• (bkz: çilecilik)
  • işin aslı asketizm'i direkt çilecilik olarak tanımlamak yanlıştır. asketizm de kendi içinde bu dünya asketizmi ve ahiret asketizm olarak ayrılabilir. ahiret asketizmini çilecilik olarak adnlandırmakta mahsur yoktur, ancak bu dünya asketizminin çilecilik olarak adlandırılması biraz zorlama bir yaklaşım olmaktadır.

    elbette bu noktada bilinen asketizmin bir tanımını da yapmak gerekir; kısaca tanrı için çabalamak çalışmak, dünyevi bir çok şeyden elini ayağını çekmek. kutsal bir yol uğrunda insanın kendini feda etmesi.

    ancak bu tanım daha çok ahiret asketizmi ile uyuşmaktadır. dünyevi asketizminin de her ne kadar amacı aynı olsa da, bu amaç uğrunda aldığı yol farklıdır. dünyevi asketizmde birey tanırının şanını dünyada sürdürebilmek için daha çok çalışır, dünyevi mallar uzak durulması gereken, kaçılması gereken unsurlar değildir, ki bazı durumlarda tersine insanın belli bir seviyeye kadar lüks bir biçimde yaşayabileceği dahi kabul edilmiştir (tanrının dünyadaki şanını düşürmemek adına). elbette ki mal, bir gösteriş aracı haline gelirse bu durum tehlikelidir, ve böyle bir durumdan her zaman uzak durulmalıdır.

    ki weber'de bir noktada avrupada kapitalist sistemn gelişebilmesini, dünyevi asketizme bağlar. tanrının şianı için çalış, çabala, bir an bile durma, gerektiği kadarı ile ye iç. biriken ile tekradan yeni yatırımlar yap, çalış ve çabala. mükemmel bir kapitalist sistem dayanağı.
  • max weber'in, "protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu" adlı eseri hristiyanlık mezheplerinin tümündeki farklı asketik temelleri analiz ederek bir ideal tip üzerinden kapitalizm ile uygunluğunu araştırır.

    asketizm manastır anlayışı ve doğuştan gelen günahkarlık anlayışı temelinden üretilmektedir gibi bir çıkarım yaptım.

    not: bahsedilen kitabın tutku yayınevi tarafından yapılan baskısı, berbat bir çeviriye sahip ve dil bilgisi, yazım hatalarıyla dolu bir baskı.
  • (bkz: riyazet)
  • çilecilik olarak tanımlanan, pier vitrorio aureli'nin az yeterlidir kitabında minimalizmin doğuşuyla direk bağlantılı anlatılan kavram.
  • tam çevirisi değil ama, "kendini ilahi amaçlara vakfetme" olarak çevirmek daha dogru gibi.
  • " max weber meşhur kitabı "protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu*"nda iki tür asketizm tanımlar: dünyevi ve uhrevi. ilkinde asketizm dünyadan vazgeçmek anlamına gelir, müzevilerin ve keşişlerin yaptığı gibi; ikinci durumda asketizm daha seküler bir hal alır ve kendisini çalışma ve üretim etiğine tamamen adamak için alelade oyalanmalardan arınmış bir varoluş imkanına yönelir. weber uhrevi asketizmi kapitalizm etiğinin başlıca kaynaklarından biri olarak görür: "kalvinizmin gelmesiyle birlikte asketizm manastır sınırlarının ötesine geçti ve şehirde yayılan bir zihniyet haline geldi" der. asketizim, içgüdüleri bastırmayı ve katı bir etik akılcılık disiplinine bağlılığı gerektiriyordu. weber için bu etik akılcılık, hem burjuva yaşam biçiminin dayanağı hem de sonradan benjamin franklin'in ekonomik faydacılığında ortaya çıktığı haliyle tam da kapitalizmin ruhuydu."

    her iki tanımın yapısal anlamda tezatlığı ancak ortak bağlamı ise insanın aklını kurcalıyor.

    kaynak;
    protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu - max weber
    az yeterlidir - pier vittorio aureli
  • (bkz: ego ölümü)
  • görsel

    görsel

    mircea eliade:
    çaba sarf ettiği görüldüğünde, onun "bu yaşamda ölmeyi" düşlediği fark edilecektir. gerçekten de bir ölüme ve ölümün ardından da başka bir oluş haline yeniden doğuşa tanık oluruz: bu yeni oluş hali kurtuluş olarak tanımlanır. "yeni bir beden"in veya "mistik bir beden"in yaratılışını (ilkellerde bu yeni beden simgesel olarak yeni doğmuş bebeğin bedeniyle özdeşleştirilir) takip eden ilkel veya diğer türden erginleme ritüelleri düşünüldüğünde yoga ile erginleme arasındaki benzerlik kendini iyice belli eder.

    -

    ''yogin insani tutkulardan vazgeçmesi karşılığında kendisine verilen bu "büyülü güç"ten bile vazgeçmeye teşvik edilir. feragat ile feragatın büyülü sonuçları arasındaki neredeyse fiziksel bir nitelik taşıyan bu denge anlayışı dikkat çekicidir.''
    -

    kesin olan bir şey varsa o da -hareketsiz, donuk- duruşun
    her halükarda insani varoluştan başka bir hali taklit ettiğidir. asana halindeki yogin bir bitkiye veya bir tanrı heykeline benzetilebilir; ama tanımı gereği hareketli, heyecanlı, ritmi bozuk insana hiçbir şekilde benzetilemez.
  • (bkz: asetizm)
    (bkz: askitiki)
hesabın var mı? giriş yap