• galatasaray lisesi 10. sınıflarında derste okutulan orhan pamuk romani...
  • orhan pamuk'un ilk okudugum romani. oldukca hosuma gitmisti.
  • gayet keyifle okunan ve unutulmus bir sanata dair bilgiler de veren bir kitap... (polisiye)
  • hic ilgilenmedigim ve ilgilenmeyi hic dusunmedigim ama bayaa ilginc olan nakkaslar, sayfa desenleri falan filani biraz bogucu ve bayici bir uslupla yazmis. sonlarina yaklastim katil olmasi muhtemel iki kisiyi (ehe zaten topu topu 3 kisiler) buldum ama bitiremedim bir turlu...
  • http://www.amazon.com/ 'da top ten listesine girebilmiş kitap.
  • türkiye'de çok kişinin satın aldığı, az kişinin okuduğu bir orhan pamuk romanı. birçok yabancı dile çevrildi.
    "ben bir ağacım" "ben, at" gibi bölümleri ilginç.
  • her ne kadar kronolojik sırası tam tutmasa da, tarzlar çok farklı olsa da orhan pamuk ile umberto eco arasında (hadi plagiarism demeyelim ama) paralellik olduğu fikrini perçinleyen kitap. kara kitap ile foucault sarkacı arasında paralellik kurmak nispeten zor olsa da gülün adı ile benim adım kırmızı arasında bir bağ kurmak oldukca kolay. tabii ki bu paralellik arama q33ny kadar aptalca ve tüm türk filmlerini tek bir filme indirgemek gibi bir şey ama keyifli işte.
  • guzel bir polisiye roman. olay kurgusunun yavaslayip hizlanmasi insani kitaptan sogutuyor. ama bunun haricinde ugrasilmis, olaylar ve durumlar ozenle secilmis.
    peki yapilan reklamin hakkini veriyor mu? hayir.
  • reklamın iyisi kötüsü olmaz kabilinden aşağılayacağım derken reklamı yapılan...
    tecahül i arif gösterisi yapıp 55. sahifesinden alıntı yapacağım.
    "kendi görüp beğendiğim sipahiye vardım"(bkz: özne yüklem uyumsuzluğu)... eh nobel adayı olan yazar amcamın kaleminden dökülen cümle.. ne kadar devriksin!
    hayır tırnak içerisindeki mevzu, ben bilmemne adlı bölümde geçtiği için, dil bilgisi hatasını yapmış olan da bilmemne lakaplı şahıs olacak normalde..
    bu da demektir ki, yazar kendi kifayetsizliğinin kisvesini, karakterlerine bürümüştür...

    sahife 55 örneği daha da çoğaltılabilir.. ama ayrıntıya takılmamak lazım..
  • karlı dokuz kış gününde geçen ve istanbul'un karla örtüldüğü şu günlerde tekrardan okunması hoş ambiyanslar yaşatabilecek olan orhan pamuk romanı.kanaatimce orhan pamuk'un en kolay okunan kitabı olmasına rağmen pamuk'un kitabı dört yılda tamamladığını ve bunun 2 yılını hiçbir şey yazmadan sadece araştırma yaparak geçirdiğini düşünürsek okunduğu kadar kolay yazılmadığı açıktır.(nispeten) kolay okunuyor oluşunu da kitabın geneline hakim olan (nispeten) iyimser havayla açıklamak mümkündür sanıyorum.
    zaman zaman içinden rastgele bir bölümü açıp okuduğumda romanın bütününden bağımsız olarak aldığım edebi keyifle bana yine aynı keyfi aynı şekilde fakat daha yoğun ve daha karamsar olarak yaşatan pamuk'un başyapıtı kara kitap'ı hatırlatmakta bu yönüyle de her daim baçucumda bulunmayı hak eden bir kitap olmaktadır.
    (sırf bu yüzden size "yurdum eblehi" diyebilecek "densiz"lerden "minyon'larcasının etrafta aylak-aciz gezinmeqte" olması ise üzüntüyle izlenmekte gereksiz vakit ve parantez sarfiyatına sebep olmaktadır)
hesabın var mı? giriş yap