• istanbul'un ilk toplu tasim araclaridır.. ilk olarak 1871 yılında, azapkapi - galata hattında hizmete girmişlerdir.. bu sayede osmanlı'nın payitahtı sehri istanbul yepyeni bir çehreye kavuşur.. istanbullular bu yeniliğe çok çabuk uyum sağlamışlar, hatta atlı tramvayın önünden koşup elindeki borazanıyla yoldakileri uyaran vardacilara da alışmışlardır..

    ancak, atlı tramvaylı günlere balkan savasi nedeniyle zorunlu mola verilir..zira harbiye nezareti tarafından ferman buyrulmuştur :

    ''memleketteki bütün atlar orduya tahsis edilmek üzere satın alınacak..''

    savaşla birlikte bir yıl tramvaysız kalan istanbul için artık tek şansın teknolojiye ayak uydurup elektrikli sisteme geçmek olduğu, böylesine talihsiz bir olayla anlaşılmış olur ve atlı tramvaylar 1914 yılında yerlerini elektrikli tramvaylara bırakırlar..
    (bkz: tramvay)
  • izmir de kordon da ve karsiyaka da 1935 lere kadar hizmet vermis, hareket halinde iken atlamasi binmesi kolay bir ulasim aracidir, şimdilerde lastik tekerlekli ve traktör tarafindan cekilen taklitleri tatil yorelerimizde gorulmektedir.
  • yanlış hatırlamıyorsam, zamanında bir de konya'da sefer yapmış olan taşıtlar.
  • konya tarihinin gördüğü ilk toplu taşıma aracı da işte beygir gücüyle çalışan bu “atlı tramvaylar”dır. 19. yüzyıl sonlarında çalışma mekanları ve meskenler arasındaki mesafenin artması konya’da toplu taşıma araçlarını bir ihtiyaç olarak hissettirmiştir. şehrin ulaşım sorunlarını halletmek için toplu taşıma aracı olarak atlı tramvay sisteminin kurulması uygun görülmüştür.

    bu karar 1906 yılında sadrazam avlonyalı ferit paşa’nın girişimleriyle, selanik atlı tramvayı’nın satın alınması ve konya’ya kurulmasıyla hayata geçirilir. yaklaşık 25 yıl konya sokaklarında arzı endam eden atlı tramvayı hatırlayacak neslin temsilcilerini bulmak hayli zor. en iyimser tahminle 7, 8 bilemediniz 10’lu yaşlarında atlı tramvayı gören bu neslin hatıralarından istifade etmeyi bir tramvay gönüllüsü olarak çok arzu ederdim.

    yakın bir tarihte vefat eden konya üzerine yapılan araştırmaların kaynak kişisi koleksiyoncu safa odabaşı’nın düştüğü kayıtlardan kısmen de olsa bu enteresan taşıta ilişkin bilgilere ulaşabiliyoruz. bu bilgiler ışığında atlı tramvayın “türbeönü'nde amil çelebi'nin evinin önünden hareket ederek, türbe caddesi'nden sağa istanbul caddesi'ne; oradan sola hükümet alanı'na; merkez bankası'nın önünden geçerek yusuf şar'ın konağı olan eski belediye binası (şimdiki iş bankası'nın) önünden sola arapoğlu makası'na saparak (bir ara anap il binası olan) arapoğlu kosti adındaki avukatın evi ve tahirpaşa camii'nin önünden zafer meydanı'na; oradan kolordu binasını (eski kız ortaokulu) ve atatürk müzesi'ni (vali evi) takiben ziraat abidesi'nden (atatürk anıtı) geçerek feritpaşa caddesi'nden (istasyon caddesi) istasyon'a” yolcu taşıdığını öğrendim. bu hattın haricinde eski buğday pazarı ile istasyon mevkii arasında buğday taşıyan bir de yük tramvayı çalışırmış.

    arapoğlu makası gibi şehir hayatına girmiş pek çok kavramın kabul görmesinde şehir halkının işlerini kolaylaştıran unsurlarla kurduğu “ünsiyet”, bu gereçlere beslediği sevgi rol oynamıştır. yüz yıl öncekinin atlı tramvayı, o dönem halkının ihtiyaçlarını sırtlanmasıyla şehrin hafızasında sevimli hatıralar bırakmıştır.
  • genelde 2 adet atın tramvay vagonunun ön tarafına bağlandığı ve atları kumanda eden bir gözetmenin komutasında vagonun çekilmesiyle ulaşımın sağlandığı taşıt. ray aralıklarının elektrikli tramvayda bulunan ray aralıklarından farklı olduğu ve yaz/kış olmak üzere iki adet yolcu vagonunun bulunduğu gibi bilgiler mevcuttur. tramvayın son durağına gelindiğinde atlar tekrar ön taraftan alınarak arka tarafa bağlanır ve bir süre dinlendirilip sefere hazırlandıktan sonra yola çıkartılırmış. at kardeşlerimiz burada vardiya usulü çalışıyorlarmış.
  • atlı tramvaylar zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik şişhane yokuşunu çıkabilmek için azapkapı'dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş .

    tramvay bu haliyle taksim'e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, bu gün taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi maksemi ile fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak azapkapı'ya götürülürlermiş.

    taksim deki bu ahırı dingo adlı bir rum vatandaş işletirmiş. gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimizdeki ''burası dingo' nun ahırı mı giren çıkan belli değil '' sözünün buradan geldiği söylenir.
  • 1940'larda izmir karşıyaka vapur iskelesi önünden, alaybey istikametine ve 2. kordon'dan da alaybey tren istasyonu'na sefer yapan; o dönemdeki ismiyle "eski tramvay caddesi'''nde tek bir atın* çektiği tramvay. insanlardaki zarafet, şıklık ve özen kendini göstermekte. nostalji. http://i.hizliresim.com/oerro0.jpg

    ve bu: http://i.hizliresim.com/3a9aoo.jpg
  • (istanbul) 1869 yılında, konstantin karapano'nun istanbul tramvay şirketi'ni kurmasıyla beraber hizmet vermeye başladı.

    ilk hat : (azapkapı - galata - tophane - beşiktaş)

    atlı tramvaylar sefere çıkabilmek için 3 kişiye ihtiyaç duyuyordu. önde elindeki borusuyla yayaları uyaran vardacı, atları süren sürücü ve yolcularla ilgilenen biletçiden oluşan bu ekip, istanbul'un ilk toplu taşıma personelleriydi.

    1914 yılına kadar istanbul'da hizmet veren bu tramvaylar, elektrikli tramvayların istanbul'a gelmesiyle beraber işlevini yitirdi. 1881 yılında berlin'de, 1883 yılında londra'da ve 1889 yılında da boston'da hizmete giren elektrikli tramvayların istanbul'a 33 sene gecikmeli gelmesinin esas sebebi, abdülhamid'in elektrikten korkmasıydı. abdülhamid'in elektrik korkusu öyle baskındı ki, elektrikli tramvayın ilk seferini şam'da yaptırdı.
  • retrospektif bakışla bakan niyazi ahmet'e göre istanbulluları hiç memnum etmemişlerdir. yazar atların çiğneyip öldürdüğü insanlardan bilet keserken parayı cebe indirmelerine kadar çeşitli şikayetleri derlemiş.
hesabın var mı? giriş yap