*

  • hiçbir dinin anayasaya, toplumsal sözleşmeye yararlı olmadığını söyleyen düşünür. ingiliz william warburton'ın din konusunun özelinde hıristiyanlığın anayasanın korunmasındaki en büyük referans kaynağı olduğuna ilişkin düşünceleriyle onunla 17. yy'da bir sürtüşme içersine girmiştir.
  • yaşamıyla değilse de düşünceleriyle 18. yüzyıla bağlanan bu filozof aydınlanma çağı'nı büyük ölçüde etkilemiş,özgür düşüncesiyle güçlü silahlar hazırlamıştır.yazarın birçok eseri vardır ve tümünde de kuşkuculuk ön plandadır.
  • 1647-1706 arası yaşamış, felsefenin neliğine, özellikle de tanrıbilim ile ilişkisine yönelik yıkıcı ve sert eleştirileriyle tanınan fransız kuşkucu filozof. pierre bayle'in en önemli yapıtı yergici ve kuşkucu tutumunun anlatım ve içerik olarak en üst noktaya ulaştığı tarihsel ve eleştirel sözlük'tür (dictionnaire historique et critique, 1696). bayle bu yapıtındaki görüşleriyle ve kuşkucu düşünce yapısıyla kartezyen dünya görüşünün sorunlarına ilişkin tartışmaların kaynağı olmuş, aydınlanma düşünürlerini etkilemiş ve öne sürdüğü uslamlamalar da hume ile voltaire gibi filozoflar tarafından geleneksel tanrıbilime yöneltilen eleştirilerde kullanılmıştır.

    bayle, tarihsel ve eleştirel sözlük'te eski mısır ve yunan söylenbilgilerinin, ortaçağ'ın ve kendi döneminin din ve felsefe alanında öne çıkmış kişiliklerini her an işbaşında olan bir kuşkuculukla tarihsel açıdan ele almış; yaşam öykülerini de anlattığı bu kişilerin düşüncelerine ilişkin yorumları neredeyse kısa birer makale uzunluğunu bulmuştur. bugünden baktığımızda, bu yorumların her biri deneme sanatının "kusursuz" örneklerindendir. bayle, sözlüğün salt eğitici-öğretici ya da öğretisel bir ruha bürünmemesi için, sözlüğü öğretiselliği bozacak alıntılar, kısa öyküler, yorumlar ve uzun notlarla donatmıştır. bayle bu uzun yorumları aracılığıyla kendiden önceki tarihçilerin yanlışlarını düzeltmeye ve tarihi kayıtları saptırmaksızın olduğu gibi ortaya koymaya çalışmıştır. bayle'in düşünürler ve onların düşünceleri üzerine yaptığı uzun soluklu soruşturmalar sonucunda ulaştığı sonuç, her türden felsefi ve tanrıbilimsel kurama ya da uslamlamaya dizgeli bir kuşkuyla yaklaşılması gerektiğidir.

    şeylerin varolduğuna ve tanrı'nın bizi hiçbir zaman yanıltmadığına duyulan inancı akılla temellendirmenin boşunalığını, inancın ancak "inan"la, yani inanç temelli düşünceyle, bilinmeyene bağlanmayla temellendirilebileceğini savunan bayle, bütün inançların akıldışı ve düşünsel olarak savunulmaz olduklarını gösterdiğinden dinin altını oymaya çalışmakla suçlanmasına karşın, amacının yalnızca dinin sadece ve sadece inan (iman) temelinde kabul edilebileceğini göstermek olduğunu belirtmiştir. bayle, hristiyan olmayan, hatta tanrıtanımazcı görüşler de dahil olmak üzere bütün görüşlere ve dinlere hoşgörülü olunmasını salık verir. bayle'a göre yanlış bir dinsel tutuma çakılıp kalmak tanrıtanımazlığa hiç de yeğlenir bir durum değildir; üstelik tanrıtanımazlar da toplumun ahlak bakımından dürüst üyeleri olabileceklerinden onlara hoşgörülü davranmak gerekir.

    tıpkı pascal gibi aklın her şeyin üstesinden gelebileceğine yönelik inanca derin bir kuşku duyan, aklın da dinin de kendilerine özgü dogmaları olduğuna inanan bayle, gerek özgün sözlük'üyle gerekse dizgeli kuşkuculuğuyla kendinden sonraki pek çok düşünürü, özellikle de diderot ile d'alembert'in başını çektiği "ansiklopediciler" ile shaftesbury ve mandeville gibi ahlak filozoflarını derinden etkilemiştir.
hesabın var mı? giriş yap