• toplumsal yaşamın idamesi için gerekli olan yenilenme, kendini yeniden üretme eylemi olarak tanımlanmıştır
  • kelime yunanca auto (nefs/kendi/kendiliginden) ve poiesis (yaratim) kelimelerinden turemis ve ilk olarak sili'li biologlar humberto maturana ve francisco varela tarafindan biolojik sistemleri aciklayabilmek icin kullanilmistir. kelimenin ingilizce anlami self-creation. turkce'ye sanirim 'nefs-i yaratim' olarak cevrilebilir (ya da oyle hosuma gitti). daha sonra luhmann autopoiesis'i sosyolojiye uygulamistir. basitce anlami kendini kendinden yeniden uretebilen sistemler olarak dusunebilir, hucre gibi.
  • (bkz: hukuk sistemi ve autopoiesis)

    gökçe çatalolukun hukuk felsefesi açısından çalışması...

    efrâdını câmi, ağyârını mâni bir çalışma olmuş.
  • (bkz: autopoietic)
  • (bkz: otopoez)
  • (bkz: sympoiesis)
    (bkz: allopoiesis)
  • (bkz: yeni bilim bağlantısallık yeni kültür yaşamdaşlık)

    enformasyon işleyen sistemler, er ya da geç zekâ üretir.
  • autopoiesis -öz yaratım- bu ilke esasında bağlantısallığın anlaşılmasıyla ortaya çıktı.
    biyolojik sistemlerde bütün, onu oluşturan parçaların aritmetik toplamdan fazladır.

    peki bu fazlallık nereden geliyor?
  • türkçe karşılığı, özyaratımdır.
  • viki'de, yunanca kendi kendine ve yaratmak, meydana getirmek anlamlarına gelen sözcüklerin birleşimi olarak tanımlanmış.

    literatürde ilk kez 1971'de şilili biyologlar tarafından kullanılmış, daha sonra sosyolog niklas luhmann 1984'de yayımladığı sosyal sistemler eserinde teorisinin temel kavramlarından biri olarak bu terimi kullanmıştır ki ben de tezimi çalıştığım dönemde rast gelmiştim. sosyal sistemler teorisinde iletişim autopoiesis aracılığıyla oluşur ve sistemi yeniler. toplum, önceki iletişime referans vererek sonraki iletişimi sürekli yeniden üretmek yoluyla devamlılığını sağlar. görüşün temeli gottfried wilhelm leibniz'e uzanır.

    bu terim psikolojik durumları açıklamak için kullanılabilir. bununla birlikte literatürde nedensellik içeren bir yöntem olmadığı için söylediklerim spekülasyon olmaktan öteye geçmeyecektir.

    kişilik, insanların çoğunluğu için yaşamda bir kez oluşan, inşa edilen bir yapıdır ancak kayıplar, travmatik olaylar ve benzeri psikolojik deneyimler yaşayan kişiler için tekrar oluşturulabilir. metafizik öğretiler benlik algısının tasfiye edilmesini, nefs terbiyesini nasihat eder, bu durum aynı zamanda kişiliğin yeniden üretimi demektir. autopoiesis kavramı bu tür tecrübeleri açıklamak için kullanılabilir. ezoterik yöntemler, bir önceki iletişime referans vererek ilerler, böylece nesnel olarak ifade edilemeyen tecrübeler elde edilir, bu sayede pratik yaşamı etkiler ve oluşturur.

    insana dair bilinmeyen pek çok olgu var, bilimsel yöntem derinleşerek bu tür alanları keşfettiğinde insan olarak ne olduğumuz konusunda daha açık fikirlere sahip olabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap