• ustad kirael'in foton kusagina girildikten sonraki donemde dunya ve uzerinde yasayan canlilarin ne gibi kimyasal degisimlere ugrayacagini anlatan kitapta;

    1. gün: 21 aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.
    2. gün: atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).
    3.-4. gün: atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
    5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

    gibi konulardan bahsedilmektedir.
  • bakın coronavirus aşısı (covid-19 aşısı) belki de kapıda. 2020 yılında büyük değişimler geçidindeyiz. yüz yılda bir olan salgına* (yapay yaratılmış bile olsa, o eşiğe) denk gelmek müthiş. yalnız burada tipik macera merağında değil, gerçeğin/tarihselin yükü altında ezilebilir olduğum hissindeyim. (bkz: coronavirus/@ibisile)
  • derler ki, siz yaşamınızın direksiyonunu ele alma melekelerinizi idrak etmeye başladığınızda, büyük bir dönüşüm başlar. huzur ruhunuza yerleşir. başka dünyaların olasılıkları, hiç öğrenilmemiş, var edilmemiş sonsuz realiteler olduğu perdeler arkasından belirmeye başlar.

    yaşamın diğer herhangi bir yaşam kadar önemli olduğunu anlamaya başladım. kendi yaşamım olmadan, hiçbir şey anlam ifade etmiyordu. tüm yaşam serüvenleri dev puzzle'ın parçalarıydı. bir an için var olmadığını-edilmediğini düşün. koca bir hiçlik, öyle değil mi? bu büyük değişimi kucaklayacaksam, tek bir şeyi bile kaçırmayacak kadar an'ın içinde hazır olmam gerektiğini hissediyorum. okul hayatımda sevdiğim derslerde en önde oturmayı istediğim kadar istiyorum bunu. tek bir şeyi bile kaçırmamak. bu obsesif bir yaklaşım değil, çünkü kaçırmamak için uğraş verdiğim detaylar ya da işaretler başka yaşamlarda değil, kendi yaşamımda gizli. bu her birimiz için böyle. kilit soru; en önem ve merakla takip ettiğin yaşam kendininki mi yoksa gözün sürekli başka yaşamların takibinde mi? kendi direksiyonunda mısın yoksa diğer sürücüleri izleyip vakit mi kaybediyorsun? belirmeye başlayan yeni hakikatte yapman gereken, önüne serilen yeni dünyaya kalbini açmaya gönüllü olmak. değişim kaçınılmaz ama dönüşüm senin elinde.
hesabın var mı? giriş yap