• istanbulun kendi haline terk edilmis tarihi, guzel bir semti. yabancilarin bir zamanlar altin boynuz dedikleri halic kenarinda, bir zamanlar rumlarin oturdugu bir semttir. ilk bakista varos izlenimi verse bile, balatta sokaklarinda dolasirken tarihi koklamaniz icten bile degildir. onunde 'bir zamanlar burada rus prensi bilmem ne'nin sarayi vardi' diye bir tabela bulunan bir copluge rastlamaniz mumkundur mesela. oldukca yokusludur, pek cok yerde merdivenlere rastlarsiniz. istanbullularin ragbet etmedigi bu mekani eger dolasacak olursaniz, elinde fotograf makineleri ie dolasan pek cok fransiz, alman turiste rastlarsiniz. balat sakinleri, carsambadakiler gibi tutucu degillerdir, kara carsaflilara pek rastlanmaz. kimse de yalniz basiniza gezmenizi kinayan bakislar firlatmaz. ama iki ev arasina gerilmis ipler ve onlara asili kurumakta olan beyaz camasirlar altindan gecerken, bu manzaranin da kendine ozgulugunun farkina varir insan. birdenbire, beklemeden bir parkla, bir tarihi evle, ya da bir patrikane ile karsilasiverirsiniz. geldiginiz yerin adi artik fenerdir, ama mahalleler ve semt adlari fark etmez- sokaklarinda kaybolmak icin vardir balat.
  • (bkz: ballad)
  • osmanli doneminde yahudiler de agirlikli olarak buraya yerlesmislerdir. balat'li mişon terimi unutulmasin
  • balat biraz kudus´u, daha dogrusu eski istanbul´u andiriyor. camiyle kilise, sinagogla ayazma yanyana bulunuyor. balat dernegi, basta camiler olmak uzere tum tarihi ibadet mekanlarinin restore edilerek istanbul´a kazandirilmasi icin bir program hazirliyor. programin ilk adimi olarak bugunlerde tum camilerin bahcelerine guller dikilmeye baslanmis.
  • yerlisinin %80'i üfler*
  • (bkz: balata)
  • semtin adının rumca saray anlamına gelen palatiyon kelimesinden geldiği söylenir.
  • bu akşam derin futbol'daki görüntülerine hayran kaldığım, burnumuzun dibinde nasıl bir güzellik olduğunu daha bugün hem de bir futbol programında öğrendiğim için kendimden utanmama sebep olmuş mekan. sen nasıl doğma büyüme istanbullusun diye sorarlar adama. ilk fırsatta gezip dolaşmayı planladığım semttir ayrıca.
  • dizboyu yoksulluğun fışkırdığı kimi evlerden gülben ergen şarkılarının yükseldiği semt. muhteşem bir şizofreninin mütevazı platosu. herkesin bir dikili ağacı yok belki bu semtte ama askere giden her gencin bir duvar yazısı var.
  • acayip seyler vardır ara sokaklarında mesela bana garip bir kahve falcısı denk gelmişti.bütün gün daireler,çemberler içinde oturup bir haltlar karıştırdığımı söyledikten sonra bana büyücü diye bağırıp ortaçağ engizisyonu tadı yaşatmış ve 1000 yaşındaki annesiyle beraber beni evinden defedivermiştir.balat'ta veya dünyanın herhangi bir yerinde gördüğüm herşeye lapin gibi atlamamam konusunda iyi bir ders vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap