• bir neşet ertaş bozlağı

    bir yaratmış allah tüm insanları
    ayrılık insanın sözünden olur
    ayrı görme gel şu insanoğlunu
    her niyet kişinin özünden olur

    güneşi bir kuvvet karartır mı hiç
    allah sevmediğini yaratır mı hiç
    insan olan insan darıltır mı hiç
    haksızlık haksızın yüzünden olur

    insana aşığın hak özündedir
    garibin hem özünde hem sözündedir
    ruhunun aynası bak yüzündedir
    hakikat insanın gözünden olur
  • buradan dinlenebilecek bozlaktır, aynı zamanda.
  • nice feylesoflar nice akademik araştırmalar insanın hayattaki yerini sorgular ya, öyle bir yakarıştır ki bu bozlak, literatür okumadan bir kaç dörtlükte iş bitiverir.
  • bu bozlak tüm mısraları ve bestesiyle, orijinal icrasıyla bir şaheser. ama son kıtası özellikle dikkate değer.

    insana âşığın hakk özündedir
    garibin hem özünde hem sözündedir
    ruhunun aynısı bak yüzündedir
    hakikat insanın gözünden olur

    ilk mısraya tersten bakalım: hakk'ı özünde tutan, insanoğluna âşık olur. ("yaratılanı severiz yaratandan ötürü")
    ikinci kıtanın son mısrası ise "haksızlık haksızın yüzünden olur" şeklinde. bunu "haksızlık, hakk'sızın yüzünden olur" diye okursak ne kaybederiz? hiçbir şey, bilakis çok şey kazanırız.
    şu hadisi hatırlayarak ikinci mısraya geçelim: "dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol." demek ki dünyada gariplerden olmak iyi bir şeydir. -burada garibi hem fakir hem yabancı olarak düşünelim- yine bir hadis diyor ki "fakirliğim iftiharımdır."
    yani, hakk gariplerin hem özünde hem sözündedir ve özünde garipliği taşıyan insan, insana hürmette kusur etmez.
    hemen ardındaki mısrada öz'den, söz'den sonra yüz'e geçiyoruz. -bu "yüz" de sadece çehre değil, aynı zamanda tüm görünüş ve dışardan görülen hareketler.-
    özü sözü bir (hakk) olan garip insanın içi, dışına akseder.
    gelelim son mısraya: "hakikat insanın gözünden olur"
    bunu duyduğumda "hayır, hakikati görme duyusuyla algılanacak bir şeye indirgiyor olamaz neşet ertaş" dedim ve sonunda bu entry ortaya çıktı zaten.
    ilk bakışta anlaşılanın tam tersini söylüyor aslında tüm kıtayı etraflıca okuyunca: özü, sözü ve yüzü bir olursa insanın, başka insan onda hakikati görür. özü, sözü ve yüzü bir olmayan insanda dışardan görünen şey hakikat değildir.
    dinleyelim.
  • tek kelimeyle şaheser, yattığın yerde huzurla uyu neşet üstad
  • ne zaman bir bozlak duysam gözlerime yaşlar dolar. ortaokul ve lise yıllarıma dönerim. o dönemlerde o kadar çok dinledim ki folklor hocalarım da çok güzel söylerlerdi ama neşet ertaş ağlatıyor. tabi aradaki uzun yıllar boyunca yaşanmışlıklar ve gurbet de olunca okunan bozlaklar anlam kazanıyor.
  • bu öyle bir bozlakki insana bir paket sigara bitirtir. gözlerin nemlenir. ulan sorunun yoksa bile kalbinin derinliklerinde bir yerlerde bişeyler bulup gene dertlenirsin. rahmetli dedemin kartal slx aracında torpidoda dururdu neşet ertaş kasetleri. kıyamazdı kasetlere ama bana da kıyamaz dinletirdi. köy yollarında dinleyerek gezerdik. ah be ah. yaktım bir dal işte.
  • “bir yaratmış allah tüm insanları
    ayrılık insanın sözünden olur
    ayrı görme gel şu insanoğlunu
    her niyet kişinin özünden olur

    güneşi bir kuvvet karartır mı hiç?
    allah sevmediğini yaratır mı hiç?
    insan olan insan darıltır mı hiç?
    haksızlık, haksızın yüzünden olur

    insana aşığın hakk özündedir
    garibin hem özünde hem sözündedir
    ruhunun aynası bak yüzündedir,
    hakikat insanın gözünden olur”

    bir neşet ertaş bozlağı. varoluşu, insan olmayı, ötekileştirmemeyi, belki mezhepçiliğe karşılığı, hakka ulaşmayı, tasavvufu, özüne dönmeyi, garibanın/ezilenin yanında olmayı kısaca ne almak isterseniz bu parçadan onu alıyorsunuz.

    kısaca değil aslında derince. hem de çok. bakmasını bilene.

    ermişliğin dervişliğin bir uzantısıdır zaten ozan olmak..
hesabın var mı? giriş yap