balık pişiricisi
-
balık pişirmek için tasarlanmış bir elektrikli ızgara türü. üstü camla kapalı, uzun, altında su bulunan cihaz. kokusuz balık pişirilir. balıklar kurumadan pişer
-
giderseniz mutlaka barbun yiyin. bi de akşam olsun aylardan bahar olsun,sevidğiniz yanınızda olsun
-
izmirde "balıkçı" yerine kullanılan tükkan ismi..
-
izmir'de yemek sepeti'ne bile girmiş balıkçılar.
-
bir restorantda balık bölümüyle ilgili ustadır.
genelde bazı yerlerde dikkatinizi çeker, fırıncı ayrıdır, kebapçı ayrıdır, sulu yemek bölümünü düzenleyen kişi ayrıdır, bu böyle devam eder. balık pişiricisi de kendi bölümünün ustasıdır. -
-
ickili ickisiz, ama hep salatali ve limonlu balik yenilebilecek yerlere verilmeye ba$lanmi$, nedense kulagimi rahatsiz eden isim.
cok da eski olmayan zamanlarda, misal yeditepe lokantasi yazisinin yanina bir de balik resmi ili$tirildiginde tabelaya, gelip gecenler anlardi o mekanda balik pi$irilip yendigini. ayni mantikla gurce$me sushi evi tabelasina da isteyen balik resmi koyabilirdi, yine gelip gecenlerin bir cogu icerde balik yendigini anlardi, bunlardan bir kismi o baligin pi$ip pi$irilmedigini tarti$adursun, $imdiki restoranlara musallat olmu$ "pi$iricisi" gerzekligine ihtiyac duyulmazdi.
fethiye de de vardi bunlardan bi tane, bildigin ickili balik lokantasi, defalarca gitmi$ yemi$ icmi$sin orda. bi gun hangi akla hizmetse aha e$$ek kadar yeni tabela geldi dayandi giri$in ustune, balik pi$iricisi diye. dayanamayip girdim baktim, acaba teknolojinin dibine vurdular, absurd yontemlerle mi pi$iriyorlar deniz mahsullerini dedim. yok, bildigin ekip, bildigin ekipman. huylandim, garsona kalamar sordum, hani "maalesef efeenim, sadece calamari sunuyoruz mu$terilerimize" ukalaligi yapsa diycem ki ciddi bi entelle$me surecindeler, balik pi$iricisi ismi de bunun bi parcasi. "var abu" dedi, "taze.."
ciktim di$ari, sigarami yakarken goz ucuyla son kez baktim o yeni, o gereksiz tabelaya hayal kirigligi icerisinde.
bi yerlerde a long december caliyordu sanki..
"and the feeling that it's all a lot of oysters, but no pearls" -
istanbullulara, otun bokun önüne " le, the " gibi yabancı kelime çağrışımı yaptıracak ekler koydukları için anlamsız gelen adı üzerinde pişmiş balık servis eden mekanların genel adı. aslında basitliği aşağılanmasının nedeni. biz illa ki ingilizce, fransızca isimler isteriz. bir fish house olsa misal, nasıl da havalı ve yadırganmayan bir duruşu olacaktı. bu haliyle götüm gibi olmuş çok b-anal ve ivvraanç yani.
ek bilgi; genelde balık pişiricileri, balığı pişmiş olarak ( vaaavvv ) yanında salata ve hatta ekmek ile eve servis yaparlar. bi zahmet yemesi de size kalsın. ( anlayacağınız dilden ) take away de var, çok havalı oldu bu son özellik.
- reklam gibi ama tam olarak değil gibi -
edit: hunlu' nun peçeteye yazıp yolladığı isteği paylaşıyorum. en iyisi veli usta imiş. ben göztepe' deki balıkçı bekir' den eve söylüyorum. çipuraları lezzet sınırlarımı zorluyor. -
izmir'de ilk gördüğümde vaaayyyyy dediğim yerlerden biri, sonra baktım tüm balıkçılara yazmışlar balık pişiricisi diye. garip foça'da, dikilide vardı böyle yerler yıllar önce alır götürürsün balığını iskeleden atıverirler tavaya. senden bir salata ekmek kola/bira parsı alırlardı. ama şimdi herkes pişirince de bir anlamı kalmıyormuş gibi. biz urla'da girdik böyle bir maceraya. görmemiş istanbullular olara ille de böyle bir deneyim yaşayacağız. gittik bir restauranta biz balıkları alsak gelsek siz pişirecek misiniz dedik?
amannn sanki iskeleden yakaladığınız taze balığı getireceksiniz. bizde burada çiftlik çuprası vereceğiz, alıp geleceğiniz de ondan. ucuza gelecek zannedersiniz, sonra kuverdi, suydu, salataydı derken daha pahalıya gelir dedi. gelin ben size efedi efendi menü yapayım. yiyin için bol bol.
dinlemedik, gittik balıkçıya çiflik çuprası ve levreğimizi götürdük başa restauranta, yanında rakımızı açtık vs vs hesap geldi. bize menü yapayım size gençler diyen amcamdan daha pahalıya geldi toplamda.
ne kazandık biz bundan
- hikayemiz var artık
- "abi biliyon mu izmirde alıyorsun balığını dışardan restauranta gidiyon pişir bunu bize diyorsun, 1 tl pişirme parası alıyorlar sadece"
- vay be enteresan
ama urla güzeldi
tanju okan çaldılar bol bol -
pişiriciliği sadece pişirmek zanneden bir balık lokantasında geçen hadisedir:
alaçatı'dan dönerken urla'da uğradık bunlardan birine, oturduk neyse herkes siparişini veriyor..
-ben- limonlu ve hafif zeytinyağlı semizo...
-pişirici- semizotu yok efendim.
-ben- kırmızı marul varsa.. yoksa yeşil de olabi...
-pişirici- yok efendim!
-ben- o zaman maydanoz, dereotu, roka ve taze soğa...
-pişirici- yok efendim, salatamız standarttır.
-ben- bana ince bir dilim yağsız somon ver bir tabağa da 1 domates bir de salatalık doğra gönder.. yanında da acılı şalgam ver..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap