• zeka belirtisinin turnusolüdur. "rakibimin geçmişteki sabıkalarından bahsetmeyeceğim," diyen birisi aslında çaktırmadan mevzuyu bahsetmek istemediği şeye getiriyor demektir. apophasis budur. genelde solcularin kullandigi bir yontemdir, fazlasiyla severim.
  • latinceden yunancaya, yunancadan ingilizceye geçen sözcük. bir şeylerden bahsetmeyeceğini ima ederek konuya dikkat çekmek anlamına gelir. mesela size "bozuk kullanılan türkçeden bahsetmeyeceğim" dersem aslında türkçenin bozuk kullanıldığını ima ederim.

    ayrıca türkçesi için ise (bkz: demezcilik)
  • heidegger 'e göre "görünür kılma".
  • apophasis'e sessizliğin sesi diyebiliriz. bir öğüt olarak şu sözü defaatle işitmişimdir: "sessizliğin sesini dinleyin evladım, her sorunuza cevap bulursunuz." apophasis, aslen bir retorik aracıdır, mevzudan bahsetmeden mevzuya dikkat çekmek anlamında.

    eh, sessizliğin sesi de böyle değil mi? çoğu zaman sustuğumuzda, konuştuğumuzdan daha fazla şey anlatırız ve aslında ne anlattığımızı bile bilmeyiz. sessizlik, başını sonunu kestiremediğimiz, sınırlarını bilmediğimiz bir yerdir çünkü. ağzımızdan çıkan her sözden sorumluyuz fakat sessizlikten değiliz (konuşmanın, hakkı söylemenin elzem olduğu durumlardan bahsetmiyorum, retorik alandayız hanımlar beyler). sessizlikle terbiye olmuş bir ses, yani sözde ne israf ne cimrilik ediyor. hayali bile cihan değer. sükut altın diyorlar ya, bozdur bozdur harca. yani dinle dur, konuşmayı öğrenene kadar...
  • oxford sözlüğün’de, apophasis terimi; john smith’in “retoriğin gözler önüne serilmiş sırları”(the mysterie of rhetorique unvail’d) adlı kitabından yapılan alıntıyla şöyle tanımlanmıştır: inkar vasıtasıyla bir şeyi gözler önüne sermeyi sağlayan ironi çeşidi!
hesabın var mı? giriş yap