binge
-
cilginlar gibi yeme krizlerine verilen isim..
-
papa roach'ın infest albümünden bir şarkısı sözlerini de yazayım tam olsun
you better put that down
you better put that down
all i need is a bottle
and i don't need no friends no
wallow in my pain
i swallow as i pretend
to act like i'm happy
when i drink till no end no
i'm losing all my friends
i'm losing in the end
and she says
behave little boy
you better sit back down
till you hold your ground
it’s your turn to learn to fight
you better sit back down
till you hold your ground
when i’m sober life bores me
so i get drunk again yeah
i’m losing all my friends
i’m losing in the end
she says
behave little boy
you better sit back down
till you hold your ground
it's your turn to learn to fight
you better sit back down
till you hold your ground
yeah
you better sit back down
you better put that down
put the bottle down
i am on a binge
behave little boy
you better sit back down
till you hold your ground
it's your turn to learn to fight
you better sit back down
till you hold your ground
yeah
i am on a binge
i wish things would change
wish they’d rearrange
i’m on a binge
i wish things would change
wish they’d rearrange
i am on a binge
i’m on a binge
yeah yeah -
(bkz: binge drinking)
-
(bkz: binge watching)
-
tıkınma.
anlamı yıllar içinde değişikliğe uğramış sözcüktür. oxford ingilizce sözlüğü'ne göre asıl olarak; "ağır bir içki içme nöbeti, dolayısıyla içki alemi" anlamında 19.yüzyılın ortasından bu yana kullanıldı. hala kullanılan anlamlarından biri olmasına rağmen sözlükler binge kelimesini "aşırı yeme" ve "kendine fazla izin verme" olarak kullanabiliyorlar.
k: overcoming binge eating. -
bir davranışı kısa sürede, ölçüsüzce çok tekrarlamayı tarif etmek için kullanılıyor. binge eating bir oturuşta aşırı yemeyi, binge drinking bir seferde alkol komasına girercesine, hızlıca sarhoş oluncaya kadar içmeyi, binge-watch ise bir dizinin bir sürü bölümünü art arda izlemeye deniyor. bu sonuncu neden tire ile birleşik yazılmış bilmiyorum merriam-webster öyle tercih etmiş.
esasen bir erdemsizlik olarak görülebilir. bir davranışta ölçülü olmak işine diyorlar genelde erdem diye. cesaret mesela aşırı az olursa (tefrit der eskiler) korkaklık olur, ifrada* -yani aşırıya- kaçılırsa da aptallık olur. maharet bu davranışları ölçülü sergileyebilmekte. yemek, içmek ve dizi izlemek için de bu ölçüyü kaçırma hadisesi artık erdemsizce olduğu için insanı uzun vadede mutsuz eder.
bu tür ölçüsüzlüklere kendini vermek, kişide üstesinden gelemediği bazı acı gerçeklerden kaçmak isteği olduğuna delalet edebilir. bir zayıflığın işaretidir genelde. kendi şeytanları ile yüzleşememe korkaklığı mesela. yeterince uzun zaman bunlar yapılırsa arka plandaki dertleri perdeleyip artık kişinin yeni şeytanları da bunlar olmaya başlayabilir.
aslında kişinin kendini yaşadığı gerçeklikten koparıp, bağımlısı olabileceği, ölçüsüzce içinde kaybolabileceği o kadar çok şey var ki: uyuşturucu, bilgisayar oyunları, sosyal medya, profesyonel hayat, kitap, spor... bazılarının yan etkileri daha kötü sadece.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap