aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • surprizlerle doludur... arada bir ana caddeyi bosverip arka sokaklardan yurumekte fayda var...
  • "tinerci çocukların, bir parça peynirle bir somun ekmeğin huzurunu bacak aralarında taşımak zorunda olan orospuların, varoşların buğulu perdesini kör bir usturayla yırtmaya çalışan modern zaman kabadayılarının, alkoliklerin, hırsızların, evsizlerin ölüme kalkan son otobüsü bekleme durakları."
  • bir şehrin gerçek yüzünü görebileceğiniz ve şehri en iyi tanıtan yerlerdir.
  • beyoğlu deyince, akillara hep arka sokaklar gelirdi eskiden.
  • (bkz: #9470053)
  • hayatın ayrıntılarının vuku bulduğu nahiyelerdir. üstünkörü yaşayanların yolu -macera(!) aramadıkları sürece- buralara pek düşmez. ancak burda sözü geçen ayrıntılar her zaman ekstrem olaylar değildir. bazen en basit, en eğlenceli, en dolu anıların çıkış noktalarıdır.

    ayrıca zengin magandaların yoğun olduğu büyük caddelerden çok daha az tehlike arz ederler.
  • çalıştığım şirketin patronunun, yurt dışındaki ortakların istedikleri back office çalışmasına uygun gördüğü türkçe karşılık. demek ki patron olmak için yüksek hayal gücü, üstün sıkma yetisi ve de sınırlı bir mizah anlayışı gerekli.
  • koskoca izmit dururken, silivri'nin pişmaniyesini ünlü yaptılar. evet silivri'de de pismaniye var ama sadece migros'ta, bim'de.. o da stoklarla sınırlı.
    illaki silivri'den bahsedecekseniz meşhur (sözde) yoğurdu var. ondan bahsedin ya da alın elinize bir harita bakın bakalım. silivri neree.. izmit nere.
  • "dizi" diye her hafta ciddi ciddi yayınlanan bir yeteneksizlik ve saçmalık silsilesi.

    3 yıl aradan sonra sadece pazartesi günleri ezel için televizyon çilesine katlandım bi ara. artık ezel'in bölümleri de o kadar sağlam olmadığı için internetten izliyorum zaten, heyecana gerenk yok. ama reklam aralarında bu diziye ne zaman baksam, en azından daha önce biraz daha kaliteli rollerde oyunculuklarını görme şansımızın olduğu, özellikle şevket çoruh, zafer ergin ve özgür ozan gibi isimlerin rezil performanslarını, hele hele figürenların, senaryoyu sadece kuru kuru okudukları halleri ve tabii senaryonun komple rezaletini gördükçe midem bulanıyor bu diziden benim.

    bir de dikkat edin, ezel'den sonra, gerekli gereksiz bir sürü "dıııııııt" duymaya başladık. sürekli küfre boğdu senarist diziyi resmen. eskiden başımızdan bir an bile eksik olmayan, tayfun güneyer diye bir "senarist" ve "yönetmen" vardı, yemin ediyorum ona rahmet okutur bu dizinin senarist ve yönetmeni. tam bir rezalet!
hesabın var mı? giriş yap