• şebnem paker'in dinle'den önce eurovision'a katıldığı ve 10lu bir derece aldığı şarkısı.
  • pastirma yazinin hak ettigi ünvan.
  • bir başka gece'den daha ağır, yine o dönemlerin bir müzik eğlence programı. ayşe egesoy sunardı.
  • a$k mevsimi. ay ay ay...
  • serinin diğer filmleri için toptan bakınız:
    (bkz: 25 inci saat)
    (bkz: 8 inci gün)
    (bkz: 32 nci gün)
    (bkz: 53 üncü hafta)
    (bkz: binikinci gece)
  • belki de şu ana kadar eurovision'a katilan en güzel şarkımız. gerçi eurovision standartlarinda olmayisi ve birazcık da produksyonun kötü olması bu güzelim şarkıyı insanlara unutturmuştur. hatta sebnem paker'e ne oldu o da ayrı bir muamma...
  • yukarıda belirtilen abdurrahim karakoç şiiri olması dışında şair bu betimlemeyi bir şiirinde de şu şekilde kullanmıştır:

    hep beşinci mevsim, her taraf duvar
    ne çiçek,ne güneş, ne yağmur, ne kar...

    ikinci mısrada yer alan bahar,yaz,sonbahar ve kışı tasvir eden örnekler ve ilk mısradaki 'her taraf duvar' ibaresinden de anlıyoruz ki dört mevsimin yaşanamadığı, dört duvar arası mekan yani 'hapishane' beşinci mevsim olarak tasavvur edilmiştir.

    yine şair bir röportajında beşinci mevsim'i kişinin iç dünyası olarak açıklamış ve kiş iç dünyasında hangi mevsimi yaşıyorsa realitede de o mevsimde yaşar demiştir.

    fikrimce de haklıdır. ve bir örnekle desteklemem gerekirse;

    iç dünyasında huzursuz bir insan için yazlar hep çok sıcak, kışlar hep dayanılmaz soğuk olurken huzurlu ve mutlu kişiler 'tam denize girilecek hava var veya tam çıkıp kartopu oynayacak hava var' demektedirler.

    edit: yukarıda belirtilen abdurrahim karakoç şiiri demişim ama uçmuş zamanla... aşağıda belirtilen abdurrahim karakoç şiiri diyelim

    beşinci mevsim

    düştü can evime dördüncü cemre
    dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
    dörtyüz seksenbeş gün çekti bir sene
    onaltıncı aya takvimsiz girdim.

    aynalara baktım korku gösterdi
    saatler her sabah kırkı gösterdi
    namlular, nişanlar türk'ü gösterdi
    hayatım boyunca hedefte durdum.

    gül sundum yediler, koklamadılar
    armağan can verdim saklamadılar
    gittim... gelir diye beklemediler
    kaybolan gölgemi yollara sordum.

    getirdim yanıma ay'ı bir karış
    ölçtüm ki dağların boyu bir karış
    şehiri bir adım, köyü bir karış
    damlada denizdir en küçük derdim.

    savurdum, eledim, seçtim zamanı
    yaprak, yaprak tel tel açtım zamanı
    haftada üç asır geçtim zamanı
    nereye gittimse zamansız vardım.

    yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
    yazık, kuklalara sığmadı sesim
    yaşadığım şimdi beşinci mevsim
    çağın çilesini sırtıma sardım
  • kış, bahar ve yazın kültürlenmesi, sentezlenmesi ile ortaya kendini meydana getiren şeylere benzemeyen bir mevsim çıkıyor: mevsim x. (beşinci mevsim) izmir'de kış-yaz arası aylarda gözlemek mümkün; geçiş mevsimi filan değil. öyle geçiş olmaz. daha doğrusu olmaz olsun. aynı ortamda üstünde mont olan terlemiyor, askılı olan üşümüyor. ve bunlar, onların kişisel özelliklerinden kaynaklanmıyor. hem güneş gözlüğü takılıyor hem şemsiye taşınıyor. dolayısıyla hiçbir mevsime oturmuyor özellikler. bence mevsimler tablosuna yeni bir mevsim eklenmesinin zamanıdır.
  • istanbul'un son birkaç aydır içinde bulunduğu, sonbahardan hallice, yazın yandan yemişi mevsim.
  • girişiyle insanı alıp başka diyarlara sürükleyen şarkı. eurovision' un oylama sistemine kurban olan şarkılardan sadece biri. arada kaynayıp gitmesi sadece türkiye için değil bütün esc için bir kayıptır.

    ha, aynı zamanda bir kazançtır. zira bu şarkıyla birinci olsaydı türkiye, ertesi sene dinle gibi bir parça çıkmayacaktı.
hesabın var mı? giriş yap