• ang lee'nin yöneteceği savaş draması.
  • chris tucker , vin diesel, steve martin ve kristen stewart gibi oyuncu kadrosunu bünyesinde barındıran ang lee filmi...

    billy lynn's long halftime walk
  • ben fountain isimli şahsın,aynı adlı romanından uyarlanacak filmdir.muhtemelen 89. akademi ödüllerinde en iyi film dalında oscar'a sahip olacaktır.
  • ben fountain'in aynı isimli kitabından uyarlanan, senaryosunu jean-christophe castelli'nin yazdığı, yönetmenliğini ise iki oscar ödülü olan ang lee'nin*** yaptığı, amerika'da 11 kasımda vizyona girecek sinema filmi. filmden yayınlanan ilk fragman:

    https://www.youtube.com/watch?v=muulfj_i048

    filmin başrolünde joe alwyn, yan rollerde ise kristin stewart, vin diesel, garrett hedlund, steve martin, chris tucker gibi isimler var.

    kitap türkçeye figen bingül tarafından çevrildi ve "bana kahraman olduğum söylendi" adıyla domingo yayınevi tarafından basıldı. kitabın tanıtım yazısı şöyle:

    "hepsi üç dakika sürdü. ırak'ta pusuya düşürülen bravo takımı düşmanı bozguna uğratmayı başardı ve her şey fox tv kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. sadece saatler sonra birer youtube fenomeniydi billy lynn ve silah arkadaşları. uzaktaki savaşın kapılarına gelmesinden korkan -ve bundan korktukları için utanan- büyük ve kudretli amerikan ulusunun kahramanlarıydı artık onlar. bu durumda bush yönetiminin onları yuvalarına geri getirip ülke çapında bir "zafer turu"na çıkarmasından doğal ne olabilirdi ki?

    bu turun son saatlerini anlatıyor bana kahraman olduğum söylendi. dev bir stadyumda, yüzlerce spotun altında amerika son bir kez kutsayacak bravo’yu. amigo kızlar onları azdırmaya, hollywood film haklarını ucuza kapatmaya, nüfuslu zenginler meselenin petrol değil demokrasi olduğunu onlardan duyup kefaret koparmaya çalışacak. tüm bu “miş gibi” gerçekliği ve kitlesel hezeyan karşısında, hiç de benimseyemedikleri kahramanlıkları, hayli demlenmiş kafaları, kaybettikleri arkadaşlarının acısı ve coşmuş hormonlarıyla -çünkü henüz 20 bile değiller- baş etmek zorunda kalmış sekiz genç adamın hikayesi bu.

    yarın savaşa geri dönüyorlar."
  • ang lee'nin kariyerindeki en vasat film. umarım bir daha bu kadar kötü bir film çekmeye yeltenmez.
  • amerika ve savas konulu bir filmden bekledigimin cok ustunde bir sonuc cikartabilmis bir filmdir.

    film size, amerikanin girdigi savaslarda, gercek nedenleri, amacin ne oldugunu, oradaki askerlerin, onlarin ailelerinin, sivil hayattaki insanlarin neler hissettiklerini, ve bunlarin ne kadarinin gercek, ne kadarinin kurmaca oldugunu farkli gorusleri farkli agizlardan paylasarak ortaya koyuyor.. sudur ya da budur demiyor.. sadece bole diorlar, bunu dusunuyorlar, bunu yapiyorlar, diyerek anlatiyor..size birakiyor neyin ne oldugunu.. ve bunu cok guzel sekilde beceriyor..

    kafasi calisan insanin filmde anlatilanin ne oldugunu anlayabilecegini umarak.. malum seyirci kitlesi cogu redneckler olan amerikalilar olan bu tip bir filmde, gormezden gelinen dogrulara fazlasiyla deginmisler bile bana kalirsa..

    film super bir film degil, ama iyi bir drama olmus.. daha iyi cast ile, daha karanlik bir film olarak da sunulabilirmis.. tabi senaryoda kahraman ilan edilen bir bolugun, propaganda amaci ile bir futbol macina getirilip gecirdikleri gun uzerinden konunun anlatilmasi, bu ihtimali zorlastirsa da, ortaya cikan film, oldukca objektif ve gercekci olmus denebilir..

    amerikan ordusu soledir amerika sahanedir, amerika sker atar halleluya diyen, bunu ajite eden yuzlerce filme kiyasla, cok daha yerinde ve derli toplu bir durus sergilemistir. ang lee nin en kotu filmi filan da diildir. cok daha kotulerine imza atmistir kendisi..
  • geçen yılın savaş filmlerinden ikisi: hacksaw ridge ve bu film. bu film gösterime girer girmez gişede battı, eleştirmenlerce yerden yere vuruldu. hacksaw ridge'i de beğenmeyenler çıktı ama nasıl olduysa bu dandik film oscar'a kadar ilerleyebildi, pek çok adaylık aldı. hacksaw ridge normalde savaş karşıtı bir film olması gerekiyordu. çünkü filmin merkezinde savaşa insanları öldürmek için değil, yaralananları kurtarmak için giden bir asker yer alıyordu. bu karaktere rağmen film savaşa dair bir güzelleme olmuş çıkmıştı. billy lynn ise savaş filmi değil, drama. ırak bölümü toplasan 15 dakika ya tutuyor, ya tutmuyor. fakat hacksaw ridge'den daha fazla savaş karşıtı. hacksaw gibi "savaş karşıtlığı" ile yola çıkıp savaşı güzellemiyor.

    savaş karşıtı, bir de epeeeeeyy durağan bir film. belki bu yüzden amerikalılar sevmediler. neticede herifler alışmışlar kahramanlık edebiyatına. billy lynn kahraman olmayan, ırak'ta ne yaptıklarını bilmeyen bir grup genç asker üzerinden medyanın ve hollywood'un savaşa yaklaşımını gösteriyor. film boyunca bitmek bilmeyen şovlar, medyanın savaşı satış çabası. lee, gibson gibi savaşı güzellemiyor, "şanlı abd ordusu" demiyor. peki beklediğim kadar cesur muydu? hayır. eleştiriler genellikle bir-iki diyalogta yapılıp bitiriliyor. bilemiyorum. ben eleştiriyi daha açık yapmasını isterdim. diyaloglarda o eleştirilerin olmasını isterdim. öyle havai fişek patladığında savaş meydanındaki çatışmayı hatırlayıp korkup ağlayan asker sahneleriyle dolu bir filmden ziyade diyaloglar üzerinden eleştirilerin getirildiği bir film isterdim. bu filmdeki diyalogların %5-10'unda eleştiri mevcut. kristen stewart yemek masasında bir eleştiri getiriyor. garrett hedlund başka bir sahnede bir petrolcüyle konuşurken eleştiri getiriyor. başka da yok neredeyse.

    film bitmek bilmeyen bir güne odaklanıyor. bu gün akarken ara ara önce billy'nin ailesine dönüp ailesiyle, kız kardeşiyle konuştuğu ana, sonra ırak'taki günlerine odaklanıyor. ama ırak bölümünde pek bir şey yok. bir sahne var, bir eve giriliyor, orada masum bir aile yaşıyor. onun üzerinden küçük bir eleştiri getiriliyor ama o kadar. halbuki gerçekte o evlere girip kızlara/kadınlara tecavüz ettiler. ama işte, neticede hollywood filmi, en savaş karşıtında bile böyle tecavüzcü amerikan askeri portresine rastlayamazsınız (galiba). bir de büyük bütçeli bir film. para için yapılıyor neticede. kalkıp tecavüzü göstermezler. ama "kahraman değiller" deyince insan bu kadar da iyi karakterler beklemiyor. billy mesela; alelade, işsiz bir genç, kötü birisi değil. diyaloglar ise vasat. zaten dediğim gibi bu diyaloglardaki medya-hollywood eleştirisi az, geriye kalanı da gündelik konuşmalar ("bravo artık hepimiziz" deyip kahramanlıktan kendisine pay çıkartmaya çalışan açgözlü hollywood patronu eleştirisi eh işte). film billy'e odaklandığından diğer karakterlerini pek tanıyamıyoruz. burası da sıkıntılı.

    uzatmayayım. tamam, savaş karşıtı. tamam, beklediğimiz gibi olmasa da bir eleştiri içeriyor. tamam, hacksaw ridge de aynı amaçla yola çıkıp en klişesinden savaş filmi oluvermişti, bu yüzden ondan daha önemli (hoş, gibson'ın savaş-çatışma sekansları, lee'nin tek sekansından katbekat iyi, gerilimli, heyecanlı). oyunculuklar da fena değil, billy'i oynayan da, garrett de iyiler. kadronun tek kötüsü her zamanki gibi stewart, seni vasat aktris, hiçbir zaman iyi oynamayacaksın. neyse. neticede ang lee'nin en vasat filmi olmuş. tempo sorunu, ırak sekanslarının bomboş olması, karakterlerin derinleştirilmemesi, eleştirilerini çoğu zaman açıktan yapmaması vs. lee medyayı kahramanlık şovlarıyla eleştirmeye çalışırken ben uyumamaya çalışıyordum. bilemiyorum altan. senaryosu sıkıntılı. lee'nin en zayıf filmi. umarım sonraki filmi daha iyi olur ve filmin teknolojisi kadar (3d+saniyede 120 kare teknolojisiyle çekti şu filmi, sözde devrim olacaktı) senaryoya da önem verir...
  • eksisozluk bi seyi begenmeyenler timinin hisimina ugramis etkileyici film. neymis yeterince savas karsiti degilmis. daha ne yapsin ne desin adamlar savas karsitligini göstermek icin. oyunculari begenmeyenleri de hic anlamadim. en azindan basrol gayet iyiydi. amerikada tutmamasi ve oscarlarda cuvallamasi üzerinden elestirilmesine de sacmalamayin diyebilirim sadece. adamlarin ülkesini, inandiklari pembe yalanlari yerden yere vuran bi filmin orda ödül almasini beklemiyodunuz heralde. en azindan cekilebilmis bu film orda. bizim memlekette benzer konuyla film cekmeye kalksan taksim meydaninda linc ederler..
  • savaş karşıtı olduğu söylenen fakat bal gibi savaş güzellemesi yapan hacksaw ridge filminin gölgesinde kalıp gişede batan hollwood filmi. yönetmenliğini ang lee'nin yaptığı 2016 yapımı filmimiz, ırak savaşında üstün başarı gösteren 8 kişilik manganın deyim yerindeyse amerika'da maymuna çevrilmesinin hikayesi.abartılı sahneleri olmayan savaşa olabildiğince tarafsız gözle bakan bir savaş ve sistem eleştirisi
  • gayet de savaş karşıtı ve savaşın arka planını abartısız bir dille anlatan film.
    şu filmi izleyip savaş güzellemesi yapıldığı sonucuna varıyorsanız vah ki vah.
    film oldukça başarısız. filmde şu iyi olmuş dediğim tek bir olay yok. vasat bile demek içimden gelmiyor.
hesabın var mı? giriş yap