
  now my heart cries
  because your heart just couldn't wait
  why was i born too late?
  
  born too late for you to care
  now my heart cries
  because your heart just couldn't wait
  why was i born too la-a-a-a-ate?
  why was i born too late?
  too late
• poni tails'e ait eski bir şarkı.
  
  born to late for you to notice me
  to you i'm just a kid
  that you won't date..
  why was i born too late...
  
  born to late to have a chance
  to win your love
  oh why oh why was it my fate
  to be born to late...
  
  i see you walk with another
  i wish it could be me
  i long to hold you and kiss you
  but i know it never can be..
  for i was...
  
  born to late for you to care now
  my heart cries because your heart
  just couldn't wait,
  why was i born to late.
• saint vitus'ün sanırım en başarılı albümü. pespembe kapağıyla akıllara kazınmıştır, ancak o pembelik bir matbaa hatasıdır. grup aslında bu kapakta mor renk istiyordu.
  
  kapak hatası demişken, winolu (bkz: scott weinrich) kadronun arka arkaya çıkardığı üç albüm de kapak açısından oldukça rassal ve hatalı. birinciyi söyledim, ikinci olan mournful cries albümünün kapağı normalde yngwie malmsteen için çizilmiş. ama malmsteen beğenmeyip reddetmiş. vitus kardeşler de resmi beleşe kapatabileceklerini duyunca şarkılarla hiç alakası olmamasına rağmen albüm için böylesi ejderli fantastikli bir kapak basmışlar. 20'nci yüzyılın son winolu stüdyo albümü v'de ise kapak grubun istediği gibi olmamış. grubun esas oğlanı dave chandler memnuniyetsizliğini şöyle dile getirdi: "kapağın sadece roma rakamından ibaret olması gerekiyordu, patlamakta olan bir volkan istememiştik"
  
  born too late fevkalade yavaş bir albümdür. geleneksel doom metalde çoğu zaman olduğu gibi ilk dinlerken kulağa depresif gelmez, hatta eğlendirir de, ama kafaya takılıp şarkılar zihinde defalarca döndüğünde işte o zaman ruhu zehirler, afakanlar basar, bunalımlara sürükler.
  
  özellikle clear windowpane şarkısı oldukça eğlenceli gelir kulağa. hatta tanıdıktır da, sanki 90'larda bir televizyon programında jenerik müziği olarak kullanılmışlığı olabilir. ama kim nereden bilsin saint vitus'ü? türkiye'de yer vermişse bir laneth yer vermiştir, onun dışında türkiye'de fanzinlerin ve bilumum metal medyasının değinmişliği yoktur, en azından benim arşivimde (ki ayıptır söylemesi o arşivde zor tamdır, şebek ve nonserviam sadece birer sayı eksik idir). cover yapılmıştır o ünlenmiştir diyeceğim, o da yok.
  
  albümdeki şarkıların ne kadar yavaş olduğunu tekrar edeyim mi? o kadar yavaş ki elimde gitarla tek nota basarak şarkıların ritm gitar partisyonlarına eşlik edebiliyorum ki normalde başlangıç seviyesinde bile değilim gitarda. amma güzelliği de burada işte. amerikalı pentagram bunun yanında çok hızlı kaldı. trouble kesmedi, candlemass ingiliz 90'lar doom metali gibi çınladı, azıcık stoner yapanlar hemen güneyli kesildi gözümde. bir tek albüm algılarımı altüst etti. son albümü haricinde diğer saint vitus albümleri bile bu kadar sihirli değil. born too late'in olayı sihirle açıklanabilir ancak. wino weinrich'in hafif yanık ama kuru sesi, aşırı yavaş ritmlerin arasını makrome gibi ören hızlı ve akıcı sololar, fazla efekte boğulmaksızın elde edilen 5 ton ağırlığında enstrümantasyon... işin ilginci, sözlerin şeytanlı uğursuzlu olması gerekirken oldukça gündelik hayattan bir konuyu ele alması: elin self destruction dediği, alkolün uyuşturucunun veya bilumum bağımlılıkların elinde kendini yiyip bitirme. albümün ayaklarını yere bastıran, dinleyicinin kendiyle özdeşleştirmede iki adım önde başlatan bir içerik.
  
  albüm normalde 6 şarkı, ama aynı büyünün devam ettiği thirsty and miserable ep'sinden gelen üç şarkı şu güzel ortamı bozmuyor, tamamlıyor. black flag'in şarkısı thirsty and miserable'da iştahla gittiği likör dükkanının kapanmasına hayıflanan bir alkoliğin esprili dramını yorumluyor grup. cover yapacağı şarkıyı bile genel konuya aykırı olmayacak şekilde seçmeleri muhteşem. aynı zamanda 80'lerde hız ve kız manyağı olmuş heavy metal ortamlarında kabul görmeyip kendini hardcore punk camiasının şefkatli kollarına bırakan saint vitus'ün bu camiaya bir teşekkürü olsa gerek bu cover. "born too late" şarkısı burada anlamını buldu: 70'lerde olması gerekirken kendini 80'lerin göbeğinde, bambaşka bir bağlamın içerisinde bulmuş bir grup saint vitus.
  
  şarkı listesini yazayım tam olsun:
  
  1- born too late
  2- clear windowpane
  3- dying inside
  4- h.a.a.g.
  5- the lost feeling
  6- the war starter
  -----
  7- thirsty and miserable
  8- look behind you
  9- the end of the end
  
  şarkının sözlerini de yapıştırayım iyice tam olsun:
  
  every time i'm on the street
  people laugh and point at me
  they talk about my length of hair
  and the out of date clothes i wear
  
  they say i look like the living dead
  they say i can't have much in my head
  they say my songs are much too slow
  but they don't know the things i know
  
  i know i don't belong
  and there's nothing i can do
  i was born too late
  and i'll never be like you
  
  in my life things never change
  to everybody i seem strange
  but in my world now something's died
  so i just stare with these insane eyes
  
  i know i don't belong
  and there's nothing that i can do
  i was born too lte
  and i'll never be like you