*

  • eisenstein in 1923 yilinda yapmi$ oldugu dunya sinema tarihinin baslangici sayilan film
  • her sahnesinde ayri bir derin anlam oldugu soylenen film.
  • yurttas kane ile beraber, dunya sinema tarihi'nin baslangicinin hangisi oldugu uzerine elestirmenlerin birbirlerine girdikleri film.
  • 2 sene onceki film festivalinde özel gösterisi vardı orkestra eşliinde izledik hastası olduk
  • bu filmin ozelligini anlayabilmek icun o donemki sinema anlatimini iyi bilmek gerekmektedir.editing ve acilarda o zaman kadar pek denenmemis bir anltim yontemi bulmustur eisenstein.filmin editing gucu ile zaman ve mekan uzerindeki dagiliminin nasil etkinlestirilebildigini idrak edebilmis, running time ile story time i biribirinden guzelce ayirmistir.
    planlar da ise dagilim gostermis "aktorun tamamini izlemeye para veriyo seyirci" mantiginin ustune cikip yakin planlar, ve acilarla anlatimi zenginlestirmistir.
    simdi oturup izledigimizde merdivenlerden inen bebek arabasi sahnesi disinda keyif vermeyi gerektirebilecek sahane bir ozellige sahip bir film olmadigindan ancak teknik acidan modern sinemanin baslangici olabilecek bir filmdir.
    yurttas kane ise, teknik bir cok yeniliklerin beraberinde hala izlenirken allah dedirten guzel bir senaryo ve anlatim getirmistir ki bu acidan modern sinemada gonullerin sampiyonudur.
  • propaganda filmleri yapma hususunda joseph goebbels e ilham vermiş film.
  • izleyenleri sembol yağmuruna tutan konsantre film.
  • (bkz: mosfilm)
  • 1925'te, 1905 ihtilalinin yirminci sene-i devriyesi şerefine o zamanlar 27 yaşındaki genç eisenstein'a ısmarlanmış, ve üç ay içinde bitirilmek zorunda kalınmış bir filmdir.
    potemkin zırhlısında böyle bir isyan tarihte gerçekten yaşanmış olsa da, filme belgesel nitelikli demek yakışık almaz, zira hem propaganda maksatlarıyla gerçekte başarısız olan 1905 isyanı başarılı gibi gösterilmiş; hem de gerçekte yaşanmamış olan odessa merdivenleri katliamı gibi bir sahne çekilmiştir -ki bu sahne yüzünden birçok insan tarihsel bir gerçek sanacaktır bunu ilerde.
    her sahnesinin eisenstein tarafından ayrı bir incelikle, ayrı bir hesaplamayla çekildiği, sinema tarihinde bir mihenk taşı olduğu doğrudur, ama otisabi'nin de ifade ettiği gibi, öyle muhteşem de bir haz yoktur filmde bugün seyreden için.
    enteresan bulduğum bir olgu, komünist, kollektif anlayışa paralel olarak filmde baş aktörün olmamasıdır. ayrıca starların değil de sokaktan çevrilmiş adamların oyunculuğu filme ayrı bir karakter, ayrı bir insaniyet katmaktadır.
    sscb'de, "proletarya bunu anlayamaz" diye, ingiltere ve diğer avrupa ülkelerinde komünist propagandası diye senelerce sansürlü kalmıştır.
hesabın var mı? giriş yap