• (bkz: beklenmeyen) (bkz: apansiz)
  • umulmadık, birdenbire vuku bulan, hazırlıksız yakalanmaya sebebiyet veren.
  • özne mi, eylemin kendisi mi?
    monoton olmayan hangisi ise, o.
    keyfe keder.
  • umulmadık, sürpriz bir şekilde.

    incir ile dutu karşılaştırınca, dut dişil bir meyve, güvenilir ağaç. incir eril ve gevrek ve dalına güvenilmez; beklenmedik varlık ısrarları var, ama kırılıverir.

    tekneden hamur teğmesi, habersiz misafir gelecek diye yorumlanır. hamur ne kadar uzağa teğerse o kadar uzaktan ve beklenmedik konuk gelecek. bir diğer batıl inançla bütünleşiyor: evde ne zaman ekmeklik hamurun kalmasa misafir gelir, sürpriz olur. murphy yasaları uyarınca. buradaki teğme misafire de teftişe de hazırım gibi bir rahatlama yorumu sayılabilir..

    beklenmedik bir beklentiyle felç oldu, lal kaldı.

    bir anlık, bir sürelik bir varlık ışımasıyız ama ne bütünlük ne yeterlik ne bilinirlik ne sonsuzluk kendi yetkemizde. bütün bunları varsayabiliriz, ama fiziksel belirsizlik içinde veya yanında. ya belirsizlikten gelmekteyim, ya belirleyemediğim, hakim olamadığım belirliliklerin sonucuyum. an'ın olanaklarını kullanabilir, zorlayabilir, varlığımı an'da gerçekleyebilirim. dünya durdukça duran sabit bir şey olamam, kendimi yapamam, beklenmedik sonuçlarıma her an gebeyim. beklenmedik ve denetlenemez sonuçlarım olasılıklarım beni/çevremi her an kuşatırken ben fiilen yaşanmamışlıkları iyi bildiğim kesinlikler gibi ele almayı yatıştırıcı bilindik sanabilirim. (bkz: bir adam yaratamamak/@ibisile)

    "tabii ki benim için berlin'de benim için tek başıma yaşamak (her açıdan) imkansız, sadece berlin'de değil, bu anlamda herhangi bir yerde yalnız yaşamam mümkün değil. ama muritz'de de yine beklenmedik bir şekilde bir yardım* geldi. daha sonra ağustosun ortasında prag'a gittim ve schlesen'de küçük kız kardeşimin yanında bir aydan fazla kaldım." franz kafka - briefe an milena

    "trenlerin, uçakların gecikmesi beklenmedik kazançtır: bu durumda artık zaman çalmaktan başka bir olasılık yoktur." helene l'heuillet - gecikmeye övgü

    "zamanı ancak beklenmedik vakitte hissedebiliriz. gecikme nedeniyle strese girmektense hüzünlenmek yeğdir. hüzün bizi stresin ortaya koyduğu gözü kapalı itaatten kurtarır." helene l'heuillet - gecikmeye övgü

    (bkz: beklenmeyen)
    (bkz: nagihan)
  • bazen korkutan... bazen de gülümseten...

    az önce uzun bir sahil yürüyüşü yaparken, diyet yapmakta nazlanan arkadaşıma * akşam yemeği için ızgara balık öneriyordum ki... pattt! kocaman bir levrek düştü önüme, kıvrım kıvrım atarak kendini sağa sola hem de...

    ıki saniyelik şaşkınlığı bozan, takma dişleri evde bırakmış müzmin balıkçı amca oldu : "hahaha bu senin kısmetin, sen geçerken tuttum, sen geçtin diye geldi. bak, önüne düştü, senin kısmetin"

    tam da aklımdan geçerken üstelik. beklenmedik bir anda... beklenmedik şekilde...
  • sıkıcı ofisinde masasında oturan 30 yaşındaki adam, ofisteki diğer arkadaşları tarafından görülmemesi için ustaca konumlandırılmış bilgisayar ekranına bakarak bu kelime hakkında düşündü. son 3 yılda hayatında ciddi manevralar yapmak zorunda kalmıştı. bu manevraları yapmadan önce iyisiyle kötüsüyle olabilecekleri aklından geçirmişti. geldiği noktayı en iyi özetleyecek kelime beklenmedik olurdu.

    önce bir aile şirketinde yaşlı bir armutla oğlunun mutluluğu için cumartesi dahil çalıştığı günler aklına geldi. bin tane nasihatin veremeyeceği bir ders aldı ve bütün tanrıların şahitliğinde bir daha aile şirketinde çalışmayacağına dair yeminler etti. sonra insanlığı kurtarmak için benim de bir katkım olsun dedi, uzak bir şehire bir stk'da çalışmaya gitti, ailesinin yanına dönmek zorunda kaldı. daha sonra dünyanın en büyük projelerinden birinde çalışmaya başladı. kendisi dünyayı görme hayalini gündüz düşlerine ve arkadaş sohbetlerine bırakmıştı ancak bu hayalini gerçekleştirmiş bir ekip lideriyle çalışmak ve kendisini yukarı çeken bir alan yaratabilmiş olmak o an için gayet yeterliydi. bu süre boyunca inişler çıkışlar oldu, ama mutluydu bu adam.

    sonra yine dış etkenlerle bir karar almak zorunda kaldı ve geri adım olacağı bariz olan başka bir işe geçti. kendi sıradanlığıyla gurur duyan bu adamı bile hayrete düşürecek kadar sıradan olan bu işyerinin hayatını değiştirişini düşündü. durdu, ekranı düzeltti. hayal kurma konusunda dünya markası olduğu için işe başladığı ilk güne döndü. uzaktan kendisini izleyen yaşlı bir adama dönüştü.

    bu son derece gerçekçi gündüz düşünde ilk odaklandığı şey ne kadar şaşkın göründüğüydü. hayatının son 12 yılını mutlu geçirdiğini iddia eden birinden eser yoktu. yakında hissedeceği şeylerdense o kadar habersiz görünüyordu ki hayatın insana neler yapabileceğini bir kere daha, sanki gerek varmış gibi, fark etti. gündüz düşünü bir adım öteye taşıdı, sadece kendisine görünen yaşlı bir adam olarak kendi yanına gitti.

    genç, yaşlı adamın yanına gelmesinden hoşlanmadı. zaten hiç sevmezdi yaşlılarla muhatap olmayı. neyse ki yaşlı, bunun farkındaydı. yaşlı bilmiyorsun değil mi diye sordu. hiçbir fikrin yok. sana sırtı dönük oturan, ağustosun 7sinde doğmuş bu kızı ne kadar önemseyeceğin, birbirinizi ne kadar tamamlayacağınız hakkında hiçbir fikrin yok. bir insanla iyi geçinebilmek için fedâkarlık gerekmediğini anlayacağın bu insan hakkında hiçbir fikrin yok. sana ne desem önündeki aylarda hissedeceklerine hazır olamazsın. hem çok mutlu hem çok üzgün sonra da çok kızgın olacaksın. hepsinden öte yaşayacağın şeylerin en kısa özetiyse tek kelime olacak; beklenmedik.

    tahmin edilmemiş olan. sürpriz. şaşırtan.
  • hayatınızın bi noktasında birisini size yaptığı tüm hataları görmezden gelmek zorunda kalacak kadar çok seveceğinizi tahmin edemiyorsunuz. size deliler gibi aşık olması, sizi asla bırakmayışından kurtaramıyorsunuz kendinizi ve her gün sanki daha çok onunla oluyorsunuz. hem de onunla geçen her günün belki de yanlış olduğu ihtimalini bilerek. bir daha size ne zaman zarar vereceğini, sizi inciteceğini bilmeyerek. korkarak ama kaçamayarak. beklenmedik.
hesabın var mı? giriş yap