• ing: contextualism
    özellikle estetik yoruma ilişkin bir görüştür. buna göre sanatsal bir yapıt veya çalışma, oluşturulduğu tarihsel dönem ve kültürel bağlam göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
  • bir eylemin içinde bulunduğu bağlamı vurgulaması gerektiğini, o şekilde anlaşılabilir olabileceğini savunan postmodern görüştür. şengül öymen gür'ün tanımıyla; "küreselleşmeye karşı eleştirel bir duruştur."

    mimarlıkta, tasarımın yapıldığı coğrafyanın topografyasını, tarihini, kültürünü hatta o yörenin malzeme ve yapım sistemini dikkate alıp, ona uygun tasarım yapılması gerektiğini öngörür. modernizm'e yöneltilen en büyük postmodern eleştiri bağlamı gözardı etmesidir.

    "küreselleşen dünyada artık bağlamdan ne kadar söz edilebilir?"
    "ya da söz edilmeli midir?"
    ya da "küresel çeşitliliği meydana getiren bağlam değil midir?" soruları mimarlık ve sanat çevrelerinde sorulmaktadır.
  • bir cümlenin önündeki arkadasındaki cümleye bakarak anlam kazanmasıdır. yani söylediğiniz her şey, bir bağlam içinde anlam kazanır. bağlam olmaksızın anlama varmak mümkün değildir.
    örneğin, discourse analizi açısından baktığınızda "burası soğudu mu?" diyen kişi aslında size "camı kapatır mısın?"diyordur. burada kişilerin içinde bulunduğu ortam bağlamı şekillendirir ve cümleler o setting içinde anlam kazanır.
    bazı cümlelerde birine bir şey yaptırmak (causing someone to do something) niyet edilirken, bazı cümlelerde ise tamamen edilgenlik sözlük konusudur. sözeylem açısından değerlendirme yapılmalıdır.

    ayrıca dil öğrenmede, bağlamsallık son derece önemlidir. yani beyin en küçük anlamlı birimden en fazla anlama ulaşır. bunun anlamı şudur, bir kitap okurken anlamadığınız bir kelime görürsünüz, beyin öncesi ve sonrasına bakar ve aklında tutar. aynı kelimeyi başka yerde gördüğünüzde ise beyin bu sefer "abi en son şurda gördük, şu metin içinde, orada şöyle kullanılmıştı." der ve yeni bağlama eski bağlamı birleştirerek bir anlam verir. "anlamasanız da okuyun, izleyin, duyun." denilmesinin, dil öğrenimindeki temel esası buraya dayanır.

    bağlam hermönötik ve çeviribilimi içinde son derece önemlidir. birisi size "bak ne diyor, çevirsene." derse, "bağlamı bilmiyorum." diyebilirsiniz. kelimeler bağlama göre anlam kazanır. örneğin oftalmolojide chamber kelimesini kamara olarak çeviririz, (front chamber-ön kamara); fakat chamber oda, hazne, meclis gibi anlamları olan bir sözcüktür. çevirmenin bağlama hakim olması, çeviri çıktısını doğrudan etkiler.

    pandemi döneminde, konferans çevirmenlerinin zoom gibi platformlarda yaşadığı ana zorluk, bağlamtısallaştırmanın sağlanmasıdır, diğer tüm meta-cognitive (üst bilişsel) zorluklarla birlikte. 20 dakikalık shift bitince, "bir kahve yapayım, bir sigara içeyim, su doldurayım." diye mutfağa gidersiniz, tüm bağlamı kaçırırsınız. bazen o 20 dakikada, yemeği koymak, evi süpürmek, toz almak zorunda kalabilirsiniz. ucu ucuna 20 dakika bitip kulaklığı taktığınızda, bir önceki cümleyi duymadan (maalesef) çeviriye başlamanız gerekebilir. aynı zorluk, tek röle kullanılan toplantılarda da olur. hatta tek röle ile kalmaz, tek kulaklık varsa iki tercüman için, tercüman bir önceki cümleleri duymadan çeviriyi alır. kesinlikle elverişli değildir çeviri için. teknik firmaların bu konudaki hassasiyeti toplantının başarısını belirlemede kilittir. teknik olarak, iki röle olmasının nedeni de toplantıdan kopmamak, aynı şekilde kabin partneriniz ile dayanışmayı sağlamaktır.

    anlam için contextualism her şeydir. yaşasın contextualism!

    ps. bağlamtısallık. bağlamcılık değil.
  • felsefede bağlamsalcılık, dil felsefesinde bir eylemin, sözün veya ifadenin gerçekleştiği bağlamı vurgulayan ve bazı önemli açılardan eylem, söz veya ifadenin yalnızca göreceli olarak anlaşılabileceğini savunan görüşleri tanımlar. bu bağlamda, bağlamsalcı görüşler, "p anlamına gelmek", "p olduğunu bilmek", "a için bir nedene sahip olmak" ve hatta muhtemelen "doğru olmak" veya "haklı olmak" gibi felsefi olarak tartışmalı kavramların yalnızca belirli bir bağlama göre anlam taşıdığını savunur. bazı filozoflar, bağlama bağımlılığın göreliliğe yol açabileceğini savunur; yine de, bağlamsalcı görüşler felsefe içinde giderek daha popüler hale geliyor.

    etikte, "bağlamsalcı" görüşler, durumsal etikle veya ahlaki görecilikle yakından ilişkilidir.

    kriminolojide ampirik araştırma metodolojileri, karşılaştırmalı bağlamsal analiz geliştirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap